Erdoğan'dan sözde barış anlaşmasına tepki!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Plan barışa hizmet etmeyecek, Kudüs İsrail'e verilemez" dedi.

GÜNDEM 29.01.2020, 13:01 29.01.2020, 14:20
Erdoğan'dan sözde barış anlaşmasına tepki!

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu yanına alarak düzenlediği basın toplantısında kamuoyuna açıkladığı sözde barış planı ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları bekleniyordu.

"Yüzyılın Anlaşması" ismi verilen 80 sayfalık sözde barış planı ile ilgili olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez." dedi.

"Bu (Donald Trump'ın sözde barış planı), Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail'in işgalini meşrulaştırma planıdır" ifadelerini kullanan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Açıklanan plan (Donald Trump'ın sözde barış planı), barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir" diye konuştu.

Suriye

"Şu an itibarıyla Türkiye olarak biz Orta Doğu'da masada belirleyici ülkeyiz. Sağa sola yalpalayan ülke değiliz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile ilgili olarak "Astana Süreci diye bir şey kalmadı. Süreci yeniden ayağa kaldırmak, Türkiye, Rusya, İran ne yapabilir, bakmak lazım... Bu anlaşmalara (Soçi ve Astana) Rusya'nın sadık kalması halinde, biz de sadakatle yola devam ederiz. Şu an itibarıyla Rusya sadık değil... Rusya ile sadık ortaklar isek, tavrını belli edecek. Ya Suriye ile olan süreci farklı yürütecek ya da Türkiye ile süreci farklı yürütecek." ifadelerini kullandı.

Terör

Terörle mücadele konusunda ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer biz savunma sanayisinde kendi üretimimizle yerli-milli adımları atmamış olsaydık, şu anda terörle mücadelede çökerdik." dedi.

Koronavirüs salgını

İlk olarak Çin'in Vuhan kentinde tespit edilen ve hızla dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs ile ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye içinde şu an itibarıyla herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Her türlü tedbir alınarak adım atılıyor" bilgisini verdi.

Elazığ depremi

Elazığ depremi ile ilgili "Zemin etütlerinden sonra inşaatları başlatacağız ki bu bizim için 3-4 aylık, bilemedin 5 aylık iştir." açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem vergisi ile ilgili de "Hangi amaç için toplanmışsa bugüne kadar o gaye için harcandı. Onun dışında bir yere harcama tavrı içinde olmadık, olmayız" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARININ AYRINTILARI...

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Senegal ziyaretini tamamlayarak uçakla yurda dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Gambiya

Afrika ziyaretlerinin ikinci ayağı olan Gambiya'da Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyareti gerçekleştirdiklerini kaydeden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ziyareti hem ikili ilişkiler hem de Türkiye'nin Afrika politikası bağlamında önemsediğinin altını çizdi.

Gambiya ile "gençlik ve spor" ve "arşiv" alanlarında olmak üzere iki iş birliği anlaşması imzaladıklarını belirten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunların, iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal ilişkileri güçlendireceğini söyledi.

Türk ve Gambiya iş adamlarının katılımıyla yapılan iş forumunun yeni imkanlara vesile olacağını bildiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gambiya FETÖ okullarını Afrika'da kapatan ilk ülkedir. Rohingya Müslümanları konusunda Gambiya'nın gösterdiği hassasiyet memnuniyet verici. Diğer Afrika ülkeleri ile olduğu gibi Gambiya ile de karşılıklı saygı ve çıkar temelinde 'kazan kazan' ilişkisini geliştirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Senegal

Afrika ziyaretlerinin üçüncü ve son ayağının ise Senegal olduğunu hatırlatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Senegal'in iyi ilişkilerinin olduğunu ve her gün güçlendiğini ifade etti.

Senegal'in ekonomi, ticaret, enerji, altyapı, müteahhitlik, savunma ve balıkçılık alanında büyük potansiyele sahip olduğunu belirten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "400 milyon dolar ticaret hedefimize ulaştık fakat geçen yıl biraz gerileme oldu, bu hedefin ötesine geçmek için yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Şimdi birlikte belirlediğimiz hedef 1 milyar dolar. 7 anlaşma imzaladık. Böylece ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendiriyoruz." diye konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada gerçekleştirilen İş Forumu'nda yeni yatırım imkanlarını ele aldıklarını ve iş adamlarını bir araya getirdiklerini belirterek, Senegal'in, FETÖ ile mücadelede Türkiye'nin yanında duran bir ülke olduğunun altını çizdi.

