Hablemitoğlu iddianamesinde "ikinci suikast" şüphesi

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturmasında 10 sanık ile ilgili hazırlanan iddianamede, 3 Mayıs 2004'te İstanbul'un Tuzla ilçesinde Mustafa Levent Göktaş’ın kurduğu silahlı suç örgütü tarafından emekli Binbaşı İhsan Güven ile eşi Sibel Güven'in öldürüldüğüne ilişkin şüphe bulunduğu belirtildi.

GÜNDEM 23.11.2022, 11:27
Hablemitoğlu iddianamesinde "ikinci suikast" şüphesi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Bulgaristan'da Türkiye'ye iadesi için yargılanması süren ve dosyanın firari sanıklarından Levent Göktaş'ın kurucusu olduğu suç örgütüne yönelik tespitlere yer verildi.

10 sanık ile ilgili iddianame hazırlandı

İddianamede, Hablemitoğlu suikastını düzenleyen şüphelilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde özel bir birlikte görev alıyor olmalarını kötüye kullanarak, elde ettikleri kamu gücüyle hukuksuz, suç teşkil eden eylemler düzenleyen "silahlı suç örgütü" halini aldıkları bildirildi.

Şüpheli Göktaş'ın, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Nuri Gökhan Bozkır ve Mehmet Narin'e, suç teşkil eden emir ve talimatlar verdiği belirtilen iddianamede, bu şüphelilerin kamu görevi yaparken, gerektiğinde Göktaş'tan aldıkları ve suç teşkil eden talimatları yerine getirdikleri belirtildi.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturmasında 10 sanık ile ilgili hazırlanan iddianamede, 3 Mayıs 2004'te İstanbul'un Tuzla ilçesinde Mustafa Levent Göktaş’ın kurduğu silahlı suç örgütü tarafından emekli Binbaşı İhsan Güven ile eşi Sibel Güven'in öldürüldüğüne ilişkin şüphe bulunduğu belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Bulgaristan'da Türkiye'ye iadesi için yargılanması süren ve dosyanın firari sanıklarından Levent Göktaş'ın kurucusu olduğu suç örgütüne yönelik tespitlere yer verildi.

İddianamede, Hablemitoğlu suikastını düzenleyen şüphelilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde özel bir birlikte görev alıyor olmalarını kötüye kullanarak, elde ettikleri kamu gücüyle hukuksuz, suç teşkil eden eylemler düzenleyen "silahlı suç örgütü" halini aldıkları bildirildi.

Şüpheli Göktaş'ın, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Nuri Gökhan Bozkır ve Mehmet Narin'e, suç teşkil eden emir ve talimatlar verdiği belirtilen iddianamede, bu şüphelilerin kamu görevi yaparken, gerektiğinde Göktaş'tan aldıkları ve suç teşkil eden talimatları yerine getirdikleri belirtildi.

Resen soruşturma başlatıldı

İddianamede, Göktaş'ın kurucusu olduğu suç örgütüne yönelik şu ifadelere yer verildi:

"Söz konusu suç örgütü, TSK ile iş yaptığını öne süren şüpheli Aydın Köstem gibi sözde 'paramiliter' kişiler ile gerektiğinde irtibatta olan bir yapıdadır. Örgütün yöneticisi olarak şüpheli Göktaş, işlenen suçlardan sorumludur. Örgütün hedefi örgüt liderinin talimatı ile adam öldürme biçiminde eylemleri icra etmektir. Örgütün üyeleri 3'ten fazladır. Örgütün yöneticisi ve üyeleri, çalıştıkları kamu görevinden kaynaklı silah kullanma kabiliyetine haizdir. Bu sebeple amaç suçu işlemeye elverişli bir örgüttür. Örgütün devamlılığı bulunmaktadır. Maktul Hablemitoğlu’nun öldürülmesinin ardından maktul ile ölümünden önce yakın ilişkide olan emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşi de benzer biçimde 2004 yılında İstanbul ili Tuzla ilçesinde katledilmişlerdir. Bu cinayeti, soruşturma dosyamız şüphelilerinin örgüt faaliyeti kapsamında işlemiş oldukları konusunda şüphe bulunmakta olup bu konu, Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturmaya konu edilmiştir."

