S Ü R Ü N C  E  M  E  !

GÜNDEM 21.04.2021, 12:46 22.04.2021, 11:45 Hanife
S Ü R Ü N C  E  M  E  !

Türk Edebiyatı Klasiklerinde de geçen ve halen güncelliğini yitirmemiş, günlük dilde kullandığımız capcanlı bir kelimedir 'sürünceme' kelimesi.

Anlamı pek hoş değildir bu kelimenin. 

Hayatın her alanında karşımıza çıkabilecek adeta tiksinti veren süreçleri anlatır.

Bir iş sonuca ulaşıncaya kadar yaşanan süre, diye tanımı yapılsa da gerçek böyle değildir yaşayan için.

Nefret ettirir insanı işten de hayattan da bazen.

Artık bitsin de nasıl biterse bitsin dedirtir yaşayana.

Bu kelimenin ihtiva ettiği anlam gibi etimolojisi de sevimsizdir.

Kökü 'sür-' fiilidir bu belli.

Ancak sonrası tamamen düzensiz.

İstisnai bir kelime yani.

Türkçe'nin gramer-ek yapısına uygun değil.

Dilciler bile işin içinden çıkamamış olmalı ki SÜRÜN-MECE kelimesinden 'göçüşme' yöntemiyle evrilmiş olabilir deyip konuyu kapatmış!

Gördüğünüz gibi kelimenin kendisi sevimsiz zaten.

Usta tüccarlar günlük ticari hayatlarında bu kelimenin gücünden faydalanmayı bilir mesela.

Sabırla bekler. En sonunda pes edersiniz!

Lanet olsun ne olacaksa olsun da noktasına nasıl geldiğinizi anlamadan elinizdeki malınız ya da alacağınız mal çoktan sahip değiştirmiştir bile!

Peki devlet sürüncemeye bırakır mı vatandaşının işini?

Ya da vatandaşını sürüncemeye bırakmakta bir menfaati olur mu devletin?

Sürüncemeye bırakmamalı ve sürüncemeden menfaati olmamalı, ortak cevabımız olmalı değil mi?

Peki devlet taraf tutar mı vatandaşları arasında?

Tutmamalı değil mi?

Ya tutuyorsa!

O zaman sürüncemeye de bırakır vatandaşın işini devlet!

Bu anlamsız görünen mantık oyunundan ivedilikle çıkalım.

Hatırlarsınız Kırıkkale'de vahşice işlenen bir eski eş cinayetine tüm ülke tanık olmuştu!

Annenin "ölmek istemiyorum" çığlığına kız çocuğunun " anne nolur ölme" çığlığı karışırken hepimiz yutkunmakta zorlandık!

Olayın tazeliği ile konuya balıklama atlayan sosyal medya cengaverleri linç kampanyasına kurban gidiverdi.

Peki soralım bu ülkede neden boşanmalar adam gibi gerçekleştirilemiyor?

İlk fırsatta evden uzaklaştırmalar!

İcra ile çocuk görmeler!

Nafakanın süresi !

Bilmem ne!

Yargı sistemi neden boşayamıyor eşleri?

Çünkü devlet taraf tutuyor da ondan!

Devletin bir ağzı sürekli KADIN diyor başka bir şey demiyor!

Yahu aile tek kişiden mi müteşekkil?

Çocuk tek kişiyle mi yapılıyor?

Neden devlet her vakada kadından yana tavır belirliyor?

Mahkemelerin eli kolu devletçe neden bağlanıyor?

Adı üzerinde BO ŞAN MA !

Artık konu kapanmış değil mi?

Ama ne gezer!

Devlet diyor ki erkeğe; 

EŞİT olduğun bu kadına ila nihaye bir nafaka öde bakalım!

Yetmedi, varsa çocuğun velayetini de veriver!

Yetmedi, varsa çocuğun masraflarını da üstleniver!

Haa unutmadan, bu çocuğu her zaman göremezsin bir de diye ilave ediyor!

Adamsan çık işin içinden haydi!

Şimdi buna boşanma diyenin aklına şaşarım ben!

Yahu bu tam bir SÜRÜNCEME!

Boşanmış bir arkadaşımın yaşadıklarını görünce şunu demiştim: Oğlum sen bu kadınla sadece yatmıyorsun onun dışında tamamen ona aitsin!

Ayıptır 
Günahtır
Etmeyin bu zulmü bu millete!

Boşanmayı marifet-özgürlük sanan onlarca kadın türedi toplumda!

Bunları söylerken adamlıktan nasibini almamış, evini ailesini ihmal eden kişiliksizleri savunuyor değilim!

Yahu adam gibi boşayın olsun bitsin, tek dediğim bu!

