Atamızın okuduğu kitaplar, dinlediği müzikler, sevdiği yemekler...

Atatürk'ün ebediyete intikalinin 82'nci yılında Atamızın hayatına yön veren yazarları ve kitapları, dinlemekten keyif aldığı müzikleri ve çok sevdiği lezzetleri sizler için derledik.

GÜNDEM 10.11.2020, 07:25 10.11.2020, 07:47
Atamızın okuduğu kitaplar, dinlediği müzikler, sevdiği yemekler...

Atatürk'ün ebediyete intikalinin üzerinden tam 82 yıl geçti.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı üzerine sayısız kitaplar yazıldı, Türkiye ve dünya tarihine yön veren fikirleriyle yüzyıllar sonrasına ışık tuttu. Atamızı saygı, minnet ve özlem ile anıyoruz.

Atatürk şüphesiz askeri başarısının yanında günlük yaşantısıyla da örnek olacak bir insandı. Çok kitap okur, kaliteli müzikler dinler ve güzel lezzetler tadardı. Biz de bu özel günde Atamızın severek dinlediği müzikleri, okuduğu kitapları ve vazgeçemediği lezzetleri sizler için derledik.

Atamızın en sevdiği yemekler…

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün en sevdiği yemekleri ve bilhassa yeme içme alışkanlıklarına ilişkin detayları paylaşalım.

Atamızın yeme içme alışkanlıklarına dair çok fazla yazılmış bir kaynak bulunmamasına rağmen geçtiğimiz yıllarda düzenlenen konuyla ilgili bir sempozyumdan elimize bazı bilgiler geçiyor.

Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Mahmut Tezcan’ın aktardığı bilgilere göre Atamız yemek düşkünü biri değildi. Çok yemenin hem ruhen hem bedenen zararlı bir alışkanlık olduğunu dile getirir ve fazla yemeye çok yanaşmazdı. Çoğunlukla da sofradan doymadan kalkardı.

Halit Atay, 1931-1935 yılları arasında Çankaya Köşkü’nde aşçı olarak görev yaptı. Onun verdiği bilgilere göre güne çok sade bir kahvaltı ile başlayan Atatürk, 1 bardak soğuk ayran içer veya 1 kase yoğurt yer ardından ise günlük gazeteleri okurken sütlü kahvesini yudumlardı.

Kahve konusunda çok ciddi bir tiryaki olduğu ifade edilen Atatürk’ün söylenenlere göre günde 15 fincana kadar kahve içtiği ifade ediliyor. O zamanlardan günümüze kalan birçok fotoğrafı incelediğimizde de Atatürk’ün Türk kahvesi içtiğini görebiliyoruz.

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yaptığı Selanik usulü ıspanaklı böreği ise ayrıca severdi. Kimi zaman mutfakta bu böreğin yapılmasını talep eder, yanında ayranla birlikte böreğini tüketirdi.

Atamızın özellikle öğrencilik yıllarında askeri okuldan kalma çok sevdiği özel bir lezzet daha vardı. Etsiz kuru fasulye ya da kendi deyimiyle “yağlı fasulye.” Günün tüm öğünlerinde tüketse bile bu yemekten bıkmayacağını söylerdi, bu sebeple köşk mutfağında sürekli bir tencere kuru fasulye bulunurdu. Tabi bu yemeği de muhakkak ayran eşliğinde tüketirdi.

Atamızın yeme alışkanlığına baktığımızda aslında ayranın olmazsa olmazları arasında olduğunu görebiliyoruz. Hem kahvaltıda hem de yemeklerin yanında ayran tüketen Atatürk, akşam vakitlerinde de bir kase ayran tüketmeyi ihmal etmezdi.

Gece çok geç saatlere kadar çalışmalarını sürdüren Atatürk bu saatlerde acıktığında yine ağır besinler tüketmez kızarmış yumurtadan veya omletten yana tercihini kullanırdı.

Tatlıyla çok fazla arası olmadığı bilinen Atatürk’ün nadiren de olsa gül reçeli ve irmik helvası tükettiği ifade ediliyor.

Güzel lezzetler tatmayı ve mütevazi yemek alışkanlıklarıyla dünyanın dikkatini çeken ulu önderimizin yalnızca sofrasında güzel lezzetler bulunmazdı. O sofralarda derin sohbetler de gerçekleştirildi. Atatürk ile birlikte aynı sofrada oturma fırsatı bulmuş Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Atatürk'e ilişkin şu sözünü paylaşarak bitirelim: "Atatürk'ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır."

Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği müzikler

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çok ciddi bir müzik kültürüne sahipti. Atamız müziğe öylesine önem verirdi ki hayatın adeta müzikle anlam kazandığına inanırdı.

Bir sohbet esnasında “Atatürk devrimleri arasında en zor olanı hangisidir?” diye sorduğu kişilerden yeterli cevabı alamadığında Atatürk sorusunu şu şekilde cevaplandırır. “En zor devrimimiz müzik devrimidir. Çünkü müzik devrimi kişiye önce kendi iç dünyasını unutturmayı, sonra da yeni bir aleme yönelmeyi gerektirir. Çok zordur ama yapılacaktır.”

Atatürk bu kadar zor bir devrimin nasıl yapılacağı ve neden yapılması gerekli olduğu yanıtını ise TBMM’nin açılış konuşmasında şöyle anlatmıştır:

“Bir ulusun değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği alabilmesi ve kavrayabilmesidir. Bugün evrene dinletmeye yeltenilen müzik, bizim değildir. Onun için yüz ağartıcı değerde olmaktan çok uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan ezgileri toplamak, onları bir an önce son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Türk müziği, ancak bu yolla yükselebilir, evrensel müzikte yerini alabilir.”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün müziğe, bilhassa halk türkülerine verdiği muhteşem önem herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Atatürk’e göre Türk’ün özünde olan ve gerçek müziği hiçbir etkinin altında olmadan, Anadolu insanımız tarafından ortaya çıkartılan halk türkülerimiz.

Atatürk müziğe öylesine büyük bir önem atfederdi ki, hayatın müzik ile beraber anlamlı olduğuna inanırdı.

Atatürk’ün sevdiği şarkılardan bir kısmını sizler için derledik. Aşağıdaki video oynatıcı üzerinden şarkıları dinleyebilirsiniz.

1-Yanık Ömer – Safiye Ayla

2- Kırmızı Gülün Alı Var – Ertan Sert

3-Sobalarında Kuru da Meşe Yanıyor – Tolga Çandar

4- Çökertme

5- Vardar Ovası – Müzeyyen Senar

6- Çile Bülbülüm Çile – Safiye Ayla

7- Fikrimin İnce Gülü – Müzeyyen Senar

8- Köroğlu Solağı – Ulu Dağların Başında

9 - Sarı Zeybek – Sümer Ezgü

10 – Havada Bulut Yok – Müzeyyen Senar

Atamızın okuma alışkanlığı ve sevdiği kitaplar

Atamızın kitap okuma alışkanlığı ve kitaplara duyduğu sevgi de örnek bir nitelikteydi. Ondaki okuma merakı henüz küçük yaşlarda başlamış ve bir ömür devam etmiştir.

Okuma sevgisini ilk kez ailesinde kazanan babası Ali Rıza Efendi tarafından “Adam olmak için okumak, öğrenmek şarttır, başka çaresi yoktur” sözünü  hayat prensibi edinen Atatürk çocukluğundan beri sürekli kitaplarla haşır neşir halindeydi.

Atatürk okumaya olan sevgisini ve ilgisini çocukluğunun ardından Askeri Rüştiye’deki öğrenimini sürdürürken daha da ilerletmiştir. Okul yıllarında matematik ve fen konularında yapılan çeşitli yarışmalarda derece sahibi olmuştur. Atatürk’ün öğrenim alışkanlığı ve yetişme tarzı onu sürekli öğrenmeye açık ve araştırmaya meraklı bir kimlik kazanması konusunda desteklemiştir. Hayatının bütün aşamalarında Atatürk için kitap en değerli varlığı olmuştur.

Mustafa Kemal dil öğrenmeye de büyük bir gayret göstermiştir. Anlatılarda Fransızca öğrenmesine büyük desteği olan Rodriquez Atatürk’ün çok disiplinli, çalışkan, aynı zamanda ciddi bir genç olarak sürekli elinde kitapla dolaştığının hafızasında bulunduğunu paylaşmıştır.

Gerçekten de Atatürk sürekli kitaplarla bir arada bulunmuştur. Harp Okulu’nda bulunduğu zamanlarda edebiyat ve tarih kitaplarının yanında vatan ve hürriyet duygularını da besleyecek birçok eserle çok yakından ilgilenmiştir.