Maarif Vakfı'nın burada şu anda 13 okulla faaliyette olduğunu açıklayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Senegal'le öğrencilere burs da verilerek geleceğe yönelik ilişkilerin çok daha güçlü hale getirileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dördüncü kez ziyaret ettiği Senegal'in bu sefer çok daha farklı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Türk müteahhitlerin burada yaptıkları yatırımlarla geleceğe yönelik güçlü adımlar atıyoruz. Bizim Afrika vizyonumuz karşılıklı saygı temelinde 'kazan kazan' ilkesine dayanıyor. Afrika ile özel ilişkilerimiz var, geçmişimizde sömürgecilik yok. Afrika'yı pazar değil, ortak olarak görüyoruz. Afrika'da özellikle Senegal'in çok farklı bazı özellikleri de var. Adeta buradan Amerika'ya, değişik yerlere Goree Adası'ndan köle ticareti yapılırdı. Hakikaten orası çok çok farklı bir yer. Ben orayı ziyaret ettim ve orada kölelerin nasıl zincirlere vurulduğunu, zincirlere vurulan kölelerin nasıl kadırgalarla vesaire ABD'ye kadar gönderildiğini bize rehber olan arkadaş anlatmıştı."

Cezayir Cumhurbaşkanı'ndan korkunç rakam!

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin "2'si Fransız, 1'i İngiliz, 3 eski sömürge ülkesini ziyaret ettiniz. Neler gözlemlediniz? Onlar Türkiye'ye nasıl bakıyor? Hem Senegal'de hem de Cezayir'de halk Fransa'ya tepkili. Gözlemlerinizi paylaşır mısınız?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Özellikle Cezayir'de Cezayir Cumhurbaşkanı Sayın Abdulmecid Tebbun Fransa'ya çok farklı bakıyor. Hatta ben kendisinden bir şey rica ettim. Çünkü bana öyle bir rakam verdi ki bu rakamı öyle zannediyorum ki dünyada siyasi liderler de pek bilmiyor. '130 yılda 5 milyondan fazla Cezayirlinin Fransızlar tarafından öldürüldüğünü' söylüyor. Dedim ki 'Bana bunun belgelerini gönderirseniz, çok memnun olacağız.' Biz milyonlarca biliyorduk da böyle bir rakamı tahmin etmiyordum. Tabi Fransızlar katliamı sadece Cezayir'de değil, Ruanda'da da yaptılar. Yani, birçok Kuzey Afrika ülkesi Fransızların bu tür katliamına tarihte şahit oldu. Bunu bir Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bilmiyor. Macron'a söylediğimiz zaman kendisi 'Tarih dersi mi veriyoruz?' diyor, böyle bir durum var. Senegal'de de şu anda oraya yönelik olumlu bir bakış yok. Gambiya maalesef işte gördük 3 ülke içinde en fakiri."

Gambiya'da bazı imkanların olduğunu, bunların değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunları kendilerine söyledik. Mesela limanları var, 'Bunların işletilmesi noktasında firmalarımız deneyimlidir, size sömürülecek yer diye bakmazlar. Eğer bunu firmalarımız alırsa siz de çok ciddi kazanımlar elde edersiniz.' dedik." şeklinde konuştu.

Gine'nin limanını Türk firmalarının işlettiğini anlatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eskiden yılda 1 milyon, bilemedin 2 milyon gibi bir gelir elde ederken, şu anda 20 milyonun üzerinde yıllık gelir elde ediyorlar. Ayrıca bu rakam sürekli büyüdüğü gibi, 'Oradaki araçların hepsini yeniledik' diyor arkadaşlar." dedi.

Şu anda Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall'in dünyada farklı bir konumunun olduğunu söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkede toplamda gayri safi milli hasılaya bakıldığında bunun çok daha artması gerektiğini kaydetti.

