Batılı ülkelere 'mülteci' tepkisi

Japonya'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci krizi üzerinden Batılı ülkelere yüklendi ve "Birçok Batılı komşumuz yüksek duvarların arkasına saklanmayı, dikenli tel örgülerin arkasında huzur aramayı tercih etti." eleştirisinde bulundu.

GÜNDEM 27.06.2019, 13:29
Batılı ülkelere 'mülteci' tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Japonya'ya gitti. Mukogawa Kadın Üniversitesinde Erdoğan'a 'Fahri Doktora Unvanı' verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada düzenlenen törende konuşma yaptı. Konuşmasında Türkiye-Japonya dostluğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bizler Asya'nın doğu ve batı ucunda yer alan iki ülkeyiz. Aramızdaki binlerce kilometrelik mesafeye rağmen, Türkler ve Japonlar arasındaki dostluk ve yakın iş birliği takdirle karşılanıyor. Ulaşım ve iletişim imkanlarının geliştiği günümüz dünyasından çok daha önce de bizler iyi ve kötü günlerimizde hep birbirimizin yanında durmaya özen gösterdik. Farklı kültürlere, farklı inançlara, farklı dillere sahip ancak birbirine bu kadar yakın, bu derece sevgi besleyen, ortak noktaları olan başka iki ülke yoktur. "

Erdoğan, Türkiye ile Japonya arasında dostane ilişkilerin 129 yıl önce yaşanan ve 532 Türk denizcinin şehit olduğu Ertuğrul Fırkateyni faciası ile başladığını ifade etti.  

"Suriyeliler için 37 milyar doları aşan bir harcama yaptık"

Türkiye'nin coğrafî konumu, tarihî, kültürel ve beşeri bağları nedeniyle kriz kuşağındaki her mesele ile ilgilenmek zorunda kaldığını vurgulayan Erdoğan, "Ülkemiz güney komşusu Suriye'de 8 yıldır süren bir iç savaşla, batısında düzensiz göçle, doğusunda istikrarsızlıkla mücadele ediyor. Afganistan'dan İran'a, Kuzey Afrika'dan Yemen ve Libya'ya uzanan kriz kuşağında yer alıyoruz. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki tüm krizlerde demokrasinin, özgürlüklerin, adaletin ve hakkın yanında yer aldık. Sınırlarımıza dayanan az önce de ifade edildi, 3,6 milyonu aşkın Suriyeli, bunun dışında Iraklıları, Afganları da kattığımız zaman 4 milyona ulaşıyor. Hiçbir ayrım gözetmeden kapımızı ve gönlümüzü açtık ve birilerine rağmen bunu yaptık. BM hesaplamalarına göre bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 37 milyar doları aşan harcama yaptık."

Türkiye'ye gelen desteğin ortalama 2 milyar avro olduğuna dikkat çeken Erdoğan, mülteci krizi üzerinde Batılı ülkelere şöyle yüklendi:

"Pek çok Batılı komşumuz yüksek duvarlar arkasına saklanmayı, dikenli tel örgülerin arkasında huzur aramayı tercih etti. Ne evlatlarının minik cansız bedenlerine sarılan annelerin, babaların feryatları ne hapishanelerden yansıyan işkence görüntüleri ne de masum çocukların gözyaşları maalesef birilerini harekete geçirmeye yetmedi. Şartlar ne olursa olsun Türkiye olarak etnik kimliğine, inancına, teninin rengine bakmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkmayı sürdüreceğiz." 

"En büyük acıları kadınlar yaşıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede ve dünyada meydana gelen krizlerin öncelikle kadınları hedef aldığını, Suriye'de en ağır bedeli ödeyenlerin de kadınlar olduğunu belirtti. 

Filistin'de devam eden işgal ve ablukanın da en büyük zararı kadınlara verdiğini kaydeden Erdoğan, "Bugün Yemen'de, Myanmar'da, Irak'ta, Afganistan'da en büyük acıları yine kadınlar yaşıyor." dedi. 

