Modi'nin Kıbrıs ve Ermenistan görüşmeleri mesaj mı?

New York’taki 74’üncü Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Hindistan Başbakanı Narendra Modi Kıbrıs Rum Kesimi Başkanı Nicos Anastasiades ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile iki ayrı görüşme gerçekleştirdi.

Dikkat çekici olanın ise bu görüşmelerin zamanlaması olduğu söyleniyor. Görüşmeler son günlerde BMGK’da yaptığı konuşmada Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep TAYYİP Erdoğan’ın Keşmir’de Pakistan’dan yana tavır alması ve uluslarası kamuoyunun gündemine taşımasından sonra gerçekleşti.

Erdoğan Salı günü yaptığı konuşmada Güney Asya’da istikrar ve refahın Keşmir’den ayrı düşünülemeyeceğini söylemiş ve sorunun karşılıklı diyalog, adalet ve eşitlik temelinde çözüme kavuşabileceğini vurgulamıştı.

BMGK’da Erdoğan’la gerçekleştirdiği toplantı sonrası Pakistan Başbakanı İmran Han Erdoğan’ın ilkeli duruşu için teşekkürlerini belirtmişti.

Güney Kıbrıs Başkanıyla yaptığı görüşmede Modi Hindistan’ın “Kıbrıs’ın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, birlik ve beraberliği için daimî desteğini” vurguladı.

Hindistan basınından Swarajya’da çıkan haberde Modi’nin gerçekleştirdiği görüşmeler Türkiye’ye karşı diplomatik bir cevap olarak yorumlanıyor.

BMGK’da konuşan Nicos Anastasiades Türkiye’nin Kıbrıs için tehdit oluşturduğunu ve Kıbrıs’ın kendi enerji programının devamı halinde bunun Türkiye için sonuçları olacağını ifade etti. Anastasiades Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ın geleneksel bağlar geliştirdiği ortakları komşu ülkeler ve enerji şirketlerine tehdit oluşturduğunu iddia etti.

Keşmir'de ne değişti?

Bu konuda daha önceki haberlerimizde de bir sebep olarak işaret edilen Keşmir’e diğer eyaletlere göre daha fazla özerklik tanıyan madde 370’in Modi hükümeti tarafından kaldırılması haricinde The Print adlı internet sitesinden Shektar Gupta Simla Paktından beri hiçbir Hint Başkanı’nın Keşmir’e gereken önemi vermediğini ifade ediyor.

Gupta’ya göre 11 Eylül sonrası Pakistan aleyhine şekillenen uluslararası kamuoyunun etkisiyle de Keşmir gündeme taşınamadı.
 
Bu durumun üç önemli sonucu olduğunu söyleyen Hintli gazeteciye göre ilk olarak bu üzerini örtme süreciyle beraber dünya kamuoyu iki ülkenin bölge üzerinde stratejik dengeyi tesis ettiğini düşündü. İkinci olarak Pakistan’ın zayıf ekonomisi ve Hindistan’ın büyüyen ekonomik hacmiyle bölgede yerleşik bir statüko gelişti.  Son olarak da Keşmir içinde Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir ve Hindistan kontrolündeki Gilgit Baltistan arasındaki kontrol hattı Keşmir’in fiili özerklik durumu göz ardı edilerek iki ülkenin sınırı gibi davranılmaya başlandı.

Yazara göre Modi hükümeti seleflerinin şimdiye dek şans eseri yürüttüğü Keşmir politikasındaki dengeleri bozdu. Hindistan’ın bu zamana kadar sürdürdüğü “Keşmir bizim iç politika meselemizdir” savunmasının da son BMGK ile kırıldığı ifade ediliyor.