Devlet Bahçeli'den muhalefete '128 milyar dolar' tepkisi: ' Önce 104 amiralin hesabını verin'

MHP Lideri Devlett Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“İlk meclisimiz, zalimlere karşı milletimizin aklıdır”

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, dokunulmazlıklarla ilgili fezlekeler, Doğu Akdeniz, Yunanistan-Türkiye gerilimi, ‘128 milyar dolar’, yeni anayasa gibi gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Meclisin 101. açılış yıldönümünün 23 Nisan Cuma günü iftiharla kutlanacağını ifade eden Bahçeli, ilk Meclis’e ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve şunları aktardı:

“İlk meclisimiz, tarih sahnesindeki yerini aldı. Seçimler yoluyla seçilen mebuslar Ankara'da toplandı.  Meclis'in eşsiz iradesiyle istilaya, ihanete ve işgale karşı direnilmiş ve milli iradenin kudretinden kopmamıştır. Dünya tarihinde zulme ve zillete karşı savaş açan başka bir millet o güne kadar yoktur. İlk meclis zaferlere koşarak düşmanı yurttan söküp atmıştır. Dolayısıyla ilk Meclis zalimlere karşı milletin aklı, yıkıma karşı yükselişin ahlakı, imkansızlığa karşı imanın adıdır. İstikbal hedeflerini, istiklal haysiyetini, millet nam ve hesabına varlığında toplamış bir kahramanlık beratıdır."

“Mondros’a imza atanlar zelil bir tuzak içine düştü”

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasının, Osmanlı’nın teslim ve esaret belgesi niteliğinde olduğuna dikkat çeken Bahçeli, masa başında sömürgeciler tarafından tuzak kurulduğunu ve Mondros’a imza atanların zelil bir tuzak içine düştüğünü aktardı. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Osmanlı, I. Dünya Savaşı'ndan çıktığı zaman 1 milyon metrekarelik toprağından olmuştu. Sadece toprak değil egemenlik de gitmişti.  Dolayısıyla şeytani emellerden rahmani sözler beklemek boşuna bir çabaydı. Bu sebeple ilk meclisimiz, yorgun ve durgun Anadolu bozkırından bir güneş gibi parlayıp çıktı. Umutsuzluğun koyu sisini dağıtmak amacıyla buradan bir irade sivrildi.” 

“İlk mebuslar 8 ay maaş alamadı”

Devlet Bahçeli, dönemin milletvekillerinin fedakarlıklarından bahsederken şu ifadelere yer verdi:

“Ortak paydaları millet ve vatan olan vekiller bir araya geldi. O dönem ilk meclisin vekilleri 8 ay boyunca maaş alamamıştı. 1 sene sonra ise maaşlarının yüzde 20'sini bütçe açığını kapatmak için devlete iade etmişlerdi. Meclisin açılması; milletler mücadelesinin çetin bir biçimde devam ettiği dönemde, Türk milletinin tam bir ortak paydada, milli hedefte ve milli kimlikte buluşmasının, senelerdir devam eden kayıpların çöküntüsünü atarak moral ve güç depolamasının, taviz ve teslimiyetlere son vererek toparlanmasının, silahla verilen bir mücadelede toplumsal uzlaşmayla ortaya konulan milli meşruiyetin bir dönüm noktasıdır. Ankara'dan çıkan sonuç, neredeyse iki asrı aşan çile ve elem dolu geri çekilmenin, sinmenin artık sona ereceğinin, vatanımızı sonsuza kadar koruyacağımızın, coğrafyamız üzerinde sonsuza dek yaşamaya devam edeceğimizin, Türklüğün makus talihini lehimize döndüreceğimizin tüm dünyaya ilanıdır.”

“Her fikre cevaz var ama bölücülüğe izin yok”

Mecliste birikmiş olan fezlekelere ilişkin de konuşan Bahçeli, bunların bir an önce karara bağlanması gerektiğini söyleyerek şunları söyledi:

“Mecliste toplanan fezlekelerin derhal karara bağlanması terörle mücadeleyi kamçılayıcı bir görev üstlenecektir. Hiçbir bölücü odağın, terörizme yataklık yapan menfur hiçbir oluşumun, askerimize kurşun sıkan hain örgüt uzantılarının Gazi Mecliste bir yeri olamaz ve demokrasi adına da söyleyecek tek sözleri bulunamaz. TBMM'nin egemenliği ve iradesi temsil kurumudur. Milletin üstünde de herhangi bir güç olamaz. Gazi Meclis'te, hiçbir menfur oluşumun, bölücü odağın,  hain örgüt uzantısının yeri olamaz. Her fikre cevaz olabilir fakat bölücülüğe izin yoktur.”

‘23 Nisan’ mesajı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı da kutlayan Devlet Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

"Kalıcı ve gerçek barış, mutluluk, huzur ve kardeşlik diliyorum herkese. Asırlarca yaşadığımız coğrafyada, varlığını feda eden, huzur içinde yatan meçhul kahramanların hatıralarını minnetle yad ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugün, hayat bulmamıza imkân sağlayan kahramanları, bu kutlu Meclisi emanet eden büyük Mustafa Kemal Atatürk'ü, ilk Meclisimizin muhterem üyelerini, tüm milletvekillerini rahmetle anıyorum."

‘128 milyar dolar devletin kasasında, siz neredesiniz?’

Grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki ‘128 milyar dolar’ konusuna ilişkin de konuşan Bahçeli, paranın devletin hazinesinde olduğunu savundu ve şunları aktardı:

“128 milyar sorusu, melanetin ve ihanetin maskesi olarak kullanılıyor. Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanı yok böyle bir şey diyor. Eldeki veriler de bu sözleri doğruluyor. Aradığınız para devletin kasasında. Fakat HDP-İP-CHP ağız birliği ederek 128 milyar doların akıbetini sorgulayıp duruyor. Bre utanmazlar, siz 128 milyar doları bırakın 104 emekli amiralin bildirisinin hesabını verin önce. Alayınız bunun içindesiniz. Sizin aradığınız o para devletin hazinesinde, siz neredesiniz? Bunların kalpleri de siyasetleri de iflas etmiştir. Gece yarısında bildiri yayımlamak, sonra da 'haberim yoktu, metin değiştirilmiş nasıl olduğunu bilmiyordum' diye kıvırmak da mertlik değildir. Bahsettiğimiz mertlik, milli iradeye sadakat göstermek, demokrasiye sahip çıkmaktır. Bu mertlik, devletin milletiyle ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü savunmaktır."

“Parlamenter sistem dibi boylamıştır”

Yeni Anayasa konusunda MHP’nin koşulsuz olarak hazır olduğunu söyleyen Bahçeli, Parlamenter sistemin ‘dibi boyladığını’ iddia etti:

“60 yılımıza damga vuran darbe anayasaları hukuki ve siyasi kutuplaşmaları ülkemizde tetiklemiştir. Bize özgü bir anayasaya ihtiyaç olduğu gibi bu kaçınılmaz bir görevdir. Bu göreve MHP koşulsuz hazırdır. Teferruattan arındırılmış, anlaşılır ve yalın, çelişkilerden soyutlanmış, net, milli hayatımızın esaslarını kavramış, bizi yansıtan, geçmiş ile geleceği temerküz etmiş, gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümünü karşılamamız kaçınılmaz milli bir görevdir. Yeni bir Anayasa yapabiliriz. Parlamenter sistem daha önce denenmiş ve dibi boylamıştır. İYİP’e ve CHP’ye sesleniyorum. Mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından, siyasi partilerden, fikir hayatımızı yönlendiren çevrelerden anayasaya karşı çıkan henüz görülmemiştir. İnsanlar ittifakla darbe anayasasından rahatsızlığını dile getirerek yeni bir anayasanın yazılmasının gerekli olduğuna vurgu yapıyor. Dolayısıyla siyasi zihniyetlerin boş sebeplerle oyun bozanlık yapmaları, samimiyetsizlik ve tutarsızlık değildir de nedir? CHP'nin kaçak cevaplar vermesi, İP'in ucuz bahanelerin arkasına saklanması nasıl okunmalıdır? Milletimizin iradesine ve beklentisine kulak tıkamak, demokrasi ve siyaset adabının nesiyle bağdaşmaktadır? PKK uzantılarıyla anayasa kurarak metin hazırlayan İP ve CHP’nin milli ihtiyaç konusu olan meşru anayasa hazırlık sürecine sessiz kalması hangi arayışın veya hangi ahlakın, anlayışın ürünüdür? Parlamenter sistem daha önce denenmiş ve dibi boylamıştır. O yüzden konu demokratik yollarla kapanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, saçma gayelerle, mazeretlerle, bir gafillik numunesiyle karşı çıkarak karalama yarışına girmek cehalet değilse de ilkesizliktir. Şu an yürürlükte olan yönetim sistemiyle çatışmayan yeni bir anayasa, milletimizin refahına katkı sağlayacak, devlet yönetimimizin gücüne güç katacaktır. Bu anayasadan rahatsız olanların vatan sevgisinden ve iyi niyetinden bahsetmek akıl tutulmasıdır.”

CHP ve İYİ Parti’ye Anayasa çağrısı

Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümüne ilişkin konuşan Bahçeli, yeni Anayasaya ilişkin İYİ Parti ile CHP’ye çağrıda bulundu:

“Cumhuriyet’in 100. yıldönümünü yeni bir anayasayla karşılamak, 1876'dan beri devam eden gerilimleri yumuşatarak mutabakat metniyle bağlamak bu millete yapılacak en önemli hizmetlerdendir. Bu hizmetin şerefine de ortak olanları tarihimiz saygıyla anacaktır. MHP bu yeni anayasa vizyonunu kavramış, bu yüzden çalışmaya koyulmuştur. Yakın bir tarihte çalışmalarımız sona erecek, Cumhur İttifakı'nın iradesiyle milletimizin vasfına, şöhretine, şanına, vakarına, layık bir anayasa hazırlığı tamamlanmış olacaktır. CHP'ye ve İP’e sesleniyorum, gelin bu sürece siz de destek verin ve bu onurun içinde yerinizi alın. Güç birliği yapalım ve darbe anayasasından bu aziz milletimizi kurtaralım. Böylece istikbalin rotasını da çizecek yeni bir sayfa açalım. O yüzden gelin mağlubiyet yaşamayın, gelin mahcubiyet duymayın."

“Yunan Bakan sert kayaya çarpmıştır”

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias arasında yaşananlara ilişkin de konuşan Bahçeli, Dendias için “densiz” ifadesini kullandı ve şunları aktardı:

“Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye ziyareti esnasında, yayınlanan NAVTEX ile kıta sahanlığımıza adeta tecavüz etmiştir. Yunan Bakanın kaba, mesnetsiz, gerçeklikle alakası olmayan sözlerle saldırması, buraya olay çıkarmak için gönderildiği aşikardır. Densiz Dendias'ın gevşeyen ayarlarını sıkan Mevlüt Çavuşoğlu'na teşekkürlerimi iletiyorum. Çavuşoğlu'na gerektiği gibi konuşmasına ilişkin onay veren Cumhurbaşkanımıza ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Yunan Dendias, sert kayaya çarpmış ve parmak sallayayım diye çıkarken Türk pençesi yemiştir. Bizce buradaki hedef Ukrayna ve Rusya gerilimindeki duruşumuzu bozmaktır. Densiz Densias’a destursuz bağa girenin sopa ile kovalanacağının anlatılmasında fayda vardır. Yunanistan aklını başına almazsa eğer, yalnız kulağından değil boynundan da mahrum kalacaktır.”

‘Ukrayna-Rusya gerilimi’

Rusya-Ukrayna arasındaki gerilime ilişkin konuşan Bahçeli, iki ülke arasındaki gerilimin yatıştırılması için Türkiye’den başka inisiyatif üstlenen bir ülke olmadığına dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Rusya ve Ukrayna arasında çıkacak olası bir savaşın, taraf ülkelerin müdahalesiyle yaygınlaşması, huzur ve barış denizi olan Karadeniz'in kana boyanacak olması kuşkusuz felakettir.”

“Rumların değirmenine su taşıyan bir kepazelik”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Anayasa Mahkemesi’nin, laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle Kur’an kurslarını kapatmasını değerlendiren Bahçeli, Anayasa mahkemelerinin her yerde sorunların kaynağı olduğunu ifade etti ve şunları aktardı:

"Bu mahkemeye etki eden bağnazlığın, ne inanç ya da din ne de laiklikle veya hürriyetiyle bir ilgisi vardır. Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesinin nesi tam olarak laikliğe aykırıdır? Allah’ın kelamına karşı bu nefretin, bu saygısızlığın neresinde laiklik bulunuyor? Anayasa mahkemeleri her yerde çıban başı ve her yerde sorun kaynağı olarak göze çarpmaktadır.. KKTC Anayasa Mahkemesinin kararından dönmesi  insanlık onuruna ve inancımıza saygının bir zorunluluğudur."