Cezayir'in ise özellikle doğal gaz, petrol noktasında iyi olduğunu dile ifade eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin de kısa zamanda kendini toparlayacağına olan inancını ifade etti.

Suriye

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2018 yılında İdlib kentinin, gerginliği azaltma bölgesi olarak ilanından bugüne gerginlik azalacak gibi durmuyor. Son zamanlarda da saldırılar arttı. Görünen o ki Türkiye'ye basınç uygulayarak göç dalgası planlıyorlar. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusuna ise şu cevabı verdi:

"Sabrımız tükeniyor"

"Rusya ile gerek Soçi gerek Astana'da bazı görüşmeler, anlaşmalar oldu. Bu anlaşmalara Rusya'nın sadık kalması halinde, biz de aynı sadakatle yola devam ederiz. Şu an itibarıyla maalesef Rusya, Astana'ya da, Soçi'ye de sadık değil. Arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerde de kendilerine 'İdlib'de bu bombalamaları vesaire durdurdunuz durdurdunuz, durdurmadığınız takdirde bizim artık sabrımız tükeniyor. Bundan sonra ne gerekiyorsa biz de bunu yapacağız.' diye ifade ediliyor. En son Halep'ten bizim tarafa atışları var. Bunlara biz bir yere kadar sabrederiz, sabrettik ama ondan sonra da biz göbeğimizi keseriz. Bu konuda Rusya da eğer biz birbirimize sadık ortaklar isek, tavrını belli edecek. Ya Suriye ile olan süreci farklı yürütecek ya da Türkiye ile olan süreci farklı yürütecek, bunun başka yolu yok. Biz, bir şeyleri kapma gayretinde değiliz. Bir şeyleri almanın, toprak kapmanın gayreti yok bizde. Biz oradaki mazlum, mağdur insanları kurtarmanın gayreti içerisindeyiz."

"Rusya'nın gereken uyarıları yapması gerekiyor"

Rusların "Teröristlere karşı mücadele ediyoruz." dediğini aktaran Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kim terörist? Kendi toprağını savunanlar mı terörist? Bunlar direnişçi. Şu anda bunlara sorarsan Türkiye'deki yaklaşık 4 milyon Suriyeli de terörist. Bunlar nereden kaçtı geldi? Beşşar Esed'in zulmünden kaçtı geldi. Şu anda bu insanlar bize barınmış durumdalar." diye konuştu.

İdlib'de devam eden süreçle ilgili Türkiye'nin briket barınaklar yaptığını söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu kışın soğuğunda bunlar çadırlarda duramazlar. Bunlara briket barınaklar yapalım. Bunları ben Sayın Putin'e de söyledim. Bu insanlar şu anda çadırlarda nereye kadar? Bunun için Esed'e söylenmesi gerekeni siz söylerseniz, bu insanları da biz konforu yüksek hale getirebiliriz. Onun için de biz bu işi gevşetemeyiz, aynı kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu süreçte şantaj görüyor muyuz?" sorusuna ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan, "Bunu şantaj olarak nitelemeyelim. Aylar geçtikçe göreceğiz ama bizler ilgili arkadaşlarımız, şahsım görüşmelere devam edeceğiz. Arzumuz bir an önce burada Rusya'nın dost olarak gördüğü rejime gereken uyarıyı yapmasıdır." cevabını verdi.

Suriye'de yaşananlara ilişkin Rusya'nın tutumu dışında İran'a karşı da baskıların devam ettiği ve bu durumdan Astana sürecinin etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Astana süreci diye bir şey de kalmadı. Astana süreci şu anda sessizlikte veya sessizliğe büründü. Astana'yı yeniden ayağa kaldırmak ve yeniden ayağa kalkışı ile birlikte Türkiye, Rusya, İran ne yapabilir, bakmak lazım." değerlendirmesinde bulundu. 

Amerika'nın sürece üst düzeyde katılmadığını, alt düzeyde büyükelçi veya özel temsilci düzeyinde katıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Burada ağırlıklı biz üç ülkeyiz, Rusya, İran, Türkiye. Şimdi bunu yeniden canlandırarak Astana sürecinden ne çıkar, bakılabilir. Tabi asıl gidilmesi gereken yer Cenevre. Cenevre konusunda da sanki unutma politikası var. Bunu hareketlendirmek, bir an önce işi siyasi sürece kavuşturmak ve netice almak gibi bir durum söz konusu olmalı." şeklinde konuştu.  

