Dipsiz Göl definecilik kurbanı oldu

Gümüşhane’de doğa harikası 12 bin yıllık Dipsiz Göl, Roma lejyonunun definesini aramak için iki işadamı tarafından kurutuldu. Bahsi geçen şahısların kimliği ortaya çıktı.

GÜNDEM 17.11.2019, 11:38
Dipsiz Göl definecilik kurbanı oldu

Hürriyet'in haberine göre, işadamlarının ikisi de Trabzon’da faaliyet gösteriyor. Biri inşaat diğeri ise hafriyat sektöründe çalışıyor. Dosyada bulunan kayıtlardan numarasına ulaşılan Fatih Sözen, kendisinin Alanya’da inşaat işleri yaptığını ifade ederek, “Ben o işadamı değilim. Sadece isim benzerliği.” sözleriyle iddiaları reddetti. Dosyadaki kayıtlara bakıldığında Trabzon’daki Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun göldeki kazı için "arkeolojik veya kentsel sit alanında değildir" raporu verdiği görüldü.

Soruşturma devam ediyor

İlgili kanun gereği kazı çalışmalarına üç kişiden oluşan resmî bir heyetin de eşlik etmesi gerekiyor. Resmî heyet önünde gerçekleştirilen kazı sonucunda herhangi bir "define"ye ulaşılamadığı heyet tarafından kayda geçirilmiş. Hürriyet’e açıklamalarda bulunan Gümüşhane Valisi Kâmuran Taşbilek, bakanlığın başlattığı soruşturmanın sürdüğünü, Gümüşhane Üniversitesi’nden uzmanların da göl ve çevresinde incelemelerde bulunduklarını söyledi. Taşbilek, valilik ekiplerinin üniversiteden uzmanlarla birlikte gölü rehabilite etmek adına yoğun bir çalışma yaptıklarını da söyledi.

“İlkel, bilim dışı bir yaklaşım”

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Ahmet Ercan, jeofizik mühendisleri olmadan arkeolojik kazı yapılamayacağını ifade etti. Dipsiz Göl’deki kazının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Ercan, “Doğu Akdeniz’de, gölde değil denizde petrol arandığı gibi sismik yöntemlerle göl, akarsu, dere gibi yerlerde de tarama yapılır, bunun teknolojisi var. Bu aşamaların olmadığı, aksi bir durum defineciliktir. Dipsiz Göl’de yapılanlar suçtur. Kazı çalışmasında bir jeofizik mühendisi olsaydı, valilik izni olsa bile verse o gölü boşalttırmazdı. İlkel, bilim dışı, definecilik yaklaşımıyla göl yok edilmiştir.” dedi.

Hâlen İzmir Nif Dağı’nda arkeolojik kalıntı aradıklarını söyleyen Ercan, göl gibi sulak yerler dâhil sismik araştırmaların nasıl yapıldığına dair bilgileri şöyle aktardı:

“Jeofizik mühendisliği öğrencilerine dört yıl eğitim veririz. Bu dala ‘arkeojeofizik’ deriz. Arkeoloğun bir bölgeye ilişkin şüphesi varsa, buna ve kalıntının türüne ilişkin bilgileri jeofizik mühendisi ile paylaşır. Mühendis de bu bilgiler ışığında zeminin yerine göre yeraltını görüntüleme yöntemini seçer. Kalıntı göl içindeyse sismik aletlerle donanımlı bir helikopterle ya da tekneyle üzerinde dolaşılır. Jeoradar ya da elektromanyetik ışınlama, tıptaki üç boyutlu ultrason gibi görüntülemeyle zemin taranır. Ya da manyetik tarama, gravite gibi yollar denenir. Zemin görüntülenir. Hazine var mı yok mu tespit edilir. Hiçbir jeofizik mühendisi, valilik izin verse bile gölü boşalttırmaz. Bakın Doğu Akdeniz’de, koca denizin altında petrol aranıyor, aynı yöntem arkeolojik buluntular için de kullanılır. Dolayısıyla jeofizik mühendisi olmadan hiçbir kazıya başlanamaz. Dipsiz Göl’de yapılan defineciliktir ve definecilik suçtur. Her kim izin verdiyse suçludur. Vali izin verdiyse vali suçludur. İlkel, bilim dışı, definecilik yaklaşımıyla göl boşalttırılmıştır.”

"Ders çıkarmak gerek"

Dipsiz Göl’ün 2 bin metreden yüksek bir bölgede, kentin, sanayinin etkisinden uzak, 12 bin yılda doğal şekilde oluşmuş bir ekosistem olduğunu vurgulayan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, yeni bir mevzuat gerektiğini savundu. Bozoğlu, “Hangi canlı türleri, hangi cansız yapı yok edildi; belirsiz. Bu durumda nasıl eski haline dönebilir? İmkânsız. Öyleyse artık ders çıkartmak gerek. Bu işin sorumluları kamuoyuna açıklanmalı ve yargılanmalı. Koruma kurullarının yapısı, işlevi tekrar değerlendirilmeli. Mevzuatta açık olduğu ortaya çıktı. Define iddiası için binlerce yıllık doğayı yok etmeyecek bir mevzuat ve uygulama yapılmalı. Bunlar yapılmadan, sorumluların açığa alınmış olması bu olayların tekrarlanmasını önlemez.” dedi.

"Sorumlulara soruşturma açıldı"

Gümüşhane Valiliği, Dipsiz Göl’ün rehabilitasyonunun yapılabilmesi için akademisyenler ve teknik elemanlarla görüş paylaşımı içinde planlamalar yapıldığını, hemen çalışmalara başlanarak gerekli düzenlemelerin hayata geçirileceğini bildirdi. Valilik, define arama ruhsatı verenlerle kazının yapılmasında herhangi bir sakınca olmadığına dair verilen raporun hazırlanmasında "özensiz davrananlara" da soruşturma açıldığını açıkladı.

İlgililer görevden uzaklaştırıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dipsiz Göl’ün kurumasına neden olan şahısların görevden uzaklaştırıldığını söyledi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Gümüşhane’deki Dipsiz Göl’de gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda gölün kurumasına sebep olunmuştur. Bakanlığımızca ilgililer hakkında soruşturma başlatılmış ve ilgililer görevden uzaklaştırılmışlardır.” ifadeleri yer aldı.

Göl için çalışmalar başladı

Gölün eski haline getirilebilmesi adına Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Gümüşhane Valiliği ekipleri ortak bir çalışma başlattı. Göl alanında incelemeler yapan ekipler, ölçümlerle yüzey alanının çapını belirledi. Göl alanına dökülen dayanıksız toprağın çıkarılarak, yerine suya dayanıklı kireçli ve killi toprak döküleceği sonrasında ise suyla doldurulacağı öğrenildi.

"Göl yeniden su tutmayabilir"

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Osman Bektaş, hem alttan hem de üstten beslenen gölün kazı esnasında yer altı kanalları tahrip edildiyse o alanın tekrar su tutmayacağını söyledi. Bektaş, “Yer üzerinde nasıl dereler varsa ve onların bir yolu varsa yer altında da aynı şekilde yer altı dereleri vardır. İşte o derelerin akış yolu çoğu zaman bu tür göller olur. O dereler zarar görmüş ise eğer geçmiş olsun. Kazı sırasında gölün doğal yapısı muhtemelen bozulmuştur. Çünkü bilinçli bir kazı yapılmamış. Orası sonuçta öyle ya da böyle bir şekilde dengede idi. Gelen su ile buharlaşan su arasında bir denge vardı. Gölün beslenme yolları kapandıysa eğer, doldurduktan sonra o su kaçar gider.”

"Doğa kendini toparlayacaktır"

Gölün eski haline getirilmesi adına çalışma yürüten ekipte yer alan Gümüşhane Üniversitesi Doğa Bilimleri ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Alemdağ, "Bu alana su birikintisi de diyebiliriz. Bu tür alanları biz genelde birikinti suları olarak değerlendiriyoruz, doğada bu tür alanlar çok fazla olduğu için.” şeklinde konuştu. Göl tabanı uygun hale getirilerek yağış sularına bağlı olarak bu bahar sonrası eski haline gelecektir. Doğa kendini toparlayacaktır.” sözlerini kaydetti.

Yorumlar (0)