Kılıçdaroğlu’nun sesi titredi, gözyaşlarına hakim olamadı!

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Geçinemediği için, çocuğuna bir şeyler alamadığı için intihar eden annelerin ve babaların hakkını savunmak için bir şeyler yapmak lazım" sözlerini kullandıktan sonra sesi titredi, gözyaşlarına hakim olamadı.

GÜNDEM 14.06.2022, 14:36 14.06.2022, 17:01
Kılıçdaroğlu’nun sesi titredi, gözyaşlarına hakim olamadı!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. 

Konuşmasına “Evladına bir şeyler alamadığı ve geçinemediği için intihar eden annelerin ve babaların hakkını savunmak için bir şeyler yapmak gerek. Adalet Yürüyüşü yalnızca bizim tarihimizde değil, dünya siyasi tarihinde çok önemli bir yürüyüş. Bundan söz ederken duygulanırım” ifadeleriyle başlayan Kılıçdaroğlu’nun o esnada sesi titredi. Kılıçdaroğlu’nun gözyaşlarına hakim olmaya çalıştığı esnada salonda “Hak, hukuk, adalet” sloganları atıldı.

“Adalet istiyoruz”

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Bu ülkenin artık adaletsizliğe tahammülü yok. İnsanların inançları, kimlikleri ve düşünceleri farklı olabilir. Arkadaş ne istiyorsunuz? Bir eliniz yağda, diğer eliniz balda, sarayda oturuyorsunuz. Hakkı savunma bile artık suç oldu. Üreten çiftçinin, iş bekleyen üniversite mezununun, alın terinin hakkını, hukukunu savunmak, anneleri, babaları, hapisteki çocukların hakkını ve hukukunu savunmak suç oldu. Şenyaşar ailesinin eşlerini ve iki evladını birileri öldürüyor, ama o annenin hakkını savunmak suç… Böyle bir ülkeye layık mıyız? Rahat bir hayat istiyoruz. Huzurlu bir hayat istiyoruz. Ülkemizde adalet olsun istiyoruz. O yürüyüş her şeyin bir başlangıcıydı. Adalet Yürüyüşü bitmedi. Onu devam ettiriyoruz. Hakkımızı ve milletin desteğini alarak sürdürüyoruz. O yürüyüş 6 lideri bir araya getirdi. O yürüyüş neticesinde büyük şehirler CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Söz konusu yürüyüş bitmedi. Bu yürüyüşümüz, en son vatandaşımız adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar sürecek.”

“Günlük problemlerimizi artık göremez aşamaya geldik. Pençe operasyonundan şehitlerimizin haberi geliyor. Acılarını dahi yaşayamıyoruz. Bölücü terör örgütüne karşı mücadele eden ordumuz yaşamlarını feda ediyorlar. Biz bu ülkede rahat uyuyalım, terör olmasın diye. Tüm bunları düşünerek, vatandaşlarıma çağrıda bulunmak isterim. Ben size ‘Bize katılın’ dediğimde bu iki kelimenin öylesine basit bir kelime olmadığını, bunun sıradan bir davet olmadığını söylemek isterim. Adalet istiyorsanız bize katılın. Huzur içinde beraber yaşayalım diyorsanız gelin bize katılın. Her evde bereket, huzur olsun istiyorsanız gelin bize katılın. Bazıları saraylarda yaşarken, bazıları ise yatacak yer bulamadığı için terminallerde, parklarda yatıyorsa ‘Galiba bir şeyler olması gerekiyor’ demek için gelin bize katılın. Bunu istiyoruz biz. Eğer temiz siyaset istiyorsanız gelin katılın bize. Yeni doğan çocuk vergi verir. Ödediğiniz vergilerin nerelere, nasıl harcandığını öğrenmek istiyorsanız gelin bize katılın. Ahlaklı, temiz siyaset istiyoruz. Elin oğlu bunu yapıyor, neden biz yapmayalım. Vicdanınıza elinizi koyun ve biraz olsun düşünün. Geçmişte A veya B partisi diyebilirsiniz fakat bugün farklı bir yerdeyiz. Mevzu, bir parti meselesi olmayı çoktan aştı. Bu artık bir Türkiye meselesidir, Türkiye’nin, çocuklarımızın geleceğidir.”

“Okyanusa akmak zorundayız”

Ekonomiyle ilgili eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

Yetime, dula, işçiye, memura ve emekliye aylık vereceksin. Bari enflasyon seviyesinde artır ki vatandaşların hakkı yenmesin. Enflasyonu düşük gösterin diye TÜİK’e talimat veriyorsun. Milyonlarca memur, yetim, dul, işçi ve dul düşük maaş alacak, adalet bu mudur? TÜİK’in önüne gidiyorlar şiddet, baskı... Olur mu? Ne zamandan beri adaleti savunmak suç olmaya başladı? Bir yandan bu olurken diğer yandan çetelere Avrupa ve ABD’deki enflasyon farkını ödüyorsun. İnsaf ya, adalet bu mudur? Bu haksızlık diyorsanız gelin bize katılın. Küçük dereler nehirleri meydana getirir ve nehirler okyanuslara akar. Artık biz okyanusa akmak zorundayız”


“Basın İlan Kurumunu, İnfaz Kurumu’na çevirdiler”

Düşünce özgürlüğü meselesine değinen Kılıçdaroğlu, “Gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin asla vazgeçmemesi gereken bir tek şey varsa o da medyanın özgürlüğüdür. Bir yerde haksızlık mevcutsa bunu medya önce söyler. Sen de yönetici olarak bakarsın, burada bir haksızlık mevcut telafi edelim diye düşünürsün. 20’ye yakın gazeteciyi Diyarbakır’da alıyorsun alıyorsun topluyorsun içeri.

