Bahçeli'den 'Dualı adli yıl açılışı' açıklaması: Türkiye Müslüman bir ülkedir

MHP lideri Devlet Bahçeli, gündemdeki ‘dualı’ adli yıl açılışına ilişkin, "Diyanet İşleri Başkanı Sayın Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Desteğimiz tamdır. Onun hedef alınması bir bakıma vicdan ve din hürriyetini hedef almaktır. Türkiye Müslüman bir ülkedir" açıklamasını yaptı.

GÜNDEM 09.09.2021, 13:52
Bahçeli'den 'Dualı adli yıl açılışı' açıklaması: Türkiye Müslüman bir ülkedir

MHP lideri Devlet Bahçeli, son günlerde gündemi meşgul eden adli yıl açılışına ilişkin bir açıklama yaptı. 

“Türk milleti, istiklali üzerinde kumar oynayanlara boyun eğmedi”

9 Eylül 1922 İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüyle ilgili değerlendirmeleriyle sözlerine başlayan Bahçeli, şunları söyledi:

"26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin zaferiyle gücüne güç katmış, 14 günde İzmir’in düşman işgalinden temizlenmesiyle birlikte hedefine ulaşmıştır. 99 sene önce bugün, Yüzbaşı Şerafettin’in yüzünden akan tertemiz kana bulanan al bayrağı, İzmir Hükümet Konağına çekmesiyle birlikte Milli Mücadele’nin silahlı aşaması sona ermiştir. 3 sene 4 ay 24 gün boyunca devam eden en şedit istila, en kesif işkence, en alçak ihanet, muhteşem bir fedakarlık ruhuyla göğüslenmiş, muazzam bir kahramanlık şuuruyla gömülmüştür. İzmir’de ilk kurşun, Samsun’dan atılan ilk adım, Amasya’dan yayımlanan ilk tamim, düşmanın denize süpürülmesiyle taçlanmış ve Milli Mücadele’yi muzaffer bir neticeye taşımıştır. Türk milleti, bağımsızlığı üzerinde kumar oynayan çevrelere boyun eğmemiş, zorbaların boyunduruğu altına girmemiştir. 9 Eylül 1922 tarihinde sadece İzmir’in dağlarında çiçekler açmamış, vatanın tamamı selamete ve feraha kavuşarak Türkiye Cumhuriyeti milli ufukta bir bayrak gibi görünmüştür.”

“Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlettir”

“Yürürlükte bulunan Anayasa’nın ikinci maddesinde de belirtildiği üzere; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, adalet ve milli dayanışma anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı’nın mükafatı, rahmet ve hürmetle yad ettiğimiz aziz şehitlerimizin ebediyen muhafaza edilecek olan emanetidir. Kararlılığımız odur ki, bu emanete asla leke sürülmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarını ve ilkelerini tartışmaya açmak, heves edenlere göz yummak, en az düşman işgali kadar vahim bir tehlikedir. Bir fazilet olan Cumhuriyet vicdanda kök salmış, milletle Cumhuriyet’in kenetlenip kucaklaşması tüm ana hatlarıyla vücuda gelmiş, böylece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle bir derinlik kazanmıştır. Bu hususu, hiç kimse hatırından ve aklından çıkarmamalıdır. Bilhassa değerler üzerinden tekrar nifak cepheleri açmaya, bu durumu milletin geneline teşmil etmeye uğraşanlar hem sağduyudan yoksun hem de sorumsuz kesimler olarak dikkat çekmektedir. Türkiye’de her bir birey dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetine sahiptir. Bununla beraber hiç kimsenin dini inanç ve kanaatleri sebebiyle suçlanamayacağı ve kınanamayacağı açık bir Anayasa kuralıdır.”

