MHP lideri Bahçeli, o ismi işaret etti: 'Derhal görevden affını istesin'

Meclis'te, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Rusya-Ukrayna gerilimi: ‘Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini ölçmek lazım’

”Ukrayna ile Rusya arasında her geçen gün artan gerilimin Kafkasya’yı ve Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini ölçmenin zorunlu olduğunu söyleyen Bahçeli, Türkiye’nin arabulucu ülke olabileceğini ifade etti ve şunları söyledi:

“Beklentimiz sükunetin ve barışın esas olmasıdır. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı gösterilmelidir. ABD muhtemel bir savaşta Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini duyurmuştur. Fakat ABD, PKK/YPG tanksavar füzelerini Ukrayna'ya yollamıştır. Rusya da Ukrayna sınırı boyunca varlığını güçlendirmiş her olasılığa hazır olduğunu göstermiştir. Rusya'nın genişleme politikası, istikrarsızlığın kronikleşmesine yol açmaktadır. ABD Başkanı Biden’ın Rusya'nın küçük bir işgaline göz yumacaklarını işaret etmesi, ‘tavşana kaç tazıya tut' sözlerini anımsatmaktadır. Ukrayna cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi Ukrayna, Rusya ile Biden’ın anlaşma konusu olmamalıdır. Bunu arabulucu bir ülke sağlayabilir ve bu ülke de Türkiye'dir. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna’yı ziyaret edecek olması, Putin'in Türkiye ziyareti barışa yönelik atılacak adımlar olacaktır. Kafkasların iç çatışmaya sürüklenmesini yanlış buluyoruz. Türkiye, ne söyleyeceği merak edilen bir ülkedir. Bundan rahatsız olanlar olabilir. Failleri bilinmektedir. CHP'nin, İP'in ve Deva'nın çabası beyhudedir.”

İmamoğlu’na sert tepki: ‘Görevden affını istesin’

Geçen hafta Türkiye genelinde ve özellikle İstanbul’da etkisini yoğun hissettiren kar yağışına ve ardından yaşananlara değinen MHP lideri Bahçeli, İBB Başkanı İmamoğlu’na eleştirilerde bulundu ve istifa çağrısında bulundu. Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Kifayetsizler, vatandaşlarımızı perişan bir duruma terk etmişlerdir. Meteoroloji herkesi, alarm vererek uyarmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde yağış halindeyken karla mücadele görülmemiştir. İBB Başkanı, Birleşik Krallığın elçisiyle görüşmesinin randevusunu 25 gün evvelden aklında tutmuştur da Meteoroloji’den gelen uyarıları aklında tutamamıştır. Gömleğin ilk düğmesi yanlış bir şekilde iliklenmiştir. Yoğun yağış karayollarını vurmuş, megakent İstanbul’da metrekareye 60 kg kar yağmıştır. Çürük tahtanın çivi tutmayacağı ortaya çıkmıştır. İstanbul sersefil bir duruma düşmüştür. İstanbullu vatandaşlar yolda kalmış, İBB Başkanı kar küreme aracıyla balık restoranına gidiyor ve vicdanı hiç sızlamıyor. Büyükelçiyle yemek, karla mücadele kadar mühim diyecek derecede şirazesi kaymıştır. Bir elçiyi, 16 milyon vatandaştan daha fazla önemseyen birine Türk İslam medeniyetinin merkezi olarak bilinen bu şehir nasıl emanet edilecektir? Neden bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bilgilendirilmiş midir, görüşme mühimse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son dönemde ülkemizde görev alan büyükelçilerle gerçekleştirilen görüşmeler dikkat çekicidir. CHP'nin bu elçilerle düşüp kalkması asla tesadüf değil, milli iradenin haricinde bir adımdır. İBB Başkanı’nın sinsi faaliyetlerini görmek lazım. Ne utanmaları ne de sıkılmaları var. MOBESE kayıtlarına gelince de kıyamet koparırlar. Dinleniyorlar, izleniyorlar, takip ediliyorlarmış. Bırakın bu lafları, büyükelçiyle yemek yemenin yeri ve zamanı mıydı? Mahcup olacağınız ilişkileriniz yoksa, milletin aklında birikmiş olan soru işaretlerini giderin. Açık verenlerin MOBESE'den şikayet etmeleri doğaldır. İstanbul'da yaşanan olay, dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye başkanı o koltukta bir dakika daha oturmazdı. Dileğimiz İBB Başkanı’nın görevden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır."