Bu adamlar:

Anne egemen bir ortamda yetişen çocuklarının gözünde BABAN OLACAK ....... diye yaftalanır!

Toplumun gözünde, eski karısı ne haltlar karıştırıyor diye horlanır!

Akrabalarının gözünde, bir kadını idare edemedi diye dışlanır.

Arkadaşlarının gözünde, yalnız erkekle işim olmaz nazarıyla ötelenir!

Diğer kadınların gözünde zaten bitiktir, kim bilir ne yaptı da eşi bunu boşadı diye alternatif bile olamaz!

Etmeyin ağalar, bu zulme son verin!

Devlet taraf tutmaz!

Vaka-i adiden sayılacak olayları topyekün bir kadın-erkek ayrışması diye sunmayın topluma!

Gençler şu an evlilikten ne kadar çok korkuyor biliyor musunuz?

Bir konuşun bakalım gençlerle neler duyacaksınız!

Kendi elinizle bu ülke gençliğini-geleceğini ateşe atmayın!

Yargıyı rahat bırakın ki ADAM gibi BOŞASIN isteyenleri!

Gelelim mevzunun asıl nedenine!

Neredeyse iki yüz yıldır bu toplum yönünü Batı'ya çevirmeye çalışıyor!

Ya da toplumun yönü dayatmayla Batı'ya çevriliyor!

Yüz yıl önce de yönümüz resmen BATI'ya çevrilmiş halde!

Yüzlerce yıl toplumsal adaletle yönetilmiş insanımız bir anda toplama yasalarla yönetilmeye başlandı!

Bu yasaların tümü BATI'dan alınan yasalardı!

Peki toplumsal yapımız bu yasalara uygun muydu?

Batı kendi yasalarını toplumunun ihtiyaç ve taleplerine göre hazırlamışken biz neden kendi toplumumuzun yapısı ve taleplerine göre yasa hazırlamadık?

Zira ne toplum yapımız ne de toplumsal taleplerimiz BATI ile örtüşmemektedir!

Yukarıdan bir emirle toplum, yönünü Batı'ya çevirmiş ve yine yukarıdan bir emirle onların yasalarına toplum biat ettirilmiştir!

Batı'nın toplumsal taleplerinin ve bu taleplere uyumlu yasalarının altında ÖZGÜRLÜK kavramı yatar!

Doğu için ise toplumsal yapıyı ve düzeni ifade eden kelime ADALET'tir!

Bize dendi ki artık herkes BİREY'dir ve ÖZGÜRdür!

1800'lü yılların başlarından itibaren yukarıda talep edilen ÖZGÜRLÜK halka bu şekilde bahşedilmiş oldu!

Bu anlattığımın konuyla ilintisine gelince!

Dedik ya Doğu toplumlarını dizayn eden kavram ADALET diye!
Buradaki adalet yargı sisteminin ötesinde bir şeydir!

Ailede bir büyük
Mahallede abi
Köyde bir yaşlı
İlçede kanaat önderi
Vs.

Toplum yapısının adaletini sağlayan kişiler bunlardır Doğu toplumlarında.

Yargıya iş en son düşerdi. Çünkü toplum kendi içinde suhuletle meseleleri çözerdi!

Ne boşanan kadın mağdur olur ne de boşanan erkek ötelenirdi. Çocuk ya da çocuklar da kadının elinde SOPA edilmezdi!

Şimdi biz bu düzenin yerine ÖZGÜRLÜK ile beraber BİREYSELLİĞİ koyduk.

Her birey kendinden mesul oldu!

Kardeşim bu bedene bu elbise uymuyor!

Zorla bu elbiseyi giydirerek toplumu derin bir SÜRÜNCEME'nin içine itiyorsunuz!

Üstüne bir de devlet olarak taraf tutup işi iyice çıkmaza sokuyorsunuz!

Feminen hareketin merkezi yakında Türkiye olacak haberiniz yok!

Bu toplumun bölünmüşlüğü yetmiyor sanki bir de tam orta yerinden KADIN-ERKEK diye böleceksiniz!

Aile Bakanı değişti ve sürpriz yok!
Yine KADEM yine bir kadın bakan!

Niye?
Aile bakanı bir ERKEK olamıyor mu?

Bakalım hukukçu yeni Aile Bakanımız İstanbul Sözleşmesi konusunda ne diyebilecek?
Ya da kadın cinayetlerini önleyebilecek mi?

Aklımızı başımıza alalım!

Bu durum böyle devam ederse çok değil yirmi yıl sonra bu milletin geleceği tam bir S Ü R Ü N M E C E olacak bilesiniz

Altum Cultura
@altumcultura

 

Yorumlar (1)
Muarrem kılkeser 3 yıl önce