Deterjan Pazarı şirketinin sahibi gözaltında: 40 bin kişi mağdur edildi!

Son günlerde art arda gelen dolandırıcılık haberlerine bir yenisi eklendi. Banyo topu yapmaları için hammaddeleri vatandaşlara satarak geri alımlarda 3 katı kazanç vaat eden Deterjan Pazarı şirketinin sahibinin ortadan kaybolduğu ve geri ödemeleri yapmadığı iddia edildi.

Yüzlerce kişi şirketin önüne akın etti

Ünlü oyuncuları ve şarkıcıları reklamlarında oynatan 'Deterjan Pazarı' şirketinin web sitesine de ulaşılamaması sonrasında sisteme üye olanların endişesi iyice arttı.

Sisteme üye olarak kazanç elde eden 40 bin üye, son zamanlarda almaları gereken ücretlerin alınmadığını, yetkililere ulaşamadıklarını ve ürünleri satın alan kimse olmadığını öne sürerek Ankara’nın Kahramankazan ilçesi Saray Mahallesi'ndeki şirketin önünde bir araya geldi.

Şirketin önünde toplanan yüzlerce vatandaş, kolilere zarar vererek, yönetim katına çıkmaya çalıştı. Olay yerine intikal eden polis ekipleri bölgede önlem aldı.

Şirketin yöneticisi olduğunu belirten Süleyman Kocabaş, Youtube üzerinden görüntülü açıklamada bulunarak, ödemeleri yapamadıklarını ve bunun firmayla ilgili olumsuz haberlerden kaynaklandığını iddia etti. Kocabaş, satış yapamadıkları için ödemeleri gerçekleştiremediklerini belirtirken, "2 aydır hiçbir ürün satamıyorum, işlerimi yapamıyorum, bir grup bizimle uğraşıyor" sözlerini kullandı. Kocabaş, ödeme yapma ile ilgili herhangi bir bilgi vermezken, "Finansal açıdan nakit döngümü yapamıyorum" sözlerini kullandı. Kocabaş, 3 ay boyunca ödeme yapmayabileceklerini ifade etti.

Şirket sahibiyle birlikte 8 kişi gözaltında

Öte yandan Deterjan Pazarı şirketinin sahibi Süleyman Kocabaş ve 7 yöneticisi, savcılığın dolandırıcılık soruşturması çerçevesinde gözaltına alındı. Polis ekipleri, gözaltındaki 8 kişiye ait 10 ev ve şirkete ait 4 iş yerinde arama başlattı. Adreslerde aramalar sürüyor.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi'nin, geçen sene aralık ayında gelen şikayetlerden sonra ocak ayından bu yana fiziki ve teknik takipte bulunduğu, eldeki deliller çerçevesinde operasyonun gerçekleştirildiği aktarıldı.

Deterjan Pazarı nedir?

Ankara’da faaliyetlerde bulunan ‘Deterjan Pazarı’ isimli şirket internet sitesi, internet üzerinden müşteri buluyordu. Firma, sisteme dahil olan vatandaşlara deterjan hammaddesi veriyor, bunu top haline dönüştürüp kuruttuktan sonra 3 katı fiyatla almayı taahhüt ediyordu. Mesela; 10 bin TL ödeyerek sisteme giren bir kişi, ürünleri teslim ettiği zaman 30 bin TL alabiliyordu. Para verip üretim yapan kullanıcıların ürünlerini teslim edememesi üzerine kriz başladı. 

“Çevremdekilerle beraber 200 bin TL zararımız var” 

Fabrika önüne gelen vatandaşlardan Seyithan Topaklı, kendisinin 40 bin, yakınlarının ise 200 bin lira zarara uğradığını belirterek, “İlk başlarda bir problem yoktu. 30 günde bitiriyorduk, paramızı alıyorduk. Daha sonra bu süreç 60 güne, ardından 90 güne çıktı. Hiçbir şekilde şu an ne paramızı alabiliyoruz ne de ürünlerimizi teslim edebiliyoruz. Bu 2 senedir süren bir sistem. Geçen sene de yine paramızı alamadığımız böyle bir dönem olmuştu fakat bu kadar uzamamıştı. İnternet adresleri kapalı, kimseye ulaşamıyoruz. Yetkililerden biri yatıracak paramız yok diyor, diğeri 2 gün sonra yatacak diyor. Hazirandan beri erteliyorlar. En son namus sözü verdiler fakat Süleyman Bey’e ulaşılamıyor. Mağduruz, benim zararım 40 bin lira. Arkadaşlarıma, aileme tavsiye ettim, çevremle beraber toplam 200 bin liralık zararımız bulunuyor. Onlarla beraber geldik, hep birlikte hakkımızı aramaya çalışıyoruz” sözlerini kullandı.

