Akşener: 'Ahlaksızlığı büyüklerinden görmüş bir genci linç edecek değilim'

İYİ Parti'nin grup toplantısında konuşan Genel Başkan Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidara yönelik eleştirilerde bulundu.

GÜNDEM 31.03.2021, 14:39 01.04.2021, 09:57
Akşener: 'Ahlaksızlığı büyüklerinden görmüş bir genci linç edecek değilim'

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keyfi yönetiminin Türkiye’ye maliyetinin günden güne arttığını belirtti.

"7’den 70’e herkes tedirgin"

Gündemdeki konularla ilgili açıklama yapan Akşener, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, keyfi yönetimlerinin Türkiye’ye maliyetinin, demokraside, insan haklarında, kadın haklarında, ekonomide ve her yerde arttığını söyledi. Son dönemlerde ülkede, 7’den 70’e bütün insanların tedirgin olduğunu aktaran Akşener, “Damat geri mi dönüyor? sorusunu akıllara getiriyor.” sözlerini kullandı. 

“İki buçuk yıldır buradan, bu kürsüden, damat bakanın ekonomiyi yönetemeyeceğini anlattım.” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti:

“Başarısızlıklarla dolu 2,5 yılın ardından, nihayet hatadan dönüldü. O kadar başarısız bir 2,5 sene geçti ki, ekonomi kavramı ile damat bakan aynı cümle içinde geçse dahi dolar aniden fırlıyor. Onun ekonomi yönetimi döneminde; Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin 128 milyar dolarlık rezervi erimiş durumda. Faiz artmış, Türk Lirası pula dönmüş, enflasyon artmış, işsizlik artmış. Buna rağmen bu işi beceremediğini, çok defa kanıtlamış bir ismin, tekrar bu mevkilerle anılmasını fazlasıyla saçma buluyorum. Ama, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, saçmalamada çıtayı uzaya çıkardığı için kesin konuşamıyorum maalesef." 

“Devlet böyle yönetilmez”

Faiz ve enflasyon arasındaki ilişkiye yönelik “Faizin sebep, enflasyonun sonuç” olduğu sözlerinin bugünlerde de dillendirildiğini söyleyen Akşener, şu sözleri kullandı:

"Sayın Cumhurbaşkanı, bu harika doktrinini, ortaya attığı ilk dönemde dolar henüz 2 liraydı. Bunun yanında enflasyon, tek hanelerde seyrediyordu. Faiz ise yüzde 6’ydı. Bugün geldiğimiz noktada ise faiz yüzde 19 olurken dolar da 8 buçuk liraya ulaştı. Enflasyonu ise tutabilene aşk olsun. Sayın Erdoğan; kurumlarla ya da kurumsal değerlerle sürekli oynayarak devlet, altı ayda bir sürekli Merkez Bankası Başkanı değiştirerek de ekonomi yönetilmez. Merkez Bankası Başkanının bir gece yayınlanan kararnameyle aniden görevden alındığı bir ülkede, herhangi bir istikrardