Çavuşoğlu: “Kabil Havalimanı’na 19 teknisyenimizi gönderdik” 

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, katıldığı bir televizyon programında Afganistan’daki son durum ve Türklerin Afganistan’da yaptığı faaliyetler hakkında açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, “Kabil Havalimanı için ABD ve Katar ile birlikte çalışıyoruz. 19 teknisyenimizi Kabil Havalimanı’na çalışması için gönderdik. Ayrıca Sivil Havacılık’tan bir ekibimiz de Kabil’de.” ifadelerini kullandı. Taliban’ın Türkiye tarafından tanınıp tanınmayacağı hakkında ise son noktayı koydu. 

GÜNDEM 07.09.2021, 12:26
Çavuşoğlu: “Kabil Havalimanı’na 19 teknisyenimizi gönderdik” 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu NTV’de katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Afganistan’da Taliban’ın hükümet kurma çalışmalarına ilişkin bilgiler aktaran Çavuşoğlu, “Taliban, Pençşir haricinde her bölgeye hakim oldu. Buradaki çatışmaların ise iç savaşa dönüşmemesini ümit ediyoruz. Ülkede ekonomik sıkıntılar var. BM’nin gıda stokunun bitmek üzere olduğunu biliyoruz. Kızılay ile bölgeye yardımları aktarıyoruz. Ayrıca terör sorunu da var. DEAŞ Horasan örgütü orada konuşlanmış durumda. Kabil Havalimanı ile ilgili ise ABD ve Katar ile birlikte çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. 



Havalimanı çalışmaları: “Teknisyenlerimiz bölgede” 

Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Şu anda havalimanına uçaklar inip kalkabiliyor. Bazı uçuşlar yeniden başladı. Bazı ülkelerin vatandaşları orada kaldı. Bizim de bazı vatandaşlarımız orada kalmayı tercih etti. Bin 400’den fazla kişiyi Türkiye olarak tahliye ettik. Bunların bin 60 tanesi Türk vatandaşıydı. Kabil Havalimanı’nın yeniden uluslararası uçuşlara açılması, pist ve terminal yenilenmesi gibi çalışmaları olabilir. Şu anda havalimanında 19 teknisyenimiz bulunuyor. Fakat en önemli konu, havalimanının güvenliğini kimin sağlayacağı. Güvenliği dışarıda Taliban sağlayabilir fakat içeride (havalimanı içinde) uluslararası toplum tarafından güven oyu almış bir şirketin ya da devletin sağlaması gerekir. Askeri güç istenmiyorsa da bu işi yapan şirketler var. Orada güvenlik önlemleri alınmalı.” değerlendirmelerini kaydetti. 



Türkiye, Taliban’ı tanıyacak mı? 

Türkiye’nin Taliban’ı tanıyıp tanımayacağı sorusu için ise Çavuşoğlu, şu cevabı verdi: “Bu konuda aceleci olmamak gerekir. Dünyanın da acele etmemesi gerekiyor. Burada dengeli hareket etmek önemli. Biz Türkiye olarak bu şekilde hareket ediyoruz. Hükümetin kapsayıcı olması gerekiyor. Hükümette yalnız Taliban olursa diğer etnik gruplardan insanlar olmazda, olmaz. Kadınlara yer verilmesi gerekiyor. Yarın bir kriz olduğunda ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi için kapsayıcı bir hükümet lazım. Tüm dünyanın kabul etmesi için de hükümetin kapsayıcı olması lazım. Biz bu düşüncelerimizi Taliban’a doğrudan iletiyoruz. Şu ana kadar ülke yönetimine atanan kişiler yalnız Taliban’a yakın olan kişiler. Şartlara ve gelişmelere göre hareket edeceğiz.” 



Afgan sığınmacı meselesi 

Afgan göçmenlerle ilgili açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Bu sorunun yerinde çözülmesi herkes için en faydalı olandır. Afganların ülkesini terk etmemesini sağlamak gerekiyor. Şu anda ciddi bir hareketlilik yok. Bu sene 570 bin kişi, geçen sene ise 3 milyon kişi göç etmiş. Afganistan içerisinde açlık ve ekonomik sıkıntılar var. Taliban’ı seversiniz, sevmezsiniz orası ayrı ama savaşların olduğu yerde insani yardımların ulaştırılması gerekir. Diğer taraftan ise komşu ülkelere de destek sağlamak gerekiyor. Pakistan’a, İran’a ve Özbekistan’a göç etmeyi düşünenler var. Biz AB ve uluslararası topluma bu konularda iş birliği öneriyoruz.” şeklinde konuştu. 



AB ve Türkiye arasındaki göç mutabakatı 

Avrupa Birliği’nin göç mutabakatı ile ilgili verdiği sözleri tutmadığını belirten Bakan Çavuşoğlu, “18 Mart mutabakatını tam olarak uygularsak ortada sorun kalmaz. Göç sorununun farklı boyuta girmesi sebebiyle güncelleme yapılması gerekiyor. AB, ‘Nasıl olsa Covid-19 var, göçmenler gelmez.’ düşüncesinden vazgeçmeli. Külfetin paylaşılması gerekiyor. Bizimle oturup neler yapılabileceğini, yükümlülükleri konuşmaları ve sözlerin ne kadarının yerine getirildiğini gözden geçirmeleri gerekiyor. Daha sonra her iki tarafın da ayrı ayrı ve beraber neler yapabileceği konuşulmalı. ‘Biz para gönderelim ama karışmayalım.’ diyorlar. Bu olmaz!” ifadelerini kaydetti. 

Yorumlar (0)