Bahçeli'den elektrik faturası açıklaması: 'Devlet eliyle yapılmalıdır'

Partisinin grup toplantısında açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündemi değerlendirdi.

Ukrayna - Rusya krizi: ‘Kimse bu cinayete kalkışmamalıdır’

Ukrayna ve Rusya arasındaki krizi değerlendiren MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi:

“Bütün dünya, nefesini tutmuş Ukrayna ile Rusya arasında tırmanan yüksek tansiyonun ağır neticelerine odaklanmıştır. Korkunç senaryolar konuşulmaktadır. Bu ülkenin savaşa girmesi tehdit ve risktir. Biden’ın dünya savaşı sözleri, söz konusu krizin sınırlı bir bölgede kalmayıp geniş bir alana yayılabileceğinin işaretidir. Kimse, böyle bir cinayete kalkışmamalıdır. Dün Rusya Dışişleri Bakanı’ndan gelen açıklama, karamsarlık atmosferinde iyimserliği besleyen bir çıkış olarak yorumlanmalıdır. Bir taraftan krizin artışını kışkırtan, tetikleyen ülkeler varken diğer tarafta gerginliğin yatışmasını hedefleyen ülkeler vardır. Türkiye ikinci cephede bulunmaktadır. Cumhurbaşkanımızın arabuluculuk görevi oldukça değerlidir. Hayırlı neticelere vesile olması tek dileğimizdir. ABD lideri Biden'ın ‘Rusya, Ukrayna’yı işgal ederse Almanya ile beraber müdahale ederiz' sözleri, Polonya'ya ABD tarafından asker gönderilmesi, silah yüklü uçağın Ukrayna'ya indirilmesi krizi soğutmaktan daha çok canlı tutmaya ilişkin adımlardır. Söz konusu ortamı geren ABD, elçilikleri boşaltmanın haricinde Ukrayna’daki vatandaşlarını geri çağırmıştır. 12 Şubat'taki Putin-Biden görüşmesi sonucunda bir uzlaşma çıkmaması ancak bunun yanında temasların devam etmesi için fikir birliği olması bir nebze de olsa önemli bir gelişmedir. Savaşın çıkma olasılığından söz edilmesi, ortamı kızıştırmakta, işin bahanesini oluşturmaktadır. ABD’nin, istihbaratını delil göstererek, söz konusu iddialarının doğru olup olmadığı netlik kazanacaktır. Bu süreçte MHP, hükümetimizin ve devletimizin yanındadır."

“Stokçulara ve fırsatçılara göz açtırılmamalı”

Stokçuluk ve faturalardaki artışlarla ilgili konuşan Bahçeli, gerekenin yapılması gerektiğini söyledi ve şunları aktardı:

"Milli Mücadele döneminde millet, istiklalinin derdindeyken stokçular, rantiyeciler ise varlıklarına varlık ekleme hevesindeydi. 2. Dünya Savaşı sürecinde de aynı şeyleri söylemek yanlış olmayacaktır. Nimette en ön safları alanlar, sırayı külfet aldığı zaman daima arka planda durmuşlardır. Döviz kuru bugün artınca fiyatları kabartanlar, kur indiği zaman ise aynı ihtimamı göstermemiştir. Ekonomik ahlak, adalet, eşitlik, millet ve toplum hayatına nüfuz etmek zorundadır. Stokçulara, fırsatçılara göz açtırılmamalıdır. Devlet üstüne düşeni yapmış, sorumluluk artık ekonomik aktörlerdedir. İndirimler ile temel gıdadaki düşüşler milletimize can suyu olacaktır. Nimet külfet dengesinin gerçekleşebilmesi için taşın altına her sektörün elini koyması çok önemli bir ihtiyaçtır. Milli seferberlikten hareketle enflasyonla savaş yapılmalıdır. Vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmesine hiçbir koşulda tahammül edemeyiz.

Yüksek gıda, doğalgaz ve elektrik fiyatlarının vatandaşımızın yaşamına gölge düşürmesine seyirci olamayız. Doğalgaz ve elektrik fiyatlarının artışlarını engellemek durumundayız. Vatandaşlarımız ne istiyorsa onların yanında duracağız.”