Koronavirüs salgını

Çin'de ortaya çıkan Koronavirüs salgınına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye insanların dolaşımını sınırlandırmak, bazı noktalarda engellemek gibi büyük adımlar atar mı?" şeklindeki soruyu şöyle cevapladı:

"Sağlık Bakanımızın bu konudaki temkinli açıklamaları şöyle: 'Bizde henüz herhangi bir sıkıntı söz konusu değil.' Ancak Çin'de de 25 kadar Türk, 10 kadar da Azeri vardı. Onların Türkiye'ye dönme gibi arzuları var. 'Tedbirlerinizi alın, Azeri kardeşlerimizi de dahil edin. Karantinaya almak suretiyle bu kardeşlerimizi Türkiye'ye getirelim' dedik. Türkiye içinde şu an itibarıyla herhangi bir sıkıntı söz konusu değil ama arkadaşlarımız oraya dayalı olarak da her türlü tedbiri alarak adımlarını atıyorlar."

Trump'la telefon görüşmesi

Gazetecilerin, ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin, "İki taraftan yapılan açıklamada Libya, İdlib ve Doğu Akdeniz konusunun konuşulduğu açıklandı. Bu kritik başlıklarda Ankara'nın mesajları ne oldu?" şeklindeki sorusu üzerine ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, görüşmede Libya'yı konuştuklarını anlattı.

ABD Başkanı Donald Trump'la Libya ile ilgili olarak "sadra şifa" konular değil, ağırlıklı olarak "nezaket" konuşması yaptıklarını belirten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Elazığ, Malatya depremini gündeme getirdi. 'Bize düşen ne var, ne yapabiliriz? Bizde depremlerle ilgili çokça alet edevat var, gönderebiliriz' dediler. Şu anda çok çok teşekkür ediyoruz, biz bu aşamaları aşmış vaziyetteyiz. Tabi 41 vatandaşımız öldü, Allah'tan rahmet diliyoruz. Bunun yanında ciddi sayıda kurtarılan vatandaşlarımız var. 1600'e yakın yaralı vardı, bu yaralıların kahir ekseriyeti ayakta tedavi ile evlerine döndüler. 60-70 tedavisi devam eden var. Yoğun bakımda olan hemen hemen kalmadı gibi. Onlar da bugün odalarına çıkacaklardı." 

Elazığ Şehir Hastanesi

Elazığ'da Şehir Hastanesinin gerçekten çok ciddi iş gördüğünün altını çizen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hastalar oraya gelerek tedavilerini oldular. Şu an enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Enkaz kaldırmanın yanında, yeni bir adım daha attık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın gerek Elazığ'da gerekse Malatya'da elinde rezerv konut varsa ki bunlar TOKİ'nin konutları biliyorsunuz, 400 kadar bu tür konut var. Şu anda evsiz kalanlara, acil olanlara bu konutlardan dağıtmaya başlayacaklar. Malatya büyükşehir olduğu için köy değil, mahalle diyoruz. O mahallelere tek kat konut ve bu konutların yanına da ahırlarını yapmak suretiyle çalışmalarını yoğun bir şekilde başlatıyorlar. Şehir merkezlerinde gerek Malatya gerek Elazığ'da zemin etütlerini en ideal noktada yapacağız.

Zemin etütlerinden sonra da buralarda inşaatları başlatacağız ki bu bizim için 3-4 aylık, bilemedin 5 aylık iştir. Amacımız şehir merkezlerindeki binaları da yapıp vatandaşların buralardaki konutlara taşınmalarını sağlamaktır. Şu anda da (Çevre ve Şehircilik Bakanı) Murat Bey'den bunları öğrendim, süratle çalışmayı başlatıyorlar ve adımları da inşallah atıyoruz. Tabi bütün bunların dışında elimizdeki çadırları, konteyneri planlı bir şekilde dağıttılar. Kışı sıkıntısız veya en az sıkıntıyla atlatmayı planlıyoruz. "