Ünlü Türk akademisyen ve tarihçi Enver Ziya Karal konuya ilişkin şunları söylemiştir: “Atatürk’ün tükenmez enerjisinin ilk aşaması; yetişme tarzında görülür. Kendi çabası ile Fransızca öğrenmiş ve bu dilde yazılmış askerlik, siyaset, hukuk ve edebiyat üzerine eserler okumuştur.”

Kendisi de bir yazar olan Atatürk’ün 1908-1918 seneleri arasında yayınlanan 5 kitabı bulunmaktadır. İkisi tercüme olan bu kitaplar incelendiğinde kendi fikirlerinden ve bilgilerinden başkalarının da yararlanmasını temel amaç olarak gözettiği görülür.

Atatürk’ün hayatı boyunca hangi kitapları okuduğu sorusuna net bir yanıt alabilmek için kütüphanesindeki eserlere yakından bakmamız gerekir. Zira kütüphanesinde değişik konularda yaklaşık beş bin ile on bin arasında eser bulunduğu bilinmektedir.

Daima yakınında bulunan sosyolog akademisyen ve Atatürk’ün yanında bulunan Afet İnan da Atatürk’ün okuma alışkanlığına ilişkin, “Atatürk'ün okumayı çok sevdiği mevzular tarih, coğrafya, dil, hukuk, sosyoloji, ekonomi ve sanat meseleleri idi. Roman az okurdu, fakat şiirden hoşlanır, onları asıl şairlerinden ve güzel okuyan arkadaşlarından dinlemesini severdi" demiştir.

Atamız, kitaplara duyduğu ilgi ve sürekli olarak okuma alışkanlığının en güzel örneğini Çankaya’da bir köşk inşa edileceği zaman mimardan istediği talebiyle ortaya koymuştur. Atatürk mimardan çok geniş bir kütüphane tasarlamasını istemiştir. Nitekim çalışma saatlerinin birçoğunu kütüphanesinde geçirmiştir.

Atatürk’ün kitap okuma alışkanlığına ilişkin en önemli detaylardan birisi de istikrarlı bir şekilde ilgisini çeken araştırdığı bir konu olduğu zaman kitabı bırakmamasıdır. Zira konuyla ilgili Falih Rıfkı Atay, “Atatürk bir kitabı merak edince, koskoca bir cilt bile olsa bitirmeden uyumaz veya pek az ara vererek okumaya devam ederdi” der.

Şimdi Atamızın çok sevdiği ve birçoğundan ayrı tuttuğu kitaplardan 5 tanesini sizlerle paylaşalım.

1-Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu

Atatürk’ün savaşta bile yanı başında olan canı sıkıldığı zaman açıp kitaptan bir sayfa okuduğu, en sevdiği kitapların başında geleceğini söylememizin yanlış olmadığı kitaptır Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu. Günümüze yakın bir TV dizisi de çekilen Çalıkuşu romanı, bir öğretmenin zamanın zorlu koşullarına karşı verdiği mücadeleyi konu alıyor.

Taha Akyol, Büyük Taarruz öncesinde Mustafa Kemal’in Çalıkuşu romanını anlatmasını şöyle ifade ediyor:

“22 Ağustos Çarşamba: Yine Yunanlıları şaşırtmak için Kocaeli grup kumandanlığı yöredeki Yunan birliklerine hücum ediyor. Mustafa Kemal Atatürk Akşehir'de, askeri çalışmalarından kalan zamanında Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanını okuyor, çok sevdiğini söylüyor, çevresine de okuyun diye tavsiye ediyor...."

İşte Çalıkuşu romanı böylesine bir öneme sahip. Reşat Nuri Güntekin’in bu kitabı aradan on yıllar geçmesine rağmen hala çok okunan kitaplar arasında yer alıyor.

Çalıkuşu dışında Atamızın çok sevdiği kitaplar arasında şu kitaplar bulunuyor:

2- Grigoriy Petrov – Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesi Grigoriy Petrov’un, Finlandiya’nın esaret altında ülke bağımsızlığını nasıl kazandığına ilişkin etkili bir anlatım diline sahiptir. Grigoriy Petrov, Rus gazeteci, yazar ve hatipdir ve onun en önemli eseridir. Finlandiya’nın bağımsızlık mücadelesi verdiği Ruslara karşı yaşanan olayların anlatıldığı kitabı Atatürk çok sevmiştir. Atatürk bu kitabın, askeri okul müfredatında okutulması emrini de vermiştir.