Şirket sahibi Süleyman Kocabaş’ın sosyal medyadan gerçekleştirdiği canlı yayınlarda yanında görülen ve Kocabaş’ın yakını olduğu öne sürülen şahıs, vatandaşların tepkileri sonrasında fabrikanın kapısında sorulara yanıt vererek, “Ben de bugün buraya geldim. 3 aydan beri burada değildim. Kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz. Süleyman Kocabaş parası olsa ödemez mi? Bir açıklama yapacak” dedi.

“Kuzenim kafasına silah dayadı, kriz geçirdi”

Yaşanan olaylardan dolayı mağdur olduğunu öne süren Remzi Ateş, kendisinin ve akrabalarının pek çok problem yaşadığını, bir akrabasının krizi geçirerek intihar girişiminde bulunduğunu söyledi. Ateş, başına gelenleri şu şekilde anlattı: 

“Ben bir hata yaptım, güvendim bu işe girdim. Neyim varsa yatırdım. Parmağımızda bulunan yüzükleri bile kadar sattım. Süleyman Bey’in yanına geldim, oturduğum ağladım, konuştum. ‘Sözüm söz, paran yarın elinde’ dedi Süleyman Bey. Bir hafta sonra konuşmak için geldim, param yatmadı. Güvenlikçilerden biri 'Bugün paran yatacak söz, Süleyman Bey talimat verdi’ şeklinde konuştu. Ben bitmişim. Süleyman Bey’e 'Ev sahibime sözüne güvenerek ayın 10’unda teminat verdim. Benim paramı yatırmaz, ev sahibim kapıma dayanırsa, ben de senin kapına dayanırım' diye kendisine söyledim. Erkek olsun şuraya çıksın. '9 Ağustos için söz verdim, ödeyemedim fakat 1 Eylül’de ödeyeceğim. Biraz bekleyin' desin. Herkes rahat bir biçimde evine gider. Gelsin su serpsin yüreğimize. Zaten bizim beklemekten başka çaremiz şu an için yok. Kuzenim sinir krizleri geçirdi. Kafasına silah dayayacak hale gelmiş. Haberi alınca kaza yaptı, arabası perte çıktı. ‘Ben bu paraya güvenerek 23 bin TL maaşım var. 27 bin TL’lik krediye girdim. Ya kendi kafama ya da ben onun kafasına sıkacağım’ diyor. 10 günlük çocuğu ile arabada kaza yaptı. Çocuğu öldü. Gerçekten milletin sabrı tükendi. Dün Süleyman Bey kaçmış haberi gelince bir adam burada felç oldu. Hastaneye kaldırdılar. Süleyman Bey yapmayın, size söylüyorum. Buradan sesleniyorum, merhametiniz varsa gelin açıklama yapın. Elimde poşet dolusu parayla buraya geldim, ayakta karşılıyorlardı. Şimdi bizi insan yerine koyan yok. Bu kadar insan kavga çıkarmak için buraya gelmedi. Biz insanlık namına buraya evraklarımızı istemek için. Çıksın konuşsun Süleyman Bey. Devlet bu yapılanları kimsenin yanına bırakmaz. Ebediyen hapislerde çürür. Ben mazot parasına borçlanarak buraya geldim. Cebimde 50 lira var. Ticarette insan batabilir çıkabilir. Ama bu adamda öyle bir şey yok. Bizim paramız onun elinde. Nerede olduğunu da kimse bilmiyor. Kaçıp kaçmadığını da henüz kimse bilmiyor. Bize yazık, herkese yazık. Açıklama yapsınlar.” 

Diğer yandan fabrika önündeki vatandaşların tersine Süleyman Kocabaş’ı savunan ve fabrikanın önündekilere sataşan 2 kadın, yanlarındaki eşyalarla gazetecilere saldırarak onları tehdit etti. 

Son günlerde şirketin web sitesine de ulaşılamaması sonrasında sisteme üye olan kullanıcıların endişesi iyice arttı.