Firari FETÖ'cü emniyet müdürleri böyle yakalandı!

Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerinin gerçekleştirdiği çalışma neticesinde hakkında yakalama emri olan ve ailesinden ayrı olarak "gaybubet" ismi verilen örgüt hücre evinde yaşadığı tespit edilen Ali Dikici'nin (eski 1. sınıf emniyet müdürü) Ankara'nın Sincan ilçesinde terör örgütüne ait evde gizlendiği saptandı.

FETÖ soruşturması çerçevesinde hakkında yakalama emri olan İbrahim Erbaba'nın da (eski 1. sınıf emniyet müdürü) aynı evde yaşadığı operasyon sonrası ortaya çıktı.

Operasyon esnasında Ali Dikici gaybubet evinde yakalanarak gözaltına alınırken, İbrahim Erbaba polislerin geldiğini fark edince kaçmak için 4. kattaki balkondan, çatıya kadar uzanan asma ağacına tutunup zemine inerek kaçmak istedi.

Alt komşunun balkonuna sert iniş yapan ve kaçmaya çabalayan İbrahim Erbaba, yaşanan kısa kovalamaca sonucu polis ekipleri tarafından kaldırım üzerinde yakalandı ve gözaltı uygulandı.

Fetullahçı Terör Örgütü üyeliğinden haklarında yakalama emri olan iki eski kaçak emniyet müdürünün, fark edilmemek ve yakalanmamak için sahte kimlik yaptırdıkları ve kılık değiştirerek gizlendikleri ortaya çıktı. 

İbrahim Erbaba ve Ali Dikici'nin yakalandıkları hücre evinin ise Fetullahçı Terör Örgütü'ne üyeliği sebebiyle tutuklu olan eski bir albayın olduğu da belirlendi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün emniyet mahrem yapılanmasında bulunan İbrahim Erbaba ve Ali Dikici'nin, örgüt tarafından "Gülen'e yüksek sadakat duyup iradesini teslim eden (mankurt) personel" olarak kodlandıkları, terör örgütünün gizli haberleşme sistemi olan ByLock kullandıkları tespit edildi. 

Hücre evinde gerçekleştirilen aramalarda ise FETÖ ile ilgili çok sayıda not, dijital materyal ve doküman bulundu.

Komşu ile ilginç diyalog

Kaçak FETÖ'cü İbrahim Erbaba'nın gaybubet evinden kaçmak isterken balkondan atladığı anda ilk olarak alt kat daireye düştüğü, evin sakini Yahya Erim ile ilginç bir diyalog yaşadığı ortaya çıktı.

Yahya Erim, yaşananları şu şekilde anlattı: 

"Operasyondan da haberimiz yoktu, bunların kim olduğundan da. İri yarı biriydi. Üst kat komşum olduğunu ve asma budarken düştüğünü söyledi. Ben de "asma budama zamanı değil" dedim. Zor nefes alıyordu. Üstelik ayağında da ayakkabı bulunmuyordu. Bir bardak su uzattım. Evime girip içerde oturmak istedi ama hareketlerinden rahatsız olunca izin vermedim. Mutfakta su içti. Sorduğum sorulara kaçamak yanıtlar verdi. Tam o sırada yukarı kattan sesler duydum. Eşim hissettirmeden üst kata bakmak için evden çıktı. Elime kahvaltı bıçağı sıkıştırdım. "Evde senin dışında başka kim var?" diye sordu bana. İyice kuşkulandım. 'Yukarıdan gelen sesler ne? Sen ne ayaksın?' diye sordum. 'Bir bakalım' deyip mutfaktan çıktı ve dış kapıya yönelerek kaçmaya başladı. Polisler fark etti ve hemen peşine düştü. Sonra yakaladılar ve buraya tekrar geri getirdiler.

Şimdiye kadar hiç şüphelenmedik. Bekar olduklarını düşünüyorduk. Ama sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde ortalık çok sessizleştiğinde evden çocuk sesi, çocukların oyun oynama sesleri geliyordu. Ev 5-6 aydır satıştaydı. Sonunda kiraya verildiğini duymuştuk. Ancak evde oturanları daha önce hiç görmedik ve kim olduklarını hiç bilmiyorduk."