Cem Garipoğlu yeniden gündemde: “Mezarı açılsın”

2009 yılında, erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından testereyle vahşice öldürülerek parçaları bavula konulan Münevver Karabulut’un yürek yakan hikâyesi tüm Türkiye’nin uzun süre gündeminde yer aldı. Öldürülen 17 yaşındaki genç kızın vücuduna ait bazı parçalar ise bir gitar kutusunda bulundu. Çöp konteynerinden çıkan parçalar görenlerin içini yaktı. 

Garipoğlu’nun intiharı, pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi 

İşlediği cinayetin ardından her yerde aranan ve uzun süre kaçmayı başaran Cem Garipoğlu, sonrasında teslim olarak cezaevine gönderildi. Aradan geçen 2 yıllık bir süre sonra Cem Garipoğlu’nun Silivri’de bulunan koğuşunda intihar ettiği haberi şok etkisi yarattı. Gardiyanlar tarafından cansız bedeni bulunan Cem Garipoğlu’nun bu ölümü pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. 

Karabulut ailesinin aklında hala şüpheler var

Garipoğlu’nun, koğuşunda başına bir poşet geçirerek ve çamaşır ipini kullanarak hayatına son verdiği duyuruldu. Aradan geçen uzun yıllara rağmen Karabulut ailesi ise bu intihar haberine hala inanmıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Cem Garipoğlu’nun kaçırılmış olabileceğini ifade etti. Karabulut, Garipoğlu’nun öldürülmüş olabileceğini de düşündüğünü belirtti. 

“Cansız bedenini hiç görmedik, mezarı açılmalı”

Cem Garipoğlu’nun ölüp ölmediğinin hala kendileri açısından bir netlik kazanmadığını vurgulayan Süreyya Karabulut, “Bu konu 8 yıldır beni içten içe kemiriyor. Hem aklımda bu konu var. Bu adam bir cellat. Benim biricik kızıma kıydı. Şimdi kaçtı mı, dışarıda mı diye hep şüphe içinde yaşıyorum. Uyku düzenimiz falan kalmadı zaten. Bayramdan sonra bir girişimim olacak. Ben bu şahsın mezarının açılmasını istiyorum. Bunu kabullenemiyorum hala. Cansız bedenini biz hiç görmedik. Mezarı açılsın, görelim. Bunu istiyorum” ifadelerini kullandı. 


Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut

“Bunları bize yaşattılar, bunlar nasıl sindirilebilir?”

Münevver Karabulut annesi Nagihan Karabulut’un fotoğrafları incelediğini ancak onun da bu konuya inanmadığını belirten Süreyya Karabulut, “Yıllardır bu üzüntüyle yaşıyoruz. Pek çok hastalık yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Beyne giden damarlar tıkandı. Görme kaybı yaşadım. Bunları bize yaşattılar. Bunlar nasıl sindirilebilir?” diyerek yaşadıkları zorlu süreci anlattı. 

“Her gece rüyama geliyor, bana sarılıyor”

Kızı Münevver Karabulut’u rüyalarında gördüğünü ve artık bu acıya dayanamadığını belirten Süreyya Karabulut, “Her gece kendisi rüyama geliyor. Bana sarılıyor, beni teskin ediyor. Ben o katilin intihar haberlerine inanamıyorum. Bunu içime sindiremiyorum. Kendi gözlerimle cansız bedenini görmem lazım ki artık kafamda bazı şeyler netleşsin. Öldürüldü mü, kaçtı mı, kaçırıldı mı, ne oldu bu adama artık bilmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. 

“Bu olaylardan sonra kendimi toparlayamadım”

Mesleğinin aşçılık olduğunu ancak yaşanan bunca vahim olaydan sonra bıçağa dahi dokunamadığı için işini yapamadığını dile getiren Karabulut, şunları kaydetti:
“Benim biricik evladım hayatını kaybettiğinde Fener Rum Patrikhanesi’nde çalışıyordum. Aşçı olarak görev yapıyordum. Bu olaylardan sonra kendimi toparlayamadım. Tekrar bir süre denedim ama olmadı. Bıçağa dahi dokunamaz hale geldim. Çünkü biricik evladım aklıma geliyor. Ona vahşice kıyılması aklıma geliyor. Ben de işimi bıraktım artık. Eşim şuan maalesef MS hastası. Daha çok ibadete yöneldi. Allah’a sığınıyoruz. Enver adından bir oğlumuz daha var. Amerika’da makine mühendisliği okumuştu, orada işini yapıyor şuanda. Allah bu acıları kimseye yaşatmasın. Benim biricik kızıma kıydılar, ailemiz çok acılar çekti. Çekmeye devam ediyor.”