Adli yıl açılışı eleştirilerine yanıt: “Diyanet Başkanı doğru bir iş yapmıştır, desteğimiz tamdır”

“Adli yılın başlaması dolayısıyla ve yeni Yargıtay binasının açılışı sırasında Diyanet İşleri Başkanı’nın okuduğu duanın bazı kesimlerde şiddetli tepkiyle karşılanması ilkelliktir. Türkiye Müslüman bir ülkedir. Bu manevi hakikat asla değişmeyecektir. Türk milleti Müslüman bir millettir. Bu gerçek inkar, ihmal ve ihlal edilemeyecektir. Çan sesi kulaklarında çınlayan siyasi ve fikri yobazların, son dönemde ‘laiklik elden gidiyor’ feryadı koparmaları tahammülsüzlük, insan haklarına ve inancına kategorik bir başkaldırı olarak değerlendirilmelidir. Gazete köşeleriyle günlerdir manşetlerde, tartışma ve haber programlarında provokasyon ve felaket tellallığı yapılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın duasına tahammül edemeyenler, laikliğe ve Atatürk’e savaş açıldığını iddia edecek kadar insaf ve izanlarını kaybetmişlerdir. Duayı karalamak amacıyla, ‘Şeriat çığlığı, anayasal suç, Talibanla aynı şey isteniyor’ minvalinde tevil edenler, despotik ve faşist siyasi angajmanlarının kölesi durumuna gelmişlerdir. Manevi ve milli değerlerimizle bağları koparan, köprüleri tümüyle havaya uçuran bu bedhahların, İslam’a alerjileri tedavisi mümkün olmayan klinik bir vaka seviyesindedir. Müslüman bir ülkede, yeni yapılan veya temeli atılan bir binanın duayla değil de hangi yolla açılacağını sözde ‘laiklik bekçisi’ rolüne soyunan kalpazanların sözlerinde ayrıca yarar görülmektedir. Bu zihniyet ve niyet failleri, aynı zamanda laikliğin de karşısında duran, laikliği gerçek manasından soyutlayan irade ve inanç muhalifleridir. Agnostisizmin, ateizmin ve deizmin pençesine düşenlerin, kalbi katılaşıp vicdanı buz tutanların bir kaşık suda fırtına koparmaları, dua ve niyazlarımızdan rahatsız olmaları, inancımızın iffetinden hiçbir şey kaybettirmeyecektir. İçi boş özgürleşme ve demokratikleşme çağrısında bulunanlar aleni bir şekilde “ateistleşme” güzergahına yönelmeleri ileri seviyede bir tehdittir. Onlar istiyor veya dayatıyor diye Müslüman Türk milleti hidayet çizgisinden, hak yolundan asla dönmeyecektir. Merhum Cemil Meriç’in sözleriyle, ‘Aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.' Diyanet İşleri Başkanı Sayın Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Bizim de desteğimiz tamdır. Ali Erbaş’ın hedef alınması, din ve vicdan hürriyetini hedef almaktır.”

“Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşıdır”

“Laiklik Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşı ve temel harcıdır. Bu yollarla sanal korkular üretmek, siyasal ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmeye girişmek Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüklerdendir. Dua huzurdur, şifadır, gönül enginliğidir, berekettir. Dua Allah’a yaklaşmak ve yakınlaşmaktır. Duadan kaçan ve korkan manevi değer kaçkınlarının hayatlarının son dönemlerinde duaya ihtiyaçları vardır, bununla beraber musalla taşlarına ve mezarlıklara bakmaları ibret almaları için gayet yeterlidir.”

“Müslüman mahallesinde misyonerlik yapmaya kimse heves etmemelidir”

“PKK’nın arabuluculuğuna soyunan, Barzani lobisine dönüşen CHP’nin, girdiği zillet tünelinin etkisinden bir nebze de olsa uzaklaşıp manevi ve milli değerlerimize saygı duyması bizim samimi tavsiyemizdir. Hiç kimse koynunda haç taşıyarak duamıza kulp takmaya, Müslüman mahallesinde misyonerlik yapmaya heves etmemelidir. Ne milletimize, ne dinimize, ne duamıza, ne imanımıza ve ne de inancımıza asla kötü laf söyletmeme irademizi sonsuza kadar koruyacağımızı muhataplarının ve münafıkların bilmeleri hayırlarınadır. Diyanet İşleri Başkanı üzerinden Türkiye’nin milli ve manevi dengesini, Cumhur İttifakı’nın duruşunu sarsmayı planlayanlar kesinlikle başaramayacaklar, kazdıkları kör kuyuya düşmekten kurtulamayacaklardır.”

Yorumlar (0)