Kuşak Yol İnisiyatifi(2): Potansiyel riskler

Dünya ekonomik ve sosyal dengelerini değiştirmesi ve uzun dönemde yeni bir dünya resmi sunması muhtemel olan Kuşak Yol İnisiyatifi'ne dair yazı dizimizin ikinci haberi sizlerle.

GÜNDEM 29.10.2019, 14:59 29.10.2019, 16:44
Kuşak Yol İnisiyatifi(2): Potansiyel riskler

Geçtiğimiz yazıda Kuşak Yol İnisiyatifi’nin (KYİ) bir diğer adıyla Tek Kuşak Tek Yol Projesi'nin (TKTY) ne olduğu, hangi bölgeleri kapsadığıyla beraber Çin için önemine ve avantajlarına değinmiştik. Bu yazımızda da ilk olarak 4 önemli dezavantajından bahsedeceğiz. TKTY'nin ne kadarlık bir alanı ve hangi önemli şehirleri birbirine bağladığını hatırlamak gerekirse:



Bu denli büyük çaptaki bir coğrafyayı ve 70 ülkeyi kapsayan bir projede muhtemel riskler olması kaçınılmaz bir durum olarak tanımlanıyor. Kuşak Yol İnisiyatifi’nin yaratacağı dört önemli risk karşımıza şu şekilde çıkıyor.

Gümrük politikaları sınırları kalınlaştırıyor

En temelde, sınırlarda ürün geçişini zorlaştıran gecikmeler, zahmetli gümrük prosedürleri ve doğrudan yabancı yatırımlara yönelik kısıtlamalar, KYİ ülkelerinde diğer bölgelere göre daha önemli olma eğiliminde. Göstergeler Orta Asya’da bir ürün ithal edebilmek için gereken tüm sürenin ortalama 50 gün olduğuna işaret ediyor. G-7 ülkelerinde ise bu süre 10 güne iniyor.



KYİ ülkeleri daha sınırlayıcı ve külfetli dış ticaret süreçleri gerektirirken OECD ülkelerinde de endüstriyel merkezlere ulaşım, yabancı yatırım ve ticaret uzlaşmazlıklarında tahkim konusunda hız çok daha yüksek olarak görülüyor. Bu sebeple ticaret politikalarında reform ve ortak çalışmanın altyapı yatırımlarıyla desteklenerek ülkeler arası bağlantıyı arttırması gerekliliği ortaya çıkıyor. Küresel ihracatta TKTY ülkelerinin payı ise aşağıdaki grafikteki gibi görünüyor.



Altyapı yatırımlarında ortaya çıkması muhtemel riskler

Bütün büyük altyapı yatırımları muhtemel sosyal, çevresel ve suistimal yaratabilecek tehlikeleri içinde barındırıyor. Örnek vermek gerekirse biyolojik çeşitliliğin kaybı, çevresel bozunma ve eşitsiz yarar dağılımı dahil ediliyor. “Elite capture” olarak bilinen kavram Türkçe’ye “elit yakalama” olarak çeviliyor. Kamuya yarar sağlaması gereken kaynak ve yatırımlardan sağlanan yararın daha üst sosyal statüye sahip olanlar elinde genelin zararına olacak şekilde yoğunlaşması şeklinde tanımlanıyor. Zayıf denetim mekanizmasına sahip ülkelerde görülmesi muhtemel olan bu durum KYİ için bir risk olarak görülüyor. Bu tehlikelerin belirlenip gereken önlemlerin alınması KYİ’nin selameti için başat öncelik arz ediyor. Dünya Bankası ve diğer uluslararası kalkınma bankalarının yüksek çevresel, denetsel ve sosyal ölçütlerin desteklenmesinde destekleyici bir rol alabileceği de öneriler arasında yer alıyor.

Bunun yanında KYİ’nin teknolojik gelişmişlik anlamında heterojen bir coğrafyayı kapsaması da bir sorun olarak görülüyor. Aşılması gereken sorunlardan bir diğeri de bu olarak belirleniyor. Bunun yanında ekonomik olarak olumlu katkıları olsa da kazanımların adil dağtıtımı başka bir problem olarak ortaya çıkıyor. Kırgızistan, Pakistan, Tayland gibi ülkelerin gelirlerinde yüzde 8’lik artış tahmin edilirken Azerbaycan, Tacikistan, Moğolistan gibi ülkelerin yatırımların yoğun yükü altında olumsuz senaryolarla karşılaşabileceği öngörülüyor. 

Büyük ölçekli riskler

KYİ’ye dahil olan bazı ülkelerde projelere katkı sağlamak için gereken giderler borç seviyelerinin sürdürülemez boyutlara varmasına sebep olabilir. Detaylı veri sağlanabilen 43 Kuşak-Yol ülkesinden 12’sinde borç seviyeleri aşırı derecede yüksek. Mesela, Laos’ta Kunming-Singapur Demiryolu’nun gideri 6 milyar dolar olarak tahmin ediliyor ve bu miktar Laos Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’sının 2016’daki miktarının yüzde 40’ına tekabül ediyor. Projenin kamu maliyesi üzerindeki yükünü hafifletmek için otoritelerin bulduğu yöntem ise katılımı 700 milyon dolar ile sınırlamak ve 500 milyon dolara kadar olan kısmın Çin tarafından finanse edilerek Laos’a borç verilmesi olarak belirleniyor. Küresel Kalkınma Merkezi’nin tahminleri de KYİ projelerinin GSYİH’ye oranla ülke bazlı borcun bazı ülkeler için artacağı ve en az 8’ini çok ciddi tehlikeye düşüreceği yönünde şekilleniyor. KYİ’ye dahil olan ülkelerin kalkınma projelerinin gereklilikleriyle yine bu projelerin yaratacağı artan borç yükünün yarattığı ekonomik kırılganlığı dengelemesi gerekiyor. 

Tahmini KYİ borç yükünün ülkelerin pek çoğu için riskli olduğunun bilinmesi yanında rakam vermek gerekirse; Çin hariç 70 koridor ülkesinde ulaşım yatırımlarının gideri 144 milyar dolar ile 304 milyar dolar arasında olması bekleniyor. Enerji dahil tüm sektörlerdeki yatırımın 575 milyar dolara varması söz konusu. 

Güvenlik riskleri

Kuşak Yol İnisiyatifindeki şirketlerin de güvenlikle ilgili tehlikeler kaynaklı kaygılar taşıdığı da biliniyor. Bu güvenlik riskleri çalışanlara yönelik fiziksel riskler, fidye için kaçırılma, gasp ve alıkonulma gibi durumları içeriyor. Yerel güvenlik güçlerinin bu sorunu tek başına çözemeyeceğine dair de haklı kaygılar mevcut çünkü ülkeler arasında bu anlamda da bir heterojenlik gözlemleniyor.

Yorumlar (0)