“Demokrasi, ihanetin kılıfı olamaz”

Sezen Aksu’nun gündem olan şarkısı ve Cumhurbaşkanı’na hakaret gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, şunları aktardı:

“Düşünce ve ifade hürriyeti, vandalların ikmal deposu olamaz. Demokrasi ihanetin kılıfı değildir, olamaz. Devletin varlığını devam ettirmek için attığı bütün adımlar meşrudur. Hiçbir ülke vatandaşlarına, sınırsızca hürriyetlerini kullanma hakkı verilmemiştir. İnsanların birbirine göstereceği saygı ve anlayış, demokrasinin gereğidir. Büyükbaş hayvan benzetmesinde bulunmak fikir ve düşünce özgürlüğü sayılamaz. Bu bir suçtur. Hz. Havva ve Hz. Adem ile ilgili söylenen ifadeler sıradan bir söz şeklinde değerlendirilemez.”

Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘hain’ ifadeleri: ’Bu çocuğa bunu düşündüren nedir?’

Trabzon'da 10 yaşındaki bir çocuğun sahneye çıkarak CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘hain’ ifadelerini kullanmasına ilişkin açıklama yapan Bahçeli, şunları ifade etti:

“Trabzon’da 10 yaşındaki çocuğumuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a "Amca" derken, Kılıçdaroğlu'na ise ‘hain’ demiştir. Bunları, bu çocuğa düşündüren nedir? Eren Bülbül'ün katilleriyle yan yana olanlar, teröriste terörist ve katile katil diyemeyen kim varsa; geceyle gündüz gibi demokrasiye mesafe koymuştur. Sorosçu Kavala'ya övgüler düzmenin demokrasi ile bir alakası yoktur.”

“HDP’yi bagaja koymaya çalışıyorlar”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sosyal medya hesaplarında paylaştığı videolara ilişkin eleştirilerde de bulunan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya ortamlarında klip çeke çeke akli melaikelerini yitirmiştir. Demokrasi için bir çözüm aranıyorsa Ankara'nın yolları tüm herkese açıktır. Henüz masaya nasıl oturacaklarını belirleyememişler. 3’üncü ittifak projesi aracılığıyla HDP'yi bagaja koymaya çalışanları görüyoruz. Kılıçdaroğlu, bütün milleti barıştıracağını iddia etmektedir. Barış küslükte olur. Nifak saçmana izin vermeyeceğiz. ABD yetkilileriyle buluştuğunda, Deva Partisi'nin ekonomi stratejisini kabul edeceğini belirten Kılıçdaroğlu, sen ilk başta CHP'ye oy veren vatandaşlarımızla barış."

“Edirne ne ise Hakkari de odur”

Millet İttifakı’nda bulunan partilerin, tahrik edici tavırlar sergilediğini öne süren Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

“Milletleşme bitmiş değil devam etmekte olan bir süreçtir. Edirne ne ise Hakkari odur. Hiçbir vatandaşımızın diğerinden, hiçbir yurt köşesinin diğerinden üstünlüğü ya da eksikliği yoktur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bu milletin birer saygın fertleridir. Fakat zillet ittifakı, milleti tahrik etmektedir. Etnik kimliklerin kaşınması yanlıştır. Tahrikkar süreç bu şekilde devam ederse bu, birliğimize zarar verir. Kılıçdaroğlu'nun siyaseti buna dönüktür. Partimiz mezhepçiliği ve etnikçiliği değil tek devlet, tek bayrak, tek dil ve tek millet demeye devam etmektedir. Bunlar kırmızı çizgilerimizdir. Bu değerleri çiğnemeye çalışan varsa ayaklarını denk alsınlar, bir kez daha düşünsünler. Buna geçmişte müsaade etmedik, bugün de yarın da müsaade etmeyiz. 

Ayrıca milletimize, Regaip Kandili'nin huzur ve sağlık getirmesini temenni ediyorum."