FETÖ'yü fonladığı iddia edilen Dahlan davadan çekildi

Londra’da gündemde olan Dahlan’ın iftira davasının ardından Türkiye-Katar ilişkilerinin detayları haberimizde

GÜNDEM 20.09.2019, 15:01
FETÖ'yü fonladığı iddia edilen Dahlan davadan çekildi

Muhammed Dahlan, 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ’yü kendisinin fonladığını yazan Middle East Eye ve David Hearst’a 2017’de açtığı davayı geri çekti.

Bilinen bir figür olan Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen ve Nilesat uydusundan yayın yapan El Gad Televizyonu'nun sahibi Muhammed Dahlan’ın taraf olduğu davada Dahlan, Londra merkezli ve Katar Emirliğiyle güçlü bağları olduğu bilinen “Middle East Eye” (MEE) haber sitesini dava etmişti.

Gazetenin yaptığı habere göre Dahlan 2016’daki başarısız FETÖ darbe girişimini finanse edenlerden biriydi ve Dahlan’ın eylemleri Birleşik Arap Emirlikleriyle kuvvetli bağları vurgulanarak basında yer almıştı.

Duruşma sürecinde, MEE’nin bu iddia için tek kaynağının Türkiye istihbarat servislerince doğrulanmamış tek bir kaynak olduğu ortaya çıktı. 

Eski The Guardian muhabirlerinden David Hearst tarafından kurulan site mali kaynağını açıklamayı reddediyor. 2014’te Hearst, sitenin “Ortadoğu’da demokrasi isteyen özel bireysel bağışçılar tarafından desteklendiği” ifadelerinde bulunmuştu.

Öte yandan Katar’ın etkili medya kuruluşu El Cezire’nin ağları ve MEE çalışanları arasında kuvvetli bağlar var. Bu bağların Müslüman Kardeşlerle de ilişkilendirilen daha derin ilişkileri de barındırdığı düşünülüyor.

Kuveyt doğumlu bir Filistinli olan eski El Cezire insan kaynakları ve planlama direktörü Cemal Bassasso şu an MEE Ltd.’nin yöneticisi. Amerikan Girişimcilik Enstitüsünde Michael Rubin'in 2017 raporuna göre Bassasso ayrıca Lübnan’daki Hamas ilişkili El Kudüs Tv’nin de eski çalışanlarından biri. El Cezire kıdemli yöneticilerinden Jonathan Powell’ın MEE için Londra’da 6 ay kadar reklam danışmanlığı yaptığı biliniyor. Hamas bağlantılı İnterpal Yardım Kuruluşunun eski çalışanı Adlin Adnan da siteye kayıtlı olanlar arasında.

Bu belirgin şekilde gelişen medya ilişkileri, bölgenin en önemli ittifaklarından birinin bir parçasını teşkil ediyor. Ortadoğu haberleri İran önderliğinde çoğunlukla Şii eksenli medya ve onun karşıtı Batı önderliğindeki hasımları arasındaki çatışmanın bir yansımasıyken, Türkiye-Katar-Müslüman kardeşler ittifakı üçüncü bir kuvvet olarak karşımıza çıkıyor.
Bu dayanışmanın ilk adımı Arap Baharının iyimser zamanlarında ortaya çıkmıştı. Mısır, Suriye ve Tunus’ta Müslüman kardeşlerle ilişkili hareketler bu ülkelerdeki ayaklanmalarda hayati rol oynamıştı. 

Türkiye’nin de Suriye’deki Sünni Arap isyancıların en önemli destekçilerinden biri olduğu ve Mısır’daki kısa süreli Muhammed Mursi hükümetini desteklediği biliniyordu. 

Bugün, hem Doha hem Ankara Libya’da Müslüman Kardeşler destekli ve başbakanı Fayiz es-Serrac  olan hükümeti destekliyor. 

Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsünün 2019 tarihli raporuna göre 2007’de "savunma endüstrisi işbirliği anlaşması" imzalayan Katar ile Türkiye ayrıca beş sene sonra iki anlaşma daha yaptı.

Katar 2012 yılında Türkiye'den insansız hava aracı satın aldı. Ülkeler askeri anlaşmaların detaylarını kamuoyuna açıklamazken, Katar ile Türkiye arasındaki silah ticareti sonraki yıllarda daha da arttı.
2015 yılında Katar'da kurduğu üsle birlikte, Katar'ı dış tehditlere karşı korumayı da kabul eden Türkiye, ülkeyle istihbarat paylaşımı anlaşması da yaptı. 

Katar Türkiye’ye bu anlaşmalar karşılığında en az 3 milyar dolarlık ekonomik destek ve Rusya'nın olası yaptırımlarına karşı doğalgaz güvencesi sözü vermişti.

Suudi Arabistan ve BAE 2017 Haziran’da Katar’a karşı bir ekonomik bir abluka uyguladıklarında Türkiye, Ankara, Riyad ve Doha arasındaki geniş ticaret hacmine rağmen Katar’ı savunmuştu. 3000 askerini bölgede konuşlandıran Türkiye, Doha'nın komşularının ablukasına direnmesine yardımcı olmak için yardım malzemeleriyle dolu yük gemileri ve uçaklar gönderdi. Kriz çözülememiş olsa dahi Türkiye’nin desteği Katar’ın ilk felaketi atlatmasına yardımcı oldu.

2017 sonrasında ilişkiler daha da ilerledi. Türkiye Katar’a askeri üs kurma hazırlığında. Türk firmaları Katar’da kârlı ticaret sözleşmeleri yapıyor ve Katar’dan gelen yatırımlar son zamanlarda daha da artış gösterdi.

Müslüman Kardeşlerin bugünkü düşüşünün ardından en önde gelen bölgesel liderlerinin ve aktivistlerinin çoğu bugün Türkiye ya da Katar'da sürgünde yaşıyor.

Ancak etkili sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, yayın organlarının ve eğitim kurumlarının oluşturduğu işbirliği işlemeye ve Ankara ve Doha’nın desteğini almaya devam ediyor.

Uzmanlara göre 2011-12 senesindekine göre şartları değişmiş bu iki ülke ittifakının önemli olma sebebi Ortadoğu’da büyük, mağdur ve temsil edilmeyen bir Sünni Arap nüfusu olması. Bu nüfusun unsurları Şii İslamcıların veya Sünni kralların ve generallerin kalıcı tahakkümüne katılım göstermedi ve çoğu halen Sünni siyasal islama yakın bir duruş sergiliyor. Türkiye-Katar ittifakı ise medyasıyla, hayır kurumlarıyla, kâr amacı gütmeyen kuruluşları vasıtasıyla bu temsil edilmeyen kitleyle bölgesel güç ve nüfuzunu arttırmaya çalışacak gibi görünüyor.  


 

Yorumlar (0)