Erdoğan, 12. Halifaks Uluslararası Güvenlik Forumu'na video mesaj iletti

12. Halifaks Uluslararası Güvenlik Forumu'na hitabeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim ne Doğu'ya, ne de Batı'ya sırtımızı dönme gibi bir lüksümüz olabilir." dedi.

GÜNDEM 21.11.2020, 21:18 21.11.2020, 21:33
Erdoğan, 12. Halifaks Uluslararası Güvenlik Forumu'na video mesaj iletti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12. Halifaks Uluslararası Güvenlik Forumu'na bir video gönderdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan video mesajında, bir gerçeğin altını özellikle çizmek istediğine vurgu yaparak, Türkiye olarak etraftaki problemlerle ilgilenirken asla yayılmacı, müdahaleci bir anlayış içinde bulunmadıklarını ifade etti.

"Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok"

Türkiye'nin hiç kimsenin, hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, içişlerinde gözü olmadığını belirten Erdoğan, "Biz öncelikle kendi milli güvenliğimizi, kendi vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamaya ve bunları sağlam noktada değerlendirmeye, sonrasında da bölgemizin ve gönül coğrafyamızın istikrar, huzur ve iç barışına katkı sunmaya çalıyoruz." dedi.

Dağlık Karabağ meselesi

Dağlık Karabağ meselesinin bu noktada önemli bir örnek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Azerbaycan toprağı olan bu bölge, Birleşmiş Milletler (BM) ve AGİT kararlarına karşın yaklaşık 30 yıl boyunca Ermenistan tarafından işgal edilmiş durumdaydı. Sorunu çözmek maksadıyla oluşturulan MİNSK Grubu eş başkanları ise işgali sonlandırma noktasında şimdiye kadar ne yazık ki hiçbir adım atmamıştı. Rusya Federasyonu'yla ortak çabalarımız neticesinde varılan anlaşmayla hem sıcak bir çatışmayı bitirdik hem de 30 yıldır buzdolabında bekletilen bir problemin çözümüne katkı sağladık." ifadelerini kullandı.

"Libya'daki çözümde Türkiye'nin rolü büyük"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'daki krizin başından bu yana, ihtilafın yalnızca siyasi diyalog yoluyla çözülebileceğini savunduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Libya Milli Mutabakat Hükümeti'ne sağladığımız eğitim ve danışmanlık desteği, ülkenin daha fazla iç savaşa sürüklenmesini önledi, Birleşmiş Milletler öncülüğündeki siyasi sürecin önünü açtı. Bugün Libya'da siyasi çözüm umutları tekrardan yeşermişse, bunda Türkiye'nin zamanında yaptığı müdahalenin çok ciddi etkisi bulunuyor. Sahada kalıcı ateşkesin sağlanması ve kapsayıcı siyasi sürecin ilerletilmesi konusunda Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, tüm taraflarla eşgüdüm halinde çabalarımızı devam ettiriyoruz. Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun çalışmalarını da destekliyoruz."

Doğu Akdeniz konusuna da değindi

"Doğu Akdeniz'deki her türlü gelişmenin yükünü taşıyan Türkiye'nin, doğal kaynaklar söz konusu olduğunda yok sayılmasına tabii ki rıza gösteremezdik." diyen Erdoğan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin provokasyonlarına karşın, Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı, soğukkanlı davrandıklarını aktardı.

Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB), 'birlik içi dayanışma' adı altında, Doğu Akdeniz'de hem Türklerin haklarını hem de Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumak için kararlılıkla yürüttükleri arama ve sondaj çalışmalarına dair ithamlarının tarihle, hukukla, gerçeklerle bağdaşmadığını belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Kıbrıs Türklerine yönelik izolasyonlara son verilmesi ve Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının adaletli paylaşımı yönündeki uğraşlarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Diğer yandan, diyalog ve diplomasiye kapımızı hiçbir zaman kapatmadık, kapatmıyoruz. Kıbrıs Türklerinin de katılacağı bir Doğu Akdeniz konferansı düzenlenmesi talebimiz, problemi diyalogla çözme irademizin tezahürüdür. Türkiye, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de mevcut problemlerin aşılması için her zaman yapıcı tutum sergilemiştir. Nitekim, geçtiğimiz aylarda NATO Genel Sekreteri'nin girişimiyle ülkemiz ile Yunanistan arasında NATO çatısı altında gerçekleştirilen ayrıştırma görüşmelerine başından itibaren aktif ve samimi biçimde katılım gösterdik, katkı sunduk. Ayrıca, Yunanistan ile Ege problemlerinin ele alındığı ve sonuncusu 4.5 yıl önce gerçekleştirilen İstikşafi Görüşmeler sürecinin tekrardan başlatılması konusunda mutabakata vardık."

"Asya, Afrika ve Avrupa'yı ihmal etmiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Coğrafi bakımdan Afro-Avrasya ülkesi olan Türkiye'yi diplomaside dar bir çerçeveye hapsetmek, yanlış olduğu gibi olası da değildir." diyerek, şunları kaydetti:

"Bizim ne Doğu'ya, ne de Batı'ya sırtımızı dönme gibi bir seçeneğimiz olabilir.  Avrupa ile ilişkilerimizi geliştirirken, Asya'yı ve Afrika'yı asla ihmal etmiyoruz. Rusya'yla son dönemde derinleşen iş birliğimizi, ABD ile köklü bağlarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. Bilhassa 68 yıldır üyesi olduğumuz NATO içindeki konumumuza büyük önem veriyoruz. Türkiye'nin sınırları aynı zamanda NATO'nun da sınırlarıdır. Günümüzde de, NATO'nun yüzleştiği yeni sınamalar ve tehditler karşısında güvenilir bir müttefik olarak kritik sorumluluklar alıyoruz. Afganistan'da, Kosova'da, Irak'ta, Karadeniz'de, Akdeniz'de ve diğer coğrafyalarda İttifak'a sağladığımız önemli katkılarla, külfet paylaşımında büyük bir yükü omuzladık. Bu gerçeğin, dar siyasi saiklerle gölgelenmesine ve sorgulanmasına izin vermeyiz. Biz hem ülkemizin hem de müttefiklerimizin hak ve çıkarlarını gözetirken, aynı önemi ve dayanışma ruhunu müttefiklerimizden beklememiz de tabiidir."

Erdoğan, Türkiye'nin, uluslararası güvenlik ve istikrara yönelen tehditler karşısında kararlı biçimde mücadelesini devam ettirme iradesine sahip olduğunun altını özellikle çizmek istediğini dile getirdi.

Forumun gündeminde yer alan, birbirinden önemli konu başlıklarında ortaya koyacakları fikirlerin, barış ve güvenlik arayışlarına katkı sağlamasını temenni eden Erdoğan, çalışmalarında başarılar dileyerek sözlerini tamamladı.

Yorumlar (0)