"Almanya'da darbe yapanlara ev sahipliği yapsak nasıl tepki verirlerdi?"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Alman medyasına yaptığı açıklamada, "Almanya'da PKK üyelerine yönelik bir dizi soruşturma var, bu bir sorun değil ancak Türkiye'de böyle bir işlem olursa neden sorun oluyor? Sadece PKK değil, Almanya'da sığınma başvurusunda bulunan üst düzey FETÖ kadroları da var. Almanya'da darbe yapmak isteyen insanlara ev sahipliği yaparsak Almanya nasıl tepki verirdi?" ifadelerini kullandı.

GÜNDEM 23.01.2020, 09:57 23.01.2020, 10:02
"Almanya'da darbe yapanlara ev sahipliği yapsak nasıl tepki verirlerdi?"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Bild gazetesine Avrupa Birliği (AB)-Türkiye ilişkileri, Libya ve Suriye konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Dışişleri Bakanı, AB ile Türkiye arasında 2016'da imzalanan göç mutabakatında AB'nin Türkiye'ye verdiği sözlerin tam anlamıyla yerine getirilmediğine dikkat çekerek, ''AB ne yaptı? AB 2016’nın sonunda ilk 3 milyar avro, 2018’in sonunda bir diğer 3 milyarı ödeyecekti. 2020’ye geldik ve tam olarak ilk 3 milyarı almadık. Kim şimdi sözünde durmadı?'' diye konuştu. Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in bu mutabakatta büyük rol oynadığını söyleyen Çavuşoğlu, bu durumun AB üye ülkelerinin bazılarında kıskançlığa sebep olduğunu belirtti.

"Yunanistan’ı suçlamak istemiyorum, ancak geri gönderilmedikleri için kaçakçılar cesaretlendi"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, mutabakatı en fazla destekleyen ve en büyük cesaret sergileyen ülkenin Almanya olduğunu ise ''Bu mutabakatı başından sonuna kadar okuyun. Bazı gazeteler Türkiye hakkında olumsuz haber yaymasına rağmen objektif olun ve hangi tarafın sözünü yerine getirdiğini ve hangisinin getirmediğine bakın. Yunan adalarında düzensiz göçün geçişi günde 57’ye indirildi. Yaz aylarında kısa bir süre için günde 120 kişiye yükseldiğinde panik yapılarak mülteci sayısının 100 arttığı söylendi. Doğru ama bu sadece 57’nin iki katıydı. Mutabakat yapılmadan önce günde 7 bine kadar mülteci Türkiye’den Yunanistan’a gitmişti. Bu sayılardan dolayı Yunanistan’ı suçlamak istemiyorum, ancak geri gönderilmedikleri için kaçakçılar cesaretlendi. Biz bu mutabakata bağlıyız ve geri gönderilen tüm mültecileri alıyoruz." ifadeleriyle vurguladı.

"Sınırlarımızı açabilirdik ama yapmadık"

AB'yi mülteci mutabakatında verdiği sözleri tam anlamıyla yerine getirmediği için eleştiren Çavuşoğlu, ''Birçok Orta ve Doğu Avrupa’daki ülkelerin mültecileri almak istemedikleri için Almanya’nın zor durumda olduğunu biliyorum. Ancak başka sözler de tutulmadı. Gümrük Birliği’nin genişletilmesi olmadı ve AB katılım müzakeresinde yeni bir başlık açılmadı. Vize serbestisine ilişkin de burada 6 madde daha açık, size hak veriyorum, burada görevlerimizi yerine getirmemiz lazım. Her şeye rağmen, Türkiye ile AB arasındaki iyi iş birliğinin bir örneği olduğu için anlaşmayı sürdürmekten yanayız. Ancak bahsettiğim nedenlerden ötürü sınırlarımızı açabilirdik. Bunu yapma hakkımız vardı, ama yapmadık." diye konuştu.

