BM zirvesinde Trump'ın ajandası kabarık

Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek Birleşmiş Milletler zirvesi Amerikan dış politikasını tarihinin en yoğun gündemleriyle karşı karşıya bırakacak gibi görünüyor.

GÜNDEM 22.09.2019, 19:17
BM zirvesinde Trump'ın ajandası kabarık

Trump bu hafta 192 dünya lideriyle beraber New York’ta gerçekleşecek ve 5 gün sürecek Birleşmiş Milletler zirvesine katılacak. Zirvenin bir dizi uluslararası krizin ardından epey dolu bir gündeme sahip olması bekleniyor.

Başkan Trump dünyanın en önde gelen diplomatik zirvesine hazırlanırken Çin ticaret savaşından İran'la artan gerilimlere kadar çok sayıda küresel kriz ve çözülmemiş bir dizi dış politika sorunuyla mücadele halinde. Kendini uzlaşmacı bir lider olarak tanımladığı bilinen Trump İran, Kuzey Kore, Çin, Taliban, İsrail ve Filistin ilişkilerinde henüz tansiyonu düşürmeyi başaramadı.

Trump yönetimi, Suudi Arabistan'da petrol işletmelerine yönelik saldırının ardından İran'ı suçladı. Sonrasında ABD kuvvetlerini Körfez bölgesine konuşlandıracağının açıklanmasıyla birlikte politik gündemde İran riskiyle ilgili gerginliklerin arttığı biliniyor.

İran, ABD ve müttefiklerine Basra Körfezi'nden uzak durması gerektiğini söyledi. Bu ay Trump ile Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında BM Genel Kurulunda bir müzakere olasılığı bulunmadığı belirtildi.

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in G7 zirvesine gerçekleştirdiği beklenmedik ziyaretin ardından ABD-Amerika ilişkilerinde diplomatik gerginliği azaltmaya yönelik gelişmeler bekleniyordu. 

Ruhani bahsi geçen açıklamasında “Sizin varlığınız (ABD ve müttefikleri) her zaman bu bölge için bir felaket oldu. Sizler topraklarımızdan ve toplumlarımızdan ayrıldıkça bu topraklar daha fazla huzur bulacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Ruhani'nin emri, Trump yönetiminin Suudi Arabistan'daki petrol işleme ve üretim sahalarındaki saldırılara yanıt olarak ABD kuvvetlerini Orta Doğu'ya konuşlandıracağını açıklamasından 2 gün sonra geldi. Suudiler saldırıların "şüphesiz İran tarafından gerçekleştirildiğini" iddia ederken, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bunu "savaş ilanı" olarak nitelendirmişti.

ABD ve Kuzey Kore nükleer müzakereleri Şubat ayında Hanoi'de gerçekleşen zirvenin ardından aylardır askıya alınmış durumda. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ise neredeyse her hafta gerçekleştirilen balistik füze testlerini tekrar uygulamaya başlamıştı.

Trump, Kuzey Kore nükleer meselesinde uzlaşıya varmak için yaptırımları azaltma teklifinde bulunsa da Kim Jong-un tarafında bir zemin bulamadı. Bu durumda Trump iki lider arasındaki kişisel kimyayı bir politik enstrüman olarak kullanmayı deniyor.

Çin ve ABD temsilcileri ticaret müzakereleri Ekim ayında gerçekleşecek daha yüksek düzeyli müzakereler için yüz yüze görüşmeler şeklinde devam ediyor olmasına rağmen ABD’nin ekonomik yaptırımları arttırma ihtimali iki ülke arasındaki ticari ilişkileri belirsizleştirmekle beraber dünya ekonomisinde de yavaşlatıcı bir etki yaratıyor. Yine de her iki taraf da ticari yaptırımları azaltmayı yahut uygulanacak yaptırımları ertelemeyi bir müzakere yöntemi olarak kullanmaya devam ediyor.

Afganistan ilişkileri ise ABD’nin dış politika tarihinde en uzun süredir çözümsüz kalan meselelerden birisi olarak biliniyor. Trump bir yıldır Taliban’la devam eden müzakereleri kestikten sonra Taliban sırasıyla ABD’nin Ortadoğu’daki tarihsel iki rakibi Rusya ve İran’la görüşmeler gerçekleştirdi.

Yönetimin uzun zamandır beklemede olan barış süreci planının İsrail seçimleri ardından uygulamaya konması planlanıyordu. Ancak, Netanyahu’nun parlamentoda çoğunluğu oluşturamamasının ardından planın uygulanması ve bölgenin geleceği ABD dış politika figürleri içinde bir belirsizlik teşkil ediyor. Trump’ın 2017’de iktidara geldiği dönemden beri İsrail muhalefetindeki Mavi-Beyaz Parti lideri Benny Gantz ile hiçbir temas gerçekleştirmediği biliniyor.  
 

Yorumlar (0)