Bekir Bozdağ: "İsveç ve Finlandiya'dan 33 teröristin iadesini istedik!"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca (TİHEK) Ankara'da bir otelde gerçekleştirilen, "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Güçlenen Rolleri Uluslararası Zirvesi"nde bir konuşma yaptı. 

"Pozitif ayrımlıık, hüküm olarak ilave edildi"

Bu konuşmada Bozdağ, son 20 yılda Türkiye'nin, hukukun üstünlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin güçlendirilmesi ile insan hakları konularında önemli reformlara imza attığını söyledi.

Türkiye'nin kadın hakları ve diğer haklar ile ilgili önemli adımlar attığını belirten Bozdağ, Anayasa'ya kadın hakları konusunda, hüküm olarak pozitif ayrımcılığın konulduğunu anımsattı.

Anayasa'da Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan haklarına yönelik sözleşmeler ile iç hukukun çatışması durumunda uluslararası sözleşme hükümlerine üstünlük imkanı veren hükmün bulunduğunu dile getiren Bozdağ, bunun da mühim bir reform olduğuna dikkat çekti.

Bakan Bozdağ, "Uluslararası anlamda taraf olduğumuz sözleşmelerin her birini kendi iç hukukumuzun da parçası durumuna getirdiğimizi belirtmek isterim." şeklinde konuştu.

Bilgi edinme hakkının ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmasının sağlandığını aktaran Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru hakkı sağlamasından sonra insan hakları mahkemesi gibi çalıştığını kaydetti. 

Bozdağ, Türkiye'de Kamu Denetçiliği Kurumunun oluşturulduğunu anımsatarak, idareyle ilgili şikayetleri bulunanların bu kurumlara başvurabildiğini ifade etti.

Türkiye'nin, hak arama yollarını ve insan hakları kurumlarını çoğaltarak vatandaşların hak ve hukuklarının korunması anlamında önemli adımlar attığını söyleyen Bozdağ, hukuk devletinin güçlendirilmesi konusunda da önemli reformların yapıldığını bildirdi.

"Yargıdaki ikiliği kaldırdık"

Adli yargı ve askeri ayrımının kaldırılmasıyla birlikte yargıda birliğin sağlandığına dikkat çeken Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sivillere ayrı ve askerlere ayrı hukuk uygulamasına, askerler ile ilgili verilen kararların ayrı yüksek mahkemelerce, sivillerin lehinde ya da aleyhinde verilen kararların farklı bir yüksek mahkemece incelenmesi uygulamasını kaldırdık. Yargıdaki ikiliği kaldırdık. Hem hukuk uygulamaları açısından hem verilen kararların denetimi konusunda hepsini aynı hukuka tabi kılan, önemli ve tarihi bir adıma da imza attığımızı belirtmek isterim. Geçmişte bu hususta, Türkiye birçok eleştiri almıştı fakat bunların tamamının şu anda ortadan kalktığını bir defa daha ifade etmekte yarar görüyorum."

2019'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladığını vurgulayan Bozdağ, bu anlamda ciddi adımların atıldığını söyledi. İnsan Hakları Eylem Planı'nda bulunan 393 faaliyetin yüzde 58'inin tamamlandığını aktaran Bozdağ, diğer faaliyetlere ilişkin çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Adalet Bakanı Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"İnsan hakları konusunda Türkiye'nin attığı adımların doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve bu yönde Türkiye'nin gelişmelerinin takdir edilmesi, uluslararası aktörlerden beklediğimiz bir konudur. Bunun özellikle altını çizmek isterim. Çünkü Türkiye, dünün Türkiye'si değil. 2002'den itibaren yaptığımız reformlarla çok ciddi değişiklikleri uygulamaya aldık. Bundan sonra da bu konuda kararlı olduğumuzu belirtmek isterim. Türkiye, bir taraftan hukuk devletini güçlendirmek diğer taraftan insan haklarını daha güvenceli bir duruma getirmek için adımlar atarken bir taraftan ise ülkemizin diğer problemlerini çözmek için adımlarını kararlı bir biçimde atmaya devam etmektedir. Türkiye ile ilgili uluslararası alanda çok ciddi bir şekilde olumsuz algı yaratma çabası görüyoruz. İftiraların, yalanların, Türkiye'nin gerçeği gibi birtakım uluslararası örgütlerce, bazı uluslararası Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlerin temsilcilerince kabul gördüğünü üzülerek belirtmek isterim."

- "60 yıldır kapıda oturuyoruz"

Türkiye'ye karşı adil, objektif ve tarafsız davranılmasının beklendiğini dile getiren Bozdağ, kimseden bir ayrıcalık beklemediklerini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye, 1960'lardan bu yana Avrupa Birliğine üye olmak için başvuru yapmış bir ülke. 60 sene gibi bir süre geçmiş. Düşünün, AB’nin kapısına gitmişiz, randevu almışız ve 60 yıldır kapıda oturuyoruz. 1970 yılında randevu alan gelip geçmiş, 1980'de alan geçmiş, 1990'da alan geçmiş, 2000'de alan geçmiş, 2010'lardan sonra alanların hepsi o kapıdan içeri girmiş." 

Türkiye'nin Maastricht ve Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğine dikkat çeken Bozdağ, Türkiye'nin buna rağmen hâlâ kapıda oturduğunu dile getirdi.

Kopenhag ve Maastricht kriterlerini yerine getirmeyen devletlerin bile üye yapıldığına vurgu yapan Bozdağ, "Süreç objektif, tarafsız ve adil işliyor mu, işlemiyor mu?" sorusunu sordu.

"Hiçbir konuda bizimle boy ölçüşemeyecek, AB’nin kriterlerin büyük bir bölümünü yerine getirmemiş devletlerin tamamı alındı." diyen Bozdağ, vize serbestisi ile ilgili şartların Türkiye tarafından yerine getirildiğini, ardından ise başka şartların gündeme getirildiğini ifade etti.

Bekir Bozdağ, "Türkiye olarak biz, bize adil davranın, objektif olun ve haksızlık yapmayın deme hakkına sahip değil miyiz? Evet, sahibiz. Sonuna kadar da bunu söylemeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

“33 teröristin iadesini istedik”

Teröristlerin iadesi ile ilgili yeni bir adım atılıp atılmayacağına yönelik soruya cevap veren Bozdağ, daha önceki dönemlerde iade dosyalarının gönderildiğini anımsattı ve şunları söyledi:

"Bu mutabakat metni kapsamında onlardan, bu başvurularımızın gereklerini yapmalarını talep edeceğiz. Başvurularımız zaten var. Ayrıca onlara bir yazı yazarak bu mutabakat kapsamında verdikleri sözlerin gereği, Finlandiya’daki 6 FETÖ'cü ve 6 PKK'lı terörist, İsveç'te ise 11 PKK'lı ve 10 FETÖ'cü teröristin dosyaları, söz konusu ülkelerin Adalet Bakanlıklarında bekliyor. Bu mutabakatın ardından biz de Adalet Bakanlığı olarak bunların iadesini tekrar kendilerine yazacağız. Yeni bir dosya yollamamıza gerek yok. Dosyalar orada, taahhütlerinin gereğini yerine getirmelerini isteyeceğiz."