Hala içerideler. Niye içerideler? Bin gündür Basın İlan Kurumu.,  bir gazete ilan verilmiyor BİK’i Basın İnfaz Kurumu’na çevirdiler. Saraydakiler rahatsız olacak diye diye mi vermiyorsun? 864 gündür Yeni Asya Gazetesi’ne ilan verilmiyor. Neden cezalandırıyorsun. Hangi sebep ile cezalandırıyorsun?”

“Zam üstüne zam: Bu insanlar ne yapacak”

“Hepimiz otobüse bindik. Hiç tanımadığınız biri gelir, yanınıza oturur, uzun uzun sohbet edersiniz. Otobüs mola verir, inip birlikte bir şeyler içersiniz. Sonra yeniden binersiniz. Aslında herkes mutludur, herkes bir yerlere ulaşmaya çalışıyordur. Bu mutluluğa son verdiler. Zam üstüne zam, bu insanlar ne yapacak? 6 milyon TL’ye çıktı bir otobüsün fiyatı. Bu insanlar nasıl yenileyecek? Bütün bu gerçekleri bilerek davranmak zorundayız. Şirketleri aradım. 9 ayda mazotun litresi 7 TL’den 28 liraya çıkmış. Üniversitedeki bir öğrenci önümüzdeki bayram eve nasıl gidecek? Günde 2 bin 500 sefer İstanbul Otogarı’ndan kalkıyordu. Bugün ise bin 200 gidemiyor, neden? Çünkü yolcu yok. Kimse binemiyor, çünkü pahalı. Memleketi bu hale kim getirdi? Artık ‘Nefes alamıyoruz’ diyorlar. Akaryakıttan alınmakta olan vergi son 7 ay içinde 6 kat arttı. Her benzin istasyonu artık bir vergi dairesi. Vergi dairelerini şu an kapatsalar, hemen hemen aynı parayı alacaklar. Memleket bu duruma geldi.”

Kılıçdaroğlu: “Erdoğan Küfürbazdır

“Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının devamı şu şekilde: 

“Erdoğan, ‘kimse aç değil’ diyor. ‘Enflasyon problemi yok, hayat pahalılığı var’ diyor. Allah aşkına aklını şaşırmış. Ne söyleyeceğini bilmiyor. Verilere bakalım. Dünya Gıda Örgütü’nün Açlık Haritası, 15 milyon kişi Türkiye’de yetersiz besleniyor. Öte yandan son üç ayda, 15 milyon insana 500 bin kişi daha eklenmiş. 5 yaş altı bebeklerin yüzde 6’sına yakını yetersiz besleniyor. Fakir ailelerin çocukları niye bu kadar kısa boylu? Mazlumun aleminde kıyamet kopuyor, zalim ise keyif içinde sarayında yaşıyor. Herkesin sarayda karnı tok. Saraydakilerin çocukları milyon dolar değerinde transfer oyunu oynuyorlar. Türkiye’den ABD’ye milyon dolarları nasıl aktarırız, çiftlikler alırız. Zalim, fukaranın halinden hiçbir şekilde anlamaz. O sırça köşkler yıkıldığında hepsini beraber göreceğiz. Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin anladığı dilden konuşuyorum’ sözlerini kullanıyor. Milletimize de aynı zamanda iftira atıyor. Türk milleti, asil bir millettir. Kendi küfrünü bu millete alet edemez. Onun şu an içinde olduğu çukura düşmeyeceğiz. Ben yalnızca bu küfür üzerine Türkiye’nin muhafazakar genç kadınlarına tekrar seslenmek istiyorum. Bunu bugün söyleyen kişi, emin olun yarın size dönecek yaşam tarzınız üzerinden bunları size söyleyecektir. İstanbul Sözleşmesi sizden çıktı, bunu sakın unutmayın. Ardından tüm kadınlar sahip çıktı. Bazı radikal kafaların baskıları sonrasında Erdoğan, sözleşmenizi elinizden aldı. O radikal kafalar kalksın, kadın köleleşsin derdindeler. Bu hakaretler yarın sana dönecektir. Katılın bize, hakkınızı alın. CHP eski CHP değildir. Artık özgürlükçüdür, siz de artık eski siz değilsiniz. Aynı değerleri savunuyoruz, birlikteyiz ve beraberiz”

“Kalemini satarak, bize ders vermeye kalkanlara ‘dur’ diyeceğiz”

Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Son günlerde bazıları türedi. Bazıları araştırmacı bazıları gazeteci formatında önümüze çıkıyorlar. Kelle koltukta bir şekilde muhalefet yapan bir insana, bana muhalefet nasıl yapılır öğretmeye kalkıyorlar. Bize muhaliflik dersi verenler şunu asla unutmasınlar. Biz henüz ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Ahlakla muhalefet yapılır. Bütün haksızlıklar karşısında kalemini bile oynatmayan, yazı bile yazmayan adam kalkmış bize muhalefet dersi vermeye kalkıyor. Biz muhalefetimizi kelle koltukta bir şekilde halkımız için sonsuza kadar yapacağız. Kalemini satarak muhalefet dersi vermeye çalışanlara da ‘dur’ diyeceğiz.”

Yorumlar (0)