Erdoğan'dan İsveç ve Finlandiya açıklaması

Erdoğan, "Ülkemize göre Finlandiya ve İsveç'in üyeliğe kabul edilmesi, NATO ve Türkiye'nin güvenliği yönünden riskler barındırmaktadır. NATO'nun en büyük ordularından birine sahip olan Türkiye'nin yardıma koşmasını bekleyen bu ülkelerin, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak görülen PKK'nın propaganda, eleman devşirme ve finansman sağlama faaliyetlerini engellemesini beklemek hakkımızdır. Gerekli adımları atmamaları durumunda bu husustaki duruşumuz değişmeyecektir." yorumunda bulundu.

GÜNDEM 31.05.2022, 00:04
Erdoğan'dan İsveç ve Finlandiya açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiliz The Economist dergisi için bir makale kaleme aldı.

Erdoğan, Ukrayna'daki savaşın NATO'yu tekrar ayağa kaldırdığını kaydetti. 

Ülkemizin 70 senedir NATO'nun vazgeçilmez bir mensubu olduğunun altını çizen Erdoğan, ülkemizin demokrasi ve hürriyeti savunmak adına Kore'ye asker göndermesinin akabinde 1952 yılında ittifaka katıldığını, Soğuk Savaş sürecinde ve sonrasında ülkemizin, Karadeniz, Kafkasya ve Orta Doğu bölgelerinde istikrar tesis edici ve müspet bir aktör olduğunu, Türk ordusunun da NATO misyonları çerçevesinde Afganistan'dan Kosova'ya dek dünyanın pek çok bölgesine gittiğini anımsattı.

"Türkiye olmadan olmaz"

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemizin savunma sanayisinde sürekli artan kapasitesi NATO'ya güç katmıştık. Partnerlerimiz ülkemizin, ittifakın kolektif güvenlik görevlerine verdiği katkıyı her daim takdir etseler de kendi güvenlikleri tehdit altında olmadığında bu katkıyı hemen unutmuştur. Türkiye olmadan uzun süreli istikrarın tesis edilebileceği hülyasına kapılmış, bu hülyaları her daim kısa sürmüştür."

"Terörist saldırıları engellemek yetmez"

Erdoğan, son dönemlerde uluslararası güvenlik ve barışın karşı karşıya kaldığı tehditlerin değişime uğraması neticesinde birçoklarının NATO'yu 'işlevsiz' ve 'demode' bir topluluk olarak nitelemesine sebep olacağının altını çizerek, "Macron birkaç sene evvel 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti.' demişti. Aynı çevreler ülkemizin de NATO'daki rolünü sorgulamaya kalkmıştı. Bu tavır ittifaka uzun seneler kaybettirdi." yorumunda bulundu. 

Erdoğan, bu yönden ülkemizin, tıpkı diğer uluslararası örgütlerde olduğu gibi NATO'nun da yeni güvenlik tehditleri için bazı reformlar gerçekleştirmesi gerektiğini savunduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Özellikle terör tehdidi hususunda yeterli adımların atılmaması NATO'ya yönelik olarak kamuoyunda güvensizlik oluşturuyor. NATO'nun terör örgütleriyle mücadelede asker ve istihbari hususlarda daha kuvvetli iş birliği içinde olmasını arzuladık. Terörist saldırıları engellemek yetmez, finansman ve eleman devşirme çalışmalarının engellenmesi konuları da çok önemli.

"Gerekli adımları atmazlarsa duruşumuz değişmez"

NATO için ülkemizin ne kadar kritik ve önemli bir ülke olduğu tüm üyeler tarafından tekrar kabul edilirken, bazı mensupların ülkemize yönelen bazı tehditleri tam anlamıyla takdir edememesi son derece talihsiz bir durumdur. Ülkemize göre Finlandiya ve İsveç'in üyeliğe kabul edilmesi, NATO ve Türkiye'nin güvenliği yönünden riskler barındırmaktadır. NATO'nun en büyük ordularından birine sahip olan Türkiye'nin yardıma koşmasını bekleyen bu ülkelerin, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak görülen PKK'nın propaganda, eleman devşirme ve finansman sağlama faaliyetlerini engellemesini beklemek hakkımızdır. Gerekli adımları atmamaları durumunda bu husustaki duruşumuz değişmeyecektir.

"Terör mağduru tüm ülkeler adına bu kararı aldık"

"Türkiye, silah ambargolarının NATO çatısı altındaki askeri partnerlik ruhuna aykırı olduğunu düşünüyor." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu kısıtlamalar yalnızca Türkiye için değil NATO'nun kimliği içinde zararlı neticeler doğurmaktadır. Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma ısrarı da gündeme gereksiz bir madde ilave etmiştir. Bizim bu duruşumuz şu ana dek terörün hedefi olan tüm üye ülkeler adına alınmıştır. Sivil halka zarar veren her örgüte karşı durulmalıdır."

"Terörle mücadele etmeyen ülkenin Ankara'da makamı yoktur"

Finlandiya ve İsveç'in müttefik olmak istedikleri ülkelerin güvenlik hassasiyetleri ve kaygıları hususunda göstereceği tavrın, ülkemizin de bu ülkeleri ne denli müttefik olarak görmek isteyeceğini sağlayacağını söyleyen Erdoğan, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

"Biz Türkiye olarak NATO'ya her daim yapıcı ve müspet baktık. Diyalog ve diplomasinin her türlüsüne açık olan Türkiye, bu gayretlerin aday ülkelerin ikna edilmesine odaklanmasını önermektedir. Terörle mücadelede gönüllü olmayan hiçbir ülkenin Ankara'da talimat verebileceği herhangi bir makam yoktur. NATO mensuplarının terörle mücadelede çifte standart yapması durumunda ittifakın inandırıcılığı ve itibarı tehlikeye girecektir."

Yorumlar (0)