ABD'nin sözde barış planı "Yüzyılın Anlaşması"

"Beyaz Saray'ın 'yüzyılın anlaşması' olarak nitelendirildiği barış planı, Trump tarafından duyuruldu. Bu bağlamda Ankara'nın plana yaklaşımı nedir?" şeklindeki soruya ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu cevabı verdi:

"Biz buraya girerken açıklama devam ediyordu. Önceki akşamki konuşmada Sayın Donolad Trump'a, 'Bu metni bize gönderirseniz, içeriğinde ne var görürüz, ona göre de atmamız gereken adımları veya tavrı belirleriz' dedik. Zaten önümüzdeki hafta içerisinde de Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Toplantısı olacak. O toplantıya Dışişleri Bakanımız da katılacaklar. Bizim bu konudaki tavrımız belli. Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez. Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir. Bu plan Filistin ve Kudüs için yeni oldubittiler oluşturma gayretidir. Bu, Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail'in işgalini meşrulaştırma planıdır. Hangi girişim olursa olsun, bazı Arap ülkeleri sırtını dönse de biz Filistin'in ve Kudüs-ü Şerif'in hukukunu korumak için uluslararası kurumları harekete geçirmeye ve dünyaya bu meseleyi anlatmaya devam edeceğiz."

Hakan Fidan'ın hedef gösterilmesi

Özellikle İsrail medyasındaki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yakın aşırı sağ medyada, Türkiye'nin güvenlik bürokrasisini hedef alan yayınlar olduğu, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin ardından MİT (Millî İstihbarat Teşkilatı) Başkanı Hakan Fidan'ın hedef gösterildiğinin aktarılması üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer biz İsrail medyasına göre hareket belirleyeceksek vay halimize. İsrail medyası da istihbarat başkanımız için böyle şeyler yazıyorsa doğru istikametteyiz. Hayırlı olsun." açıklamasında bulundu. 

Kılıçdaroğlu'nun "Elazığ deprem vergileri" sorusu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Deprem vergileri nereye harcandı?" sorusunun hatırlatılarak, bu tavra ilişkin görüşleri ve devletin 1999 öncesi ve bugünkü tavrına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'na şu cevabı verdi: 

"Bu adamın doğru söylediği bir şey yok. Yalanlar zincirine yeni bir yalan ilave ediyor. Ben şu anda Sivrice depremine CHP'li belediye ne kadar yardım yapmış bunun üzerinde duracak değilim. Ben sadece şunu söyleyeyim. Bütün il, ilçe, belediyelerde, mahallelerde, Allah'a hamdolsun, bir tarafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, bütün bakan arkadaşlarım ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Fuat Bey, öbür tarafta (AK Parti) Genel Başkanvekili olarak Numan Bey, tüm vekiller, kadın kollarımız bölgede seferber oldu, çalıştılar ve aç açık bırakmamak için ne gerekiyorsa yaptılar.

Bir defa Kılıçdaroğlu'nun ne kabinemizi ne bizim şu andaki o bölgede çalışan milletvekillerimizi falan ağzına almasını yakıştıramam. Onların böyle bir derdi olamaz. Acaba kendisi oraya gitti mi? Gitmedi. Şimdi bundan sonra herhalde gider; ben söylüyorum ya… Niye gitmedi? Bu ciğer meselesi, ruh meselesi ondan... Bunda öyle bir ruh yok. Biz elhamdülillah Van'da da, Simav'da da, Sakarya'da da... Ben cezaevinden çıktım, ilk gittiğim yer Sakarya, Düzce'dir. O zaman belediye başkanı sıfatım yoktu. Bütün oraları dolaştık. Bizim derdimiz var. Onun böyle bir derdi yok. Soruyorlar şimdi. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde bir para hangi amaç için toplanmışsa bugüne kadar o gaye için harcanmıştır. Onun dışında bir yere biz bu tür paraları harcama diye bir tavrın içinde olmadık, olmayız."