3-Belleten

Atatürk 15 Ekim 1938 tarihinde hasta yatağında yatarken Afet İnan’ı yanına cağırmış ve Tarih Kurumu’nun çalışmalarına dair bilgi istediği kaynaklara geçmiştir. Tarih Kurumu tarafından çıkartılan Belleten’in bir önemi daha vardır. Atamızın okuduğu son kitaptır.

4- Jean Jacques Rousseau – Toplumsal Mukavele

1712’de Cenevre’de doğan filozof, yazar Jean Jacques Rousseau, Fransız İhtilali’nin fikir babalarından biri olması nedeniyle günümüze yansıyan demokrasi anlayışını da şekillendiren önemli insanlardan biri olmuştur.

Dönemine göre düşünüldüğü zaman çok ileride olan en önemli eseri Toplum Sözleşmesi ile, yazar millet egemenliğini her şeyin üstünde bulundurarak, bu egemenliğin toplumsal bir sözleşmeyle birlikte temellendirilmesini konu alır. Rousseau, bütün insanların eşit olarak doğduğunu ve ortak bir sözleşmeyle mevcut eşitsizliklerin aşılabileceğine olan inancını paylaşmıştır. Bu görüşleriyle yaşamından yaklaşık 200 yıl sonra bile Atatürk’e yurdumuzun yeniden inşasındaki demokrasi ve özgürlük fikirlerinde etkileyen isimlerden biri olmuştur. Atatürk ayrıca 1924 anayasasını hazırlarken onun fikirlerinden yararlanmıştır. Atatürk, “Rousseau’yu baştan sona okuyunuz ben okudum” demiştir.

5- Ziya Gökalp – Tüıkçülüğün Esasları

Atatürk’ün hayatında ve fikirlerinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin politikaları oluşturmasında onu etkileyen öyle bir isim vardır ki bu isim çok büyük bir öneme sahiptir. Ziya Gökalp. Ziya Gökalp’ın Türkçülüğe dair düşüncelerini paylaştığı Türkçülüğünün Esasları kitabı şüphesiz Atatürk’ün fikir dünyası üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Atatürk’ün “Bedenimin babası Ali Rıza efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin Ziya Gökalp’tır.” demiştir.

Ziya Gökalp Türkçülüğün Esasları kitabında ırkçılığı reddetmektedir. Zira Ziya Gökalp’in ve Atamızın milliyetçilik esasları da ırkçılık üzerine şekillenmemiştir. Tam tersi bir ülkenin birlik ve bütünlüğünü koruyucu unsur olarak milliyetçilik anlayışı burada önem arz etmektedir.

Türkçülüğün Esasları, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken yararlandığı ve fikirlerine büyük saygı duyduğu bir Ziya Gökalp eseridir.

Atatürk'ün saymakla ve okumakla bitirilemeyecek geniş binlerce eserlik kütüphanesinde sayısız etkilendiği kitap ve yazar bulunmaktadır. Ancak bu saydığımız eserler, kendisinin de ifade ettiği üzere hayatında ve fikir dünyası üzerinde büyük bir etkisi olan özel kitaplardandır.

Atatürk’ün bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin birer yurttaşı olarak Atatürk gibi iyi bir okuyucu olmak, sürekli öğrenmek ve gelişmeyi hayat felsefesi edinmek şüphesiz temel gayemiz olmalıdır.

Onun çok yönlü zekası, hayatın her alanında kültürlü bir insan olarak faaliyetlerini sürdürmesi sadece ülkemizde değil tüm dünyada büyük bir ilgi görmüş ve gelecek nesillere onun yaşayışı bir miras olarak bırakılmıştır. 

Atamızın kitap okumasından geniş müzik arşivine oradan seçkin yemek kültürüne kadar aslında Ulu Önder Atatürk’ün yüzyıllar sonrasına bıraktığı önemli bir mesaj vardır. 96 yıl öncesinin Cumhuriyet değerlerini koruyan bilinçli yurttaşlar olarak daima ileriye gitmek ve bize emanet edilen bu topraklara canımız pahasına sahip çıkmak.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümünde Atamızı rahmet ve minnetle anıyoruz.

Yorumlar (1)
DEFNE 3 yıl önce
ONU ÇOK SEVİYORUM