İşte uzaydan çekilen görüntülerle Marmara’daki müsilaja bakış…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un sözünü verdiği gibi Marmara’nın müsilajı neredeyse sona erdi.

GÜNDEM 17.07.2021, 13:26 17.07.2021, 13:31
İşte uzaydan çekilen görüntülerle Marmara’daki müsilaja bakış…

Deniz salyası deniz yüzeyinde artık gözükmüyor.

5 sene süre tanınan temizlik seferberliği için alınmış olan ilk sonuçlar umutları tazeledi.

Türkiye’nin ilk uydu yer istasyonu İTÜ, Uydu Haberleşme ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce farklı zamanlarda müsilaj yoğunluğunun durumu için çalışma yapıldı.

Böylece Marmara Denizi’nin müsilajı, “Spot 6&7”, “Plelades” , “Sentinel-2” ve “Worldview 2&3” uyduları aracılığıyla görüntülendi.

Uzaydan çekilen görüntülerde suyun yüzeyindeki müsilajın son durumu belirlendi.

Mart ayı itibarıyla alınmış olan uydu görüntüleri, 13 Temmuz günündekilerle karşılaştırıldı.

Kimi noktalarda nadiren bulunuyor

Paylaşılan görüntülerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Marmara Denizi Eylem Planı” dahilinde başlatmış olduğu müsilajların temizlenmesi seferberliğinin denizin yüzeyinde başarılı sonuçları getirdiği tespit edildi.

Uydu görüntülerinde en fazla görülen İzmit Körfezi ve çevresiyle, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda kıyılarda, Marmara Denizi’nin Kapıdağ Yarımadası’ndan İzmit Körfezi’ne dek ve Adalar’ın civarında müsilajın görülmeyecek kadar azaldığı ve denizin ise eski haline döndüğü belirlendi.

Yüksek çözünürlüğe sahip uydu görüntülerinde kimi noktalarda müsilaja nadiren rastlandığı tespit edildi.

“Bugün itibarıyla müsilaj su yüzeyinde görülmüyor”

İTÜ UHUZAM Müdür Yardımcısı ve İTÜ İnşaat Fakültesi Geomatik Mühendisliği’nden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebiye Musaoğlu, uydu görüntüleriyle farklı yerlerde bilimsel araştırmalar gerçekleştiren uydu yer istasyonu olduğunu kaydetti.

Marmara Denizi’ndeki müsilaj problemi ortaya çıktığında bunu araştırmaya başladıklarını kaydeden Musaoğlu, “Marmara Denizi ile çevresi halihazırda üzerinde çalıştığımız bir projeydi. Mart itibarıyla farklı çözünürlükte olan uydu görüntüleriyle denizi deniz salyası özelinde incelemeye başladık.” şeklinde konuştu.

Musaoğlu, haziran ve mayıs ayında müsilajın arttığı uydu görüntülerin belirlediklerini ifade etti.

Marmara’nın yüzeyine ilişkin kimi tespitleri de paylaşan Musaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Marmara’da uydu görüntülerinde müsilajın bugünden itibaren su yüzeyinde görülmediğini görüyoruz. Geçmiş dönemlerde müsilaj, daha çok İstanbul Anadolu Yakası’nın kıyı alanlarıyla, Adalar, İzmit ve Gemlik körfezlerinde yoğunlaşmış konumdaydı. Su yüzeyinde uydu görüntülerinden şimdi ise yok denilecek kadar az olduğunu söyleyebiliriz. Fakat müsilajın su yüzeyinde görülmemesi bu sorunun ortadan kalktığını göstermiyor. Marmara’da su kolonunda ne olduğunun araştırılması gerek.”

Prof. Dr. Musaoğlu, yüksek organik madde içeren ve form değiştiren deniz salyasının zamanla doku ve renk özelliklerinin değişim gösterdiğini ifade etti.

Arazi örtüsünde değişiklikler meydana geldi

Spektral, uydu görüntülerinin ve mekânsal özellikleriyle müsilaj biriken alanlardaki değişimi, yen deniz salyası alanlarını tespit etmeye olanak sağladığını kaydeden Musaoğlu, birikim alanlarının körfezde özellikle yoğunlaştığını kaydetti.

Yapılan çalışmalarda deniz salyasının 3 farklı sınıfa ayrıldığını söyleyen Musaoğlu, “Uydu görüntüleriyle üretilmiş olan sonuçlar, müsilajın yüzey temizliğinde nerelerde öncelikli olarak başlanması gerektiğine dair mühim bir veri kaynağı oluşturuyor. Uydu görüntüleri, müsilaj kaplı olan alanların belirlenmesi ve zamanla müsilajın değiştirmiş olduğu formun ortaya koyulması için önemli bir kaynaktır.” dedi.

Deniz salyasına sebep olan parametreleri, disiplinler arası araştırmalarla önlemenin gerekli olduğuna vurgu yapan Musaoğlu, Marmara çevresinde zamanla arazi kullanımı ve örtüsünde büyük değişiklikler meydana geldiğini kaydetti.

Prof. Dr. Musaoğlu, Marmara’nın yayılı ve noktasal kirlilik yüklerinin önlenmesi gerektiğini söyleyerek, deniz çevresinde zamanla arazi örtüsü ve kullanımında büyük değişiklikler olduğu bilgisini paylaştı.

Musaoğlu, konunun bütüncül bir şekilde ele alınması hususunu da sözlerine ekledi.

Yorumlar (0)