Kuzey Suriye'de düzenlenen Barış Pınarı Harekâtı'nın ardından Türkiye aleyhine propogandanın yoğunlaştığına dikkat çeken Dışişleri Bakanı, ''Suriyeli sığınmacıları ülkelerine gönderdiğimizde, biz demografik yapıyı değiştiriyormuşuz. Siz bizim yerimizde olsanız ne yaparsınız? Destek almıyoruz ve bütçemizden 40 milyar avro mülteciler için veriyoruz. Bu her ekonomi için ciddi bir meblağdır. Mülteci sorunu sadece güvenlik sorunu değildir, özellikle insani sorundur. Bunun siyasi malzeme yapılmaması lazım. Bu insanlar çok acı çekti, şimdi onlara birlikte yardım etmemiz lazım." dedi.

"Tüm konularda hemfikir değiliz, ancak görüş ayrılıkları başka dost ülkelerle de bulunuyor"

Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerde sın dönemde iniş-çıkışlar yaşandığını ama daha iyi ilişkiler için yoğun çalışma olduğunu söyleyen Bakan Çavuşoğlu,  ''Özellikle Sigmar Gabriel ile samimi bir şekilde birlikte çalıştık. Sadece resmi buluşmalarda değil, onun dışında da. Bunun sonucu da iyi ilişkilerimiz 'çaydanlık diplomasisi' olarak nitelendirildi. Sigmar Gabriel şansölye tarafından desteklendi, ben de Cumhurbaşkanımız tarafından. Böylelikle durumu sakinleştirdik ve iyileştirdik. Bugün de tüm konularda hemfikir değiliz, ancak görüş ayrılıkları başka dost ülkelerle de bulunuyor." dedi.

"Almanya'daki vatandaşlarımızı Türkiye’ye bir köprü olarak görüyoruz"

Türkiye ve Almanya çifte vatandaşlığına sahip kişilerin Türkiye'de sebepsiz bir şekilde tutuklanmadığını söyleyen Çavuşoğlu, bunun siyaset değil, yargıyla alakalı bir konu olduğunu vurgularken Almanya'da yaşayan 3,5 milyon Türk vatandaşı hakkında ise ''Buradaki vatandaşlarımızı Türkiye’ye bir köprü olarak görüyoruz. Onların entegrasyonuna destek veriyoruz" dedi. Almanya Türklerinin Almanca öğrenmesinin büyük önem taşıdığını söyleyen Dışişleri Bakanı, Türklerin Alman ekonomisine, kültürüne ve sporuna büyük katkılarının olduğunu, bu katkıları fark eden Almanya'nın ise çifte vatandaşlık hakkını daha rahat sağlayabileceğini söyledi.

"Almanya'da darbe yapmak isteyen insanlara ev sahipliği yaparsak Almanya nasıl tepki verirdi?"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin çok çeşitli bir vatandaş kitlesine sahip olduğunu ve kimse arasında ayrım yapılmadığını ''Türkiye’de olduğu gibi burada da hepsi vatandaşımızdır. Ancak çok sayıda PKK destekçisi var. Alman güvenlik birimlerine sorun Almanya’da PKK ne kadar para topluyor. Bu terörün finansmanıdır. Teröre desteği tespit edersek, yargımız Almanya'da olduğu gibi harekete geçer. Almanya'da PKK üyelerine yönelik bir dizi soruşturma var, bu bir sorun değil, ancak Türkiye'de böyle bir işlem olursa neden sorun oluyor? Türkiye Dışişleri Bakanı olsaydınız buna ne derdiniz? Diplomatik bir ifade kullanmak istiyorum, bu çifte standarttır. Sadece PKK değil, Almanya'da sığınma başvurusunda bulunan üst düzey FETÖ kadroları da var. Almanya'da darbe yapmak isteyen insanlara ev sahipliği yaparsak Almanya nasıl tepki verirdi?" ifadeleriyle vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu, Almanya'da yaşayan ve AK Parti ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına oy kullanan Türklerin büyük baskıyla karşlaştığını, İslamofobi ve ırkçılığın herkesi etkilediğini, bunda medyanın da büyük bir payı olduğunu söyledi.