Elazığ depremi

Şu anda da bölgede yoğun bir şekilde çalışıldığını hatırlatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer bu vatandaş dayanışma için elinde ne var, ne yok götürüyorsa, tek sebebi var: İnanıyor da onun için götürüyor. Bu hükümete inanıyor. İnanmasa götürür mü? Ben sizlere 'her şeyi veririm' diyor." dedi. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir kampanya daha başlattıklarını da belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Önce vekillerle dedik ki, 'Biz buraya elimizden gelen desteği verelim. Herhangi bir rakam belirlemiyoruz. Kim ne kadar verecekse milletvekili arkadaşlarımız versinler. Bunları hesabımızda toparlayacağız sonra da grup başkanımız herhalde AFAD'a aktarma yoluna gidecektir. Bunlar ise yatıyor kalkıyor 'o parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal'e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok. Bütün bu harcamalar nasıl yapılıyor, bunlara bakmıyor ki... Bütün bu konutlar nereye yapılacak? Bunun tarih en büyük şahididir. İkide bir kalkıp gaziler ve şehitlerle alakalı şeyleri konuşuyor. Niye? Aldatırız. Yaptıkları iş bu. Onun için bunların haftalık grup toplantısında yaptıkları konuşmalar da pek kayda değer değil."

PKK'nın DEAŞ'lıları salıvermesi

"Bölücü terör örgütü PKK'nın Suriye'de DEAŞ'lıları para karşılığı salıverdiği, para vermeyenlerin ise çocuklarının zorla terör örgütüne devşirildiği yolunda güvenlik ve istihbarat raporlarına yansıyan bilgiler var. İki terör örgütüyle de mücadele eden bir ülke olarak Türkiye'nin bu konuya ilişkin uluslararası kamuoyuna mesajı nedir?" sorusu karşısında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası camianın karalama kampanyaları yapmasına rağmen Türkiye'nin El-Bab'da 3 bin DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirerek, burayı sükunete kavuşturduğunu belirtti.

Türkiye'nin DEAŞ'lıları yakaladıkça kendi ülkelerine gönderdiğini anımsatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunların içinde Alman, İtalyan, Fransız vatandaşlarının olduğunu hatırlattı.

"Hepsini evlerine gönderiyoruz ama bunların ülkeleri, bunları takip etmiyor ki. 'Türkiye'ye iftira at, tutmazsa iz bırakır' anlayışıyla lekelemeye çalışıyorlar ama biz de görevimizi yapacağız, dik duracağız." ifadelerini kullanan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Türkiye'nin terör örgütü DEAŞ'ın üst düzey kişilerini yakaladığının altını çizdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin kız kardeşi, eniştesi ve damadının yakalandığına vurgu yaparak, "Bunların reklamını yapalım diye bir derdimiz de yok. Şu anda bunlar bizim elimizde." dedi.

"Tüm dünyadan gelen DEAŞ'lı teröristlerin 7-8 bin çocuğu olduğu iddia ediliyor. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu cevabı verdi:

"Bu söylediğiniz şeyler tüm dünyadan gönderilen DEAŞ'lıların çocukları. Tabii bunlar, dünyanın DEAŞ noktasında oynadığı oyunun çok açık ve net göstergesi. Mesela 'cezaevi' dediler. Onlar cezaevinden başka her şeye benzer. Ondan sonra bir kısmını parayla, bir kısmını farklı düşüncelerle serbest bıraktılar. Hatta bir telefon görüşmesinde Sayın Trump 'Bunları alır mısınız?' gibi bir teklifte bulundu. 'Oturalım konuşalım, nasıl bir çözüm buluruz?' dedik. Ama sonra takibi gelmedi. 'Bakanlarımız görüşsünler' dedik, takibi gelmedi."

HDP önündeki evlat nöbeti

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Diyarbakır'da HDP İl Binasının önünde çalınmış evlatlarını bekleyen anneler var. Onlara bir mesajınız var mı?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Diyarbakır'daki bu annelerin bir kısmı deprem bölgesine gelecek kadar annelik duygusunu yaşamak istediler. Bu çok çok asil bir hareketti. Eşim, Aile ve Çalışma Bakanımız, bazı bakan arkadaşlarımız oraya gitti. Derdimiz, oradaki hanım kardeşlerimiz olsun, babalar olsun bir güvence temin edebilmek."

