Türklerin kullandığı alfabeler

Bugün 1 Kasım 2019, Harf İnkılabının 91.yıl dönümü. Peki Türklerin tarih boyunca etkilendiği ve etkilediği kültür daireleri çerçevesinde kullandığı diğer alfabeler neler?

GÜNDEM 01.11.2019, 16:52 01.11.2019, 17:33
Türklerin kullandığı alfabeler

Tarihin en çok coğrafya değiştiren toplumlarından olan Türkler, göçebe ve savaşçı özellikleri kaynaklı pek çok milletle etkileşime geçmiş; hem bu toplumların kültürlerini etkilemiş hem de bu toplumlardan etkilenmiş olarak tanımlanıyor. Bu sebeple de dilbilimciler Türkçe’nin yazımında bugüne dek 12 ile 18 arasında farklı alfabenin kullanıldığını ifade ediyorlar. 

Türklerin tarihte kullandığı alfabelerin ilki Göktürk alfabesi

İlk olarak Göktürk ya da Köktürk alfabesine bakıldığında, alfabenin 4 ünlü ve 34 ünsüz harfle toplam 38 harfi olduğu görülüyor. Alfabenin Göktürklerden sonra Uygurlar döneminde de bir süre kullanıldığı biliniyor. En büyük kanıtları Orhon ya da Orhun yazıtları olarak da bilinen yazıtlarda bulunan Göktürk alfabesini ilk olarak Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen’in çözdüğü ve alfabenin sağdan sola yazıldığı kaydedilen diğer önemli bilgiler arasında yer alıyor.



Alfabeyi kullananlar arasında Bulgarlar, Hazarlar ve Peçenekler de bulunuyor.19.yy da bulunduğunda Göktürkçe’ye dair fikirler veren Orhun Yazıtlarından en bilinenleri Bilge Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtları olarak kaydediliyor. Yazıtların içeriğinin temel vurgusu Türk töresine, toplumsal hayatına, devlet adamlarının ve halkın birbirlerine karşı sorumluluklarına yönelik verdiği bilgiler olarak biliniyor. Alfabenin tarih sahnesinde Göktürklerin ardından gelen Uygurlar tarafından da kullanıldığı 759-760 yıllarında dikildiği bilinen Şine-Usu yazıtı ile Taryat Yazıtı’nda görülüyor.

Uygur alfabesi

Uygurca üçü ünlü, 11’i ünsüz harfle toplam 14 harften oluşan bir alfabe olarak sağdan sola doğru yazılıyor. Türklerin yerleşik hayata geçtikleri dönem açısından belirleyici olan alfabe için ünlü eseri Divan-ı Lügati’t Türk’te Kaşgarlı Mahmut “Türk alfabesi” ibaresini kullanıyor.
15.yy’da dahi Osmanlı sarayında kullanıldığı bilenen Uygur yazısının ilk kullanım tarihi olarak 7.yy-8yy gösteriliyor. 

Fatih Sultan Mehmed Uygur alfabesi kullanıyordu

Topkapı Müzesinde bulunup Reşit Rahmeti Arat tarafından yayınlandığı kaydedilen bir yarlık bulunuyor. TDK’ya göre yarlık ferman anlamına geliyor. Bu belgeye göre Fatih Sultan Mehmed döneminde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan ile yapılan savaşın ardından 1473 tarihinde bir yarlık gönderiliyor. Gönderilen yarlığın dilinin ise hem Uygur hem de Arap alfabesi olduğu görülüyor. 

Arap asıllı Türk alfabesi

1 Kasım 1928 tarihli Latin Harflerinin kabulüne ilişkin tartışmaların en mühim düğüm noktalarını oluşturan konuya dair belirtilmesi gereken en önemli detay; Osmanlıca’nın ayrıca bir dil değil, Türkçe’nin Arap-Fars harfleriyle yazıya aktarılma şekli olduğunun belirtilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Türklerin Arap alfabesi ve Arap kültürüyle tanışması ise tarihçiler tarafından 751 yılı Talas Savaşı olarak ele alınıyor. 28 harften oluşup sağdan sola yazılan bir alfabe olan Arap alfabesinin üç tane sesli harfi olması Latin Harflerinin kabulüyle ilgili tartışmaların dayandığı en önemli noktalardan biri olarak biliniyor. 

Osmanlıların kullandığı alfabede 31 ila 36 harf bulunduğu kaydedilirken ünlü seslerin çoğu Arap alfabesinin sınır ve imkânları ölçüsünde seslendirilemiyordu. Bunun yanında p,ç,j benzeri bazı ünsüzler ise dili doğru seslendirebilmek amacıyla Farsça’dan dile eklenmek durumunda kalınmıştı. 10.yy’dan itibaren Türk-İslam devletlerinin Arap alfabesi kullanmaya başladığı kaydedilirken bu konuda bir istisna olarak Karamanoğulları gösteriliyor ancak bu konuya dair de yanlış bilgiler mevcut olabileceğinin altı çiziliyor.

Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe vurgusunda doğru bilinen yanlış

“Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda ve dahı her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye.” 13 Mayıs 1277’deki bu ferman bugünün Türkçesiyle söylenirse "Bugünden sonra divanda, dergâhta, bergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır." şeklinde ifade ediliyor. Ünlü ferman Karamanoğlu Mehmet Bey’e dayandırılıyor ve bugünün Karaman’da “Türk Dil Bayramı” olarak kutlandığı biliniyor.

Orta Çağ Tarihi Profesörü Erdoğan Merçil konu üstüne ilk çalışan kişi olmasıyla beraber bu ferman iddiasını Prof.Dr.Fuat Köprülü’ye dayandırıyor. Merçil’e göre Türkçe’nin resmî dil olmasına dair kararın Karamanoğulları divanında alındığı iddiası Köprülü’ye dayandırılıyor. 

Merçil’in kaynaklar üstüne yaptığı araştırmalar doğrultusunda ortaya çıkan sonuç ise bilinenin aksine işaret ediyor. Merçil’e göre Selçuklu Divan’ında alınmış olan bir karar tarihe yanlış bir şekilde not düşülmüş olarak görülüyor. Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanın ilan edildiği günden birkaç gün sonra vezirlik makamına geldiği, ferman verdiği ifadesine kaynaklarda rastlanmadığına işaret eden Merçil, konunun esasında Selçuklu divanında görüşüldüğünü ve buna ek olarak Karamanoğlu Mehmet Bey’in vezir olduğunu kararın onunla ilgisiz olduğuna dair net bir kanıt olmadığını belirtiyor.

Daha sonra Osmanlı dönemiyle beraber dilin içine yerleşen pek çok tamlama, kalıp ifadeler, darb-ı mesellerle Arapça ve Farsça’da hem kültür dairesi hem dinî sebeplerle yerleşmiş olsa da bugün kullandığımız Latin harfleri temelli Türkçe yazımına geçiş için 1 Kasım 1928’i beklemek gerekecekti.

Yorumlar (0)