Kılıçdaroğlu’na tepki: ‘Elektriği kesilmelidir’

Elektrik faturalarına ilişkin muhalefetin eleştirilerine cevap veren Bahçeli, Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi ve şunları söyledi:

“Elektrik faturalarında yaşanan artışla ilgili CHP’nin söz konusu iddiaları cahilcedir, asılsızdır. Şirketlerin zam yapması imkansızdır. Kılıçdaroğlu, faturasını ödemeyecekse elektriği kesilmelidir. Bu sözler, protesto değil bir provokasyondur. Ne CHP ne de diğer paydaşlarının küresel ve bölgesel problemler ile ilgili söz ettikleri görülmemiştir, duyulmamıştır. Tek bildikleri, masa etrafında bir araya gelmektir. Bir meczup çıkar TMT'yi suçlar, daha sonra CHP'den destek gelir. Ar damarı çatlak olduğu zaman her yama dikiş tutmazmış. Hayata ve olaylara karşı görüş belirtemez, yorum yapamazlar. Ekonomimizin dış kaynaklı çalkantılarını dillerinden düşürmezler, teklife gelince üç maymunu oynarlar. Dış politika konusunda çıtları çıkmaz, mütecaviz tutumuna devam eden Yunanistan ile ilgili bir CHP’linin itiraz ettiği görülmemiştir. Dünya savaşından söz edilirken herhangi birisi çıkıp Türkiye lehine bir yorum yapamamıştır.”

Muhalefet partilerinin buluşması: ‘Dağılma sürecinde oldukları görülmüştür’

Muhalefet partilerinin bir araya gelmesi ile ilgili değerlendirmeler yapan Bahçeli, şunları aktardı:

“Ne CHP ne de diğer paydaşlarının milli konularda, Türkiye’yi ilgilendiren küresel ve bölgesel ve problemler ile ilgili tek kelime ettiklerine tanık olan yoktur, bugüne kadar da olmamıştır. Bunların işi, toplanıp dağılmak, masada ömür tüketmektir. Zillet ittifakı, akşam Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi ile yatıyor, sabah aynı şeyi tekrarlıyor. Bildikleri hiçbir şey yok, cumhurbaşkanı adayları yok, stratejik politikaları, planları yok. Geleceğe ilişkin hazırlıkları yok. Günler boyunca bir masada nasıl konuşlanacaklarını konuştular. Oturma düzenini tartıştılar. Sonunda da güç bela 12 Şubat günü Ahlatlıbel’de 6 sandalyeli bir masada 6+1 şeklinde buluştular.Yeni bir söz söylemekten, ortak bir program ve gelecek üretme yeteneğinden mahrumiyetlerinin ileri seviyede olduğu bir defa daha görülmüştür. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçme hedefinden başka müşterek hiçbir noktası olmayan, görünürde 6, hakikatte 7 partinin bir siyasi dağılma sürecinde oldukları belli olmuştur. Eskiye dönme hedefi bir reform değil, bir restorasyon gayreti, revizyonist bir düşüncenin çıpasıdır.”

“Bu kadar mı yozlaştınız?”

MHP lideri Bahçeli, muhalefet partilerinin söz konusu Parlamenter Sistem’e geçiş konusunda bir planlarının olmadığını belirtti ve şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in 3’üncü evresinin kapısı, kusursuz bir sistem ve yönetim reformudur. Zillet ittifakı adeta havlu atmıştır. Boşuna çabalamıştır. Boş yere vakit tüketmiştir. 5,5 saat boyunca Ahlatlıbel’de yapılan görüşmeden sonra yapılan ortak açıklamada dişe dokunur ve yeni hiçbir şey yoktur. Şunu aklından asla çıkarmasınlar, erteye kalan sona kalır. Bunlara ne desek sonuçsuz ve yararsızdır; kimine sivrisinek saz, bazılarına ise davul zurna azdır. Henüz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş planlamasını bile yapamamışlar, bunu da itiraf etmişlerdir. Geçiş sürecinin haritası üzerinde çalışacaklarını söylemişlerdir. Şu ana kadar ziyaretler yapıyordunuz. Sürekli zillet günleri yapıyordunuz. Dersinize hiç mi çalışmadınız, hazırlık yapmadınız? Mezkûr açıklamada daha vahim şeyler vardır ve 6 parti bölücülüğün siyasi kolu HDP’nin dayatmalarını, açıklamaya kurnaz bir şekilde serpiştirerek kabullendiklerini ispat etmişlerdir. AB ve Avrupa Konseyi’nin normlarına bağlı kalmaya çalışacaklarmış. Bu ne tür bir akıl tutulmasıdır, köksüzlüktür? Bu kadar mı yozlaştınız, yabancılaştınız, başkalaştınız? Söz konusu normlarda neler vardır? Söylesinler de görelim. Avrupa Konseyi’nin Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş hakkındaki melanet düşüncelerine mi bağlı kalacaklar? Türkiye aleyhtarı hasmane davranışlara destek mi olacaklar? Bunların yanıtlanması, maşeri vicdanda adeta hayat memat konusudur.”