Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB büyükelçilerine seslendi: Cesur olun!

Çankaya Köşkü’nde, Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerin Ankara Büyükelçilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maruz kaldığımız birçok adaletsizliğe rağmen AB, stratejik önceliğimiz olmaya devam ediyor. Bu yönde çaba sarf etmeye devam ediyoruz." sözlerini kullandı.

GÜNDEM 13.01.2022, 15:43 13.01.2022, 18:12
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB büyükelçilerine seslendi: Cesur olun!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerin Ankara Büyükelçilerine Çankaya Köşkü’nde hitap etti. 

Erdoğan'dan AB'ye: "Cesur olun!"

Avrupa Birliği (AB) elçileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine yönelik “2022'de, AB'nin stratejik miyopluktan kurtularak Türkiye ile bağlantıların ve ilişkilerin geliştirilmesi konusunda cesur davranmasını bekliyoruz. Beşerî, tarihi ve coğrafi olarak Avrupa kıtasının parçası olan Türkiye, tabii ki AB üyelik hedefine bağlıdır. Maruz kaldığımız birçok adaletsizliğe rağmen Avrupa Birliği, stratejik önceliğimiz olmaya devam ediyor. Biz de bu konuda gayret göstermeyi sürdürüyoruz" açıklamasını yaptı.


“AB, Kıbrıs Türklerini tanımalı”

Kıbrıs problemi konusunda açıklamalar yapan Erdoğan, "Samimi bir şekilde muhasebe yapma vakti geldi. AB, şayet çözüme gerçek anlamda katkı yapmak istiyorsa 2004 yılında vermiş olduğu taahhütleri yerine getirerek Kıbrıs Türklerinin iradesini ve varlığını tanımalı Cenevre'de ortaya atılan çözüm tavsiyesini değerlendirmelidir" ifadelerini kullandı.

“Türkiye anahtar ülke...”

"Başta ortak göç politikası, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı olmak üzere pek çok kemikleşmiş problem karşısında maalesef AB, kayda değer adım atamadı" sözleriyle AB politikalarını eleştiren Erdoğan, "Objektif olarak meseleye bakabilen herkes, AB’nin karşı karşıya olduğu bu risklerin aşılması konusunda en önemli ve anahtar ülkenin Türkiye olduğunu itiraf ve ikrar etmektedir. Müzakereleri yürüten aday ülke olarak Türkiye, göç, terörizm, yabancı ve İslam düşmanlığı, sağlık ve savunma gibi temel meselelerde problem çözücü bir role sahiptir. Bu kritik süreçte, AB ile Türkiye ilişkilerinin daha ileri taşınması büyük önem kazanmıştır. 2022’de Türkiye, insani ve girişimci dış politikasıyla daha adil bir dünya hedefi çerçevesinde çabalarını sürdürecektir. Bu anlayış kapsamında, müzakerelerde bulunan aday ülke olarak Avrupa Birliği ile diyalog ve iş birliğimizi güçlendirmeye oldukça hazırız. Stratejik ve uzun vadeli bir bakış açısıyla politika izlenmesi ortak menfaatimizdir" açıklamasını yaptı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye'nin sıra dışı gayretleri olmasaydı hem Avrupa hem de Suriye bugün farklı bir görüntüyle karşılaşacaktı. Bizim çabalarımız olmasaydı göç krizi daha da derinleşecek, can kayıpları artacak, terör daha da azacak, istikrarsızlık biraz daha geniş coğrafyaya yayılacaktır.”

Bosna, Suriye ve Libya meseleleri

"Yakın coğrafyamızda meydana gelen hadiseler, güvenlik ve dış politika alanında iş birliğimizi güçlendirmemizin ne kadar hayati ve önemli olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede, Bosna Hersek'te yaşanan krizin çözümü için yoğun çaba gösteriyoruz. Bölgenin, 1990'ların olumsuz atmosferine geri dönme sinyalleri vermesinde, AB üyelik sürecinin sekteye uğramasının etkisi büyüktür. Bir diğer konu ise Suriye'dir. Avrupa Birliği, Suriye konusuna yalnızca göç bağlamından yaklaşmak yerine, siyasi sürecin ivme kazanması adına somut çaba göstermelidir. Libya'da da sükunetin sağlanması öncelik olmalıdır.”

"Suriyelilerin geri dönmesine ilişkin çabalarımız desteklenmedi"

Türkiye'nin fedakâr bir şekilde yürüttüğü çalışmaların, durumun kötüleşmesine, yeni "Aylan bebek" yaralarının yüreklerde açılmasına engel olduğuna dikkat çeken Erdoğan, yaklaşık 500 bin Suriyelinin evlerine gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönüşlerinin sağlanmasının, Türkiye'nin başarısı olduğunu ifade etti.

Bu gerçekler karşısında, göç krizi ile mücadele konusunda Türkiye'nin çabalarına, Avrupa Birliğinden ciddi bir destek gelmediğine vurgu yapan Erdoğan, şunları aktardı:

"AB, yasal göç yollarını Suriyelilere açan insani kabul programını hayata geçiremedi. Terörden arındırdığımız bölgelere Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin çabalarımız destek görmedi. Avrupa'nın destek vermediği altyapı ve iskân projelerini, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin desteği ile hayata geçirdik. Belarus'taki kriz, göçle mücadele konusunda ise AB’nin, sürdürülebilir bir politikadan yoksun olduğunu bir defa daha ortaya koymuştur.”

“Avrupa’dan daha yürekli seslerin çıkmasını bekliyoruz”

AB'den, göç konusunda beklentilerinin yalnızca adil sorumluluk ve yük paylaşımından ibaret olduğunu belirten Erdoğan, göç yönetimiyle ilgili 18 Mart Mutabakatı'nın boyutu güncellenmediği sürece bu anlamda derinlikli bir iş birliğinin mümkün olmayacağını aktardı ve şunları söyledi:

"Bu süreçte yine geri itme olaylarına ve göçmenlere ilişkin uluslararası hukuku çiğneyen uygulamalara da son verilmesi zorunludur. Ege’de özellikle basına da yansıyan müessif vakalarla ilgili Avrupa'dan daha yürekli ve vicdanlı sesler yükseltmesini bekliyoruz.”

Göç alanında 18 Mart Mutabakatı'nın iş birliğinin haricinde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde 5 farklı alanda daha somut gelişme sağlamayı hedeflediğine dikkat çeken Erdoğan, "Önümüzdeki süreçte vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin yeniden güncellenmesi meselelerinde özellikle ilerleme kaydetmemiz lazım. Vize serbestisi çerçevesinde, geri kalan kriterler açısından üzerimize düşeni yerine getirmeye ilişkin adımları atıyoruz. Bu kapsamda, 72 kriterden geri kalan 6'sının karşılanması konusunda büyük bir mesafe aldık." açıklamasını yaptı.

Yorumlar (0)