Mumcuoğlu'nun "Fikret Emek ile beraber Ankara'dan yola çıkarak, Tuzla’da müstakil bir evde tekerlekli sandalye kullanan, yürüme güçlüğü bulunan, yanında kadın veya erkek bir yardımcısı olan yaşlı bir adam ile hatırlamadığım bir sebepten, çay içerek görüştük." şeklindeki ifadeleri aktarılan iddianamede, "Şüphelinin bu açıklamasında geçen kişi, Tuzla ilçesinde yaşayan, yürüme güçlüğü çeken, yaşlı, kendisinden yaşça küçük eşi Sibel Güven ile beraber Tuzla ilçesi Cami Mahallesi İstasyon Caddesi Havuzlu Sitesi'nde öldürülen İhsan Güven'i hatırlatmaktadır." değerlendirmesine yer verildi. 

İddianamede, Göktaş’ın kurduğu örgütün, TSK ile ilişkilendirilmesinin söz konusu olamayacağı ve söz konusu şahısların, TSK içerisinde bulundukları görevleri kötüye kullanarak suç teşkil eden eylemler içerisine girdikleri belirtildi.


İddianamede, Göktaş'ın kurucusu olduğu suç örgütüne yönelik şu ifadelere yer verildi:

"Söz konusu suç örgütü, TSK ile iş yaptığını öne süren şüpheli Aydın Köstem gibi sözde 'paramiliter' kişiler ile gerektiğinde irtibatta olan bir yapıdadır. Örgütün yöneticisi olarak şüpheli Göktaş, işlenen suçlardan sorumludur. Örgütün hedefi örgüt liderinin talimatı ile adam öldürme biçiminde eylemleri icra etmektir. Örgütün üyeleri 3'ten fazladır. Örgütün yöneticisi ve üyeleri, çalıştıkları kamu görevinden kaynaklı silah kullanma kabiliyetine haizdir. Bu sebeple amaç suçu işlemeye elverişli bir örgüttür. Örgütün devamlılığı bulunmaktadır. Maktul Hablemitoğlu’nun öldürülmesinin ardından maktul ile ölümünden önce yakın ilişkide olan emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşi de benzer biçimde 2004 yılında İstanbul ili Tuzla ilçesinde katledilmişlerdir. Bu cinayeti, soruşturma dosyamız şüphelilerinin örgüt faaliyeti kapsamında işlemiş oldukları konusunda şüphe bulunmakta olup bu konu, Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturmaya konu edilmiştir."

Mumcuoğlu'nun "Fikret Emek ile beraber Ankara'dan yola çıkarak, Tuzla’da müstakil bir evde tekerlekli sandalye kullanan, yürüme güçlüğü bulunan, yanında kadın veya erkek bir yardımcısı olan yaşlı bir adam ile hatırlamadığım bir sebepten, çay içerek görüştük." şeklindeki ifadeleri aktarılan iddianamede, "Şüphelinin bu açıklamasında geçen kişi, Tuzla ilçesinde yaşayan, yürüme güçlüğü çeken, yaşlı, kendisinden yaşça küçük eşi Sibel Güven ile beraber Tuzla ilçesi Cami Mahallesi İstasyon Caddesi Havuzlu Sitesi'nde öldürülen İhsan Güven'i hatırlatmaktadır." değerlendirmesine yer verildi. 

İddianamede, Göktaş’ın kurduğu örgütün, TSK ile ilişkilendirilmesinin söz konusu olamayacağı ve söz konusu şahısların, TSK içerisinde bulundukları görevleri kötüye kullanarak suç teşkil eden eylemler içerisine girdikleri belirtildi.

Yorumlar (0)