Erdoğan, ülkelerde artan kültürel ırkçılığın da en büyük mağdurlarını kadınların, özellikle de mülteci kadınların oluşturduğuna işaret ederek, kıyafetinden ve dış görünüşünden dolayı da en fazla ayrımcılığa yine kadınların maruz kaldığını söyledi. 

Kadınların sokakta fiziki saldırıya, iş yerinde de mobbinge maruz kaldığını ve sosyal hayattan dışlandığını ifade eden Erdoğan, aynı şekilde dünyanın birçok ülkesinde kadınlar ve çocukların son derece kötü şartlarda, adeta karın tokluğuna çalıştırıldığını aktardı.

"Kadın haklarında tarihi reformlara imza attık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrımcılığın arttığı, kadınlara yönelik dışlayıcı politikaların yaygınlaştığı ve aile kavramının erozyona uğradığı bir dönemde Türkiye olarak son 17 yılda kadın hakları konusunda birçok tarihi reforma imza attıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Şahsen siyasette sorumluluk üstlendiğim her yerde kadınlarımızla birlikte yol yürümeye, onlarla birlikte iş birliği içinde çalışmaya daima özen gösterdik. 40 yıllık siyasi hayatımda elde ettiğim tüm başarıların gerisinde mutlaka kadınların gayreti, emeği, fedakarlığı bulunuyor. 4,5 yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevimizde sadece siyasi değil, tüm sosyal faaliyetlerde de kadınlarımız en başta yer alıyordu. 12 yıllık Başbakanlığım döneminde kadınların meselelerinin çözümü daima önceliklerimin ilk sıralarında yer aldı. 5 yıldır sürdürdüğüm Cumhurbaşkanlığında da aynı hassasiyetle hareket ediyoruz."

"Kadınlarımız iş hayatında daha fazla temsil ediliyor"

Erdoğan, en önemli hedefleri arasında kadınların çalışması, yönetmesi, üretmesi, okuması ve Türkiye istikamet çizgisinde yer olması olduğunu bildirdi.

Siyasete kadın elinin değmesi için kurucusu ve genel başkanı olduğu siyasi partide de kadınlara her kademede öncelik sağladıklarını ifade eden Erdoğan, "Türk siyasi tarihinde bizim gibi kadınları içine alan, ön plana çıkaran, çok daha ötesi kadını politikalarının merkezine yerleştiren bir başka siyasi hareket yoktur." dedi. 

AK Parti kadın kollarının 4,5 milyon üyesiyle çok güçlü olduğunu aktaran Erdoğan, "Üniversite hocalarımızdan, yargı kadrolarına, öğretmenlikten, diplomatlığa, mimarlıktan, bankacılığa kadar iş hayatının her alanında kadınlarımız geçmişe oranla çok daha yüksek oranlarda temsil ediliyor." şeklinde konuştu. 

"Kamu istihdamında kadın oranı yüzde 38'i geçti"

Kamu istihdamında toplam kadın oranının yüzde 38'i geçtiğine de işaret eden Erdoğan, kendi dönemlerinde kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 28'den yüzde 34'e, kadın istihdam oranının ise yüzde 25'ten yaklaşık yüzde 30'a yükseldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma hayatındaki 9 milyonu aşan kadının, Türkiye'nin gücüne güç kattığını, üretimleri ve başarılarıyla yüzlerini ağarttığını ifade ederek, "Elbette bu rakamların hepsi önemlidir ama bizim gözümüzde asla yeterli değildir. İnşallah önümüzdeki dönemde de kadınlarımızı hayatın her alanında hak ettikleri imkanlara kavuşturmanın gayreti içinde olacağız. Şartlar ne olursa olsun Türkiye olarak etnik kimliğine, inancına, teninin rengine bakmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Vicdanların çölleştiği günümüz dünyasında insanlığın vicdanı olacak, hak, adalet ve özgürlük mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı. 

Yorumlar (0)