"İhtilafta olanların ateşkesi sürdürmesi gerekir"

Geçtiğimiz Pazar günü Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Libya Konferansı'na değinen ve sonuçları hakkında konuşan bakan, Almanya'nın insiyatifinin çok önemli olduğunu ve bakanlık yapmaya başladığından beri Almanya'nın ilk kez böylesi bir zirve düzenlediğine şahit olduğunu belirtti. Bakan Çavuşoğlu, konferans sonrası açıklanan 55 maddeli sonuç bildirgesi için "Tüm katılımcıların bu bildirgeyi desteklemeleri iyi bir başlangıç olduğunu ancak sonuçta yerinde ihtilafta olanların ateşkesi sürdürmesi gerekir." dedi.

Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın ortak bildirge ve ateşkes sürdüğü müddettçe Libya'ya asker gönderilmemesine yönelik kabul edilen ek anlaşmayı desteklediğini belirten Dışişleri Bakanı, konferans sonuna kadar ülkenin doğusunda bulunan ve Libya'daki kontrolü meşru hükümet UMH'den almaya çalışan darbeci general Halife Hafter'in olumlu veya olumsuz herhangi bir yorum yapmadığının altını çizdi.

"Libya'da BM Güvenlik Konseyi'nin 2259 sayılı kararını takip ettik"

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ve Rusya'nn ateşkes için aldığı insiyatifin büyük önem taşıdığını söyledikten sonra Türkiye'nin Libya'da ne elde etmeye çalıştığı yönündeki soruya ise ''Bizim en büyük çıkarımız Libya’da istikrar ve barışın olması. Çünkü orada savaş devam ederse bölgedeki istikrar tehlikeye girer. Serrac'ı desteklemek ve diğer taraflarla ilişkileri koparmaya ilişkin BM Güvenlik Konseyi'nin 2259 sayılı kararını takip ettik. Ayrıca Libya ile güvenlik iş birliği anlaşması imzaladık. Askeri danışmanları Trablus’a gönderdik. Sizin söylediğiniz gibi yüzlerce birliği değil, sadece sınırlı sayıda." ifadelerini kullandı.

"Esed rejimine ve destekçilerine daha fazla baskı yapılması lazım"

Suriye'nin İdlib kentinde yaşananlara değinen Çavuşoğlu, burada yaşananların büyük endişeye sebep olduğunu ve yerinden olan 400 bin kişinin bir kısmının Türkiye sınrına geldiğini belirtti. Bakan, İdlib'den kaçanlarla Suriye sınırları içinde ilgilenmek istenildiğini, kış ortasında bu mültecilere çadır yerine daha sağlam kamplar kurulduğunu belirtti. İdlib'de kurulan gözlem noktalarının Rusya'yla varılan Soçi mutabakatından sonra kurulduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı, ''Bu izleme yerlerinden biri şu anda rejimin aldığı bir alanda bulunuyor. Şu anda askeri konumumuz için bir tehdit görmüyoruz, ancak bir tehdit olursa kendimizi korumak için gerekeni yapacağız. Asıl endişemiz rejimin sivilleri bombardıman altında tutan saldırısı. Esed rejimi siyasi bir çözüme inanmıyor, askeri bir çözüm istiyor. Ateşkese geri dönmenin ve siyasi müzakerede bulunmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Bu, örneğin Suriye Anayasa Komisyonunun bir araya geldiği Cenevre'de olabilir. Uluslararası toplum İdlib’deki sivil halkla yeniden kapıya dayandığında değil, şimdi ilgilenmesi lazım. Somut olarak, Esed rejimine ve destekçilerine daha fazla baskı yapılması lazım." diye konuştu.