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yavaş yavaş çözülmeye de başladılar. Son olarak 6-7'yi buldu gelen çocuklar. Bunun gerisi de gelecek diye düşünüyorum. Akışına bırakamayız. Takipçisiyiz. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Er ya da geç onlar değil, biz kazanacağız." diyerek, terörün kazanmasının mümkün olmadığını vurguladı.

Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Biz bu işi köşeye sıkıştıra sıkıştıra sonunda toparlayıp alacağız. İşte dağdakilerin hali ortada. Öbür tarafta Kuzey Irak'taki durum ortada. Şu an itibarıyla Türkiye olarak biz Orta Doğu'da masada belirleyici ülkeyiz. Sağa sola yalpalayan ülke değiliz. Görüştüğümüz tüm liderler, İslam dünyasında da bölgede de Türkiye'nin çok farklı konumunu kabul ediyorlar. Ama bu bizi asla şımartmamalı ve rehavete sevk etmemeli. Hem madden hem manen güçlü olacağız ve mağdur, mazlum insanların imdatlarına yetişeceğiz."

Savunma sanayi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "2018 yılında yaşanan kur krizinden sonra ekonomide bu yıl bir toparlanma gözlemleniyor. Diğer yandan ABD’nin S-400'lerle ilgili CAATSA yaptırımlarını Nisan ayında yeniden gündeme getirme olasılığı beliriyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ı görevlendirmiştiniz ABD tarafı ile S-400 komisyonu kurulmasıyla ilgili. Bu konuda bir ilerleme var mı?" şeklinde bir soru da yöneltildi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu soruya, "Eğer biz savunma sanayisinde kendi üretimimizle yerli-milli adımları atmamış olsaydık, şu anda terörle mücadelede çökerdik. Niye? Çünkü ne ABD'si ne de başkası, 'Türkiye'nin şöyle bir derdi var, biz bunlara gereken desteği, yardımı verelim' diye bir gayretin içine girmezdi." yanıtını verdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nin İHA (insansız hava aracı) vermediğine, İsrail'den alınan 10 insansız hava aracının tamir ve bakımında Türkiye'nin hep oyalandığına dikkat çekerek, "Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Biz İHA'mızı da SİHA'mızı da yaptık. Maliyet itibarıyla bizim ciddi manada savrulmamızı engelledi. Neden? Çünkü onlardan kesilen faturalar çok ama çok yüksekti. Şimdi durum öyle değil." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin uzun, orta, yakın menzil silahlarını da artık kendisi yaptığını anımsatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hala bunları ithal etseydik, inanın bunların altından kalkmak adeta mümkün olmazdı. Şimdi böyle bir sorunumuz yok. Her geçen gün ileriye gidiyoruz, gideceğiz. Hep söylüyorum, S-400 konusu bitmiş bir iş. Buradan geri adım atmak söz konusu değil. Bedeli kesilmiş, kredisi vesaire hepsi konusunda Ruslarla anlaştık. F-35 konusuna gelince... ABD'nin bizi ortak yaptığı ve birçok parçasını bizden aldığı uçak. Bunlardan 5 tanesini bize vermişlerdi. Daha sonra bu sıkıntılar yaşanınca gönderilmemesi istikametinde karar alındı. Şimdi olay nereye geldi? Ya bu işin parasını bize verecekler ya da uçağı verecekler. Parasını vermiyorsa da dünyada bu işin dibi kurumadı ki... Başka yerden de bulur alır, kendimiz de yaparız. Zaten çalışmalarımız, bazı ortak girişimlerimiz var."

Son Amerika seyahatinde Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın bir araya gelerek bu konuda çalışması üzerinde durulduğunu belirten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, henüz bununla ilgili ciddi bir çalışmanın olmadığını ifade etti.

"Sayın Trump 'çalışmaları hızlandırmalıyız' dedi"

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile önceki akşam yaptığı telefon görüşmesine işaret eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Trump, 'Ekonominizin çok iyi bir noktada olduğunu duyuyorum. İkili ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılmasıyla ilgili çalışmaları hızlandırmalıyız.' dedi." ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İHA'lar depremde kullanıldı mı?" sorusunu ise "Evet, koordinat belirlemelerinde kullanıldı." cevabını verdi.

Yorumlar (0)