"Libya tezkeresi" Resmî Gazete'de yayımlandı

Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM'de kabul edildikten sonra Resmî Gazete'de yayımlandı.

GÜNDEM 03.01.2020, 07:01
"Libya tezkeresi" Resmî Gazete'de yayımlandı

"Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanı tarafından takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkân sağlayacak düzenlemelerin yapılması için, Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesine" dair Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararı, Resmî Gazete'de yayımlandı.

TBMM kararında, Libya'da Şubat 2011 yılında meydana gelen olayları takip eden süreçte, demokratik kurumların inşa edilmesine yönelik çabaların, artan silahlı çatışmalar sebebiyle akamete uğradığı, Libya'da parçalanmış bir yapının ortaya çıktığı hatırlatıldı.

Ayrıca, Libya'da ateşkes tesis edilmesi, siyasi bütünlüğün oluşturulması ve işleyen bir devlet mekanizmasının kurulmasının mümkün olmaması üzerine, barış ve istikrarın tesisini teminen Birleşmiş Milletler (BM) kolaylaştırıcılığında Libya'daki tüm tarafların katılımıyla yürütülen ve yaklaşık 1 yıl süren Libya Siyasi Diyaloğu sonucunda, Libya Siyasi Anlaşması'nın 17 Aralık 2015 tarihinde Fas'ın Suheyrat kentinde imzalandığı anımsatıldı.

Libya Siyasi Anlaşması kapsamında oluşturulan UMH'nin (Ulusal Mutabakat Hükümeti), BMGK'nin (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi) 2259 (2015) sayılı Kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından ülkeyi temsil eden tek ve meşru hükümet olarak tanındığına işaret edilen kararda, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2259 (2015) sayılı Kararı; Libya Siyasi Anlaşması'nın uygulanması ile UMH (Ulusal Mutabakat Hükümeti) dâhil söz konusu anlaşmada atıfta bulunulan Libya kuruluşlarının desteklenmesinin yanı sıra üye devletlere anlaşmada yer almayan ve meşruiyet iddiasında bulunan paralel kuruluşlara desteğin ve bunlarla temasın kesilmesi için de çağrıda bulunmaktadır." denildi.

"Libya'da insani durum giderek kötüleşiyor"

Libya Siyasi Anlaşması'nda yeri bulunmayan, bu çerçevede hem ulusal hem uluslararası bakımdan gayrimeşru bir nitelik taşıyan sözde Libya Ulusal Ordusu'nun (darbeci general Halife Hafter birlikleri) 4 Nisan 2019 tarihinde başkent Trablus'u ele geçirmek ve UMH (Ulusal Mutabakat Hükümeti)'yi devirmek hedefiyle başlattığı saldırıların, yoğunlaşarak ve genişleyerek devam ettiği vurgulanan kararda, şöyle denildi: 

"Libya’da çatışmaların sona erdirilmesi, ateşkes sağlanması ve siyasi sürece geri dönülmesi amacıyla yürütülen diplomatik çabalara rağmen sözde Libya Ulusal Ordusu (darbeci general Halife Hafter güçleri), dış güçlerden de (Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Sudan, Fransa vs.) aldığı destekle saldırılarını sürdürmektedir. Sivilleri ve sivil altyapıyı da hedef alan bu saldırılar sebebiyle Libya’da insani durum giderek kötüleşmektedir. Çatışmalar terör örgütü DEAŞ ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin eylemleri için uygun ortam oluşmasına da neden olmaktadır. Diğer taraftan, Libya toprakları ve kara suları Akdeniz üzerinden gerçekleştirilen uluslararası insan ve göçmen kaçakçılığında da kullanılmaktadır.

Bu gelişmeler, Libya'ya ilaveten Türkiye dâhil tüm bölge için de tehdit oluşturmaktadır. Sözde Libya Ulusal Ordusu'na (Halife Hafter) bağlı unsurlar, Libya'da faaliyet gösteren Türk şirketleri, Libya'da ikamet eden Türk vatandaşları ile Akdeniz'de seyreden Türk bandıralı gemiler gibi Türk çıkarlarının hedef alınacağı yönünde açıklamalarda bulunmaktadır. Sözde Libya Ulusal Ordusu'nun saldırılarının durdurulmaması ve çatışmaların yoğun bir iç savaşa dönüşmesi durumunda, Türkiye'nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika'daki çıkarları da olumsuz yönde etkilenecektir." 

"İleride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için"

Kararda, Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile tarihi, sosyal, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya'da ateşkes ve barışın tesisiyle istikrarın sağlanmasının, Türkiye açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası'nın da Libya'nın karşı karşıya kaldığı tehditlerle mücadelede ihtiyaç duyduğu eğitim seviyesi ve harekat yeteneği yüksek, disiplinli ve kurumsallaşmış bir ordunun teşkili için gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetlerini kapsadığı vurgulanan kararda, şu ifadeler yer aldı:

"Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), tüm bölgeyi etkileyebilecek, Libya'nın bütünlüğü ve istikrarına yönelik tehditler, terör örgütleri DEAŞ ve El-Kaide ile diğer terör örgütleri, yasa dışı silahlı gruplar ile yasa dışı göç ve insan ticareti ile mücadelede Türkiye'den askerî destek talebinde bulunmuştur.

Bu mülahazalar ışığında, Türkiye'nin millî çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri almak, Libya'daki gayri meşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye'nin Libya'daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, Libya UMH (Ulusal Mutabakat Hükümeti) tarafından talep edilen desteği sağlamak, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanı tarafından takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesi Genel Kurul'un 2 Ocak 2020 tarihli 41'inci Birleşiminde kabul edilmiştir."

Yorumlar (0)