"Bakanın önerisinden sonra Almanya’da bile uzlaşma yoktu"

Suriye'de uluslararası bir bölge kurulması için Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer tarafından yapılan teklifi Türkiye'nin reddetmediğini ancak uygulanmasının ne kadar zor olacağını vurguladığını belirten Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki yıllarda büyük sıklıkla uluslararası bir güvenli bölge için çağrılarda bulunduğuna ise ''Bunun için BM Güvenlik Konseyi’nde bir karar alınması gerekir. Ancak Rusya buna onay verir mi? Diğer daimi üyeler, daimi üye olmayanlar? Almanya Savunma Bakanı'nın önerisinden sonra Almanya’da bile uzlaşma yoktu. İdlib’de uluslararası güvenli bölge konusunda da anlaşmazlık büyük olurdu." ifadeleriyle değindi.

"Demografik değişim tarafımızdan değil, YPG/PKK tarafından yapıldı"

Tel Abyad ve Resulayn arasında bulunan bölgeye Suriye içinden toplam 200 bin Suriyelinin geri döndüğünü belirten bakan, Türkiye'de bulunan mülteciler arasından da geri dönüşün başladığını vurguladı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları'nın düzenlendiği bölgelere 372 bin Suriyelinin geri döndüğünü belirten Çavuşoğlu, "Barış Pınarı Harekatı bölgesine de 20 bin olmak üzere toplamda yaklaşık 400 bin Suriyeli Türkiye'den ülkelerine döndü" ayrıntısını aktardı. Türkiye'de şu anda 3.6 milyon Suriyeli'nin yaşadığını söyleyen Dışişleri Bakanı, ''350 bin Suriyeli Kürt Türkiye’ye kaçtı. Bu Kürtlerin neden terör örgütü YPG’nin kontrol ettiği bölgeye geri dönmek istemediğini kendinize sordunuz mu? Batı burada çifte standartta bakıyor. Operasyon yaptığımız bölgenin yüzde 80’inde Arap ve diğer etkin gruplar yaşıyordu. Demografik değişim tarafımızdan değil, YPG/PKK tarafından yapıldı. Biz sadece bizim için tehdit olan ve Suriye’yi de bölmeye çalışan terör örgütüne karşı mücadele ediyoruz. Orada yaşayan halkları fark gözetmeksizin kardeşimiz olarak görüyoruz. Hristiyan azınlıklar operasyonumuzdan dolayı mutlular. DEAŞ püskürtüldükten sonra YPG baskı yaptı, çocukları zorla götürdü, okullarını kapattı ve varlığına el koydu. Bunu ben söylemiyorum, onlar kendileri söylüyor." dedi.

''Biz NATO'yu güçlü kılacağız"

NATO-Türkiye ilişkileri hakkında konuşan Dışişleri Bakanı, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi hakkında "Gerilimler doğrudan NATO ile ilgili değil. NATO müttefiklerimizden alamadığımız için hava savunma sistemini Rusya’dan aldık. Bu bir seçenek değil, aksine zaruretti" diye konuştu. Türkiye'nin NATO'yu güçten düşürecek herhangi bir davranışı olmadığını vurgulayan bakan, ''Biz NATO'yu güçlü kılacağız. Rusya ile ilişkilerimiz Batı için ne bir alternatif ne de Batı ile ilişkilerimiz için bir tehdittir" diye konuştu. NATO'nun Rusya politikasının Türkiye tarafından büyük destek gördüğünün altını çizen Dışişleri Bakanı, "Birçok NATO ülkesinin Kırım’ı unuttuğu" hakkındaki eleştirisini yeniden dile getirdi.

Rusya ile Kırım konusunda aynı fikirde olunmadığını ve Kırım'ın Ukrayna'ya ait olduğunu yeniden vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, ''Almanya ve Fransa, Rusya'yı üzmemek için Gürcistan'ı NATO'ya kabul etmekten çekiniyor. Ancak biz her zaman Gürcistan'ın NATO üyeliğini gündeme getiriyoruz." dedi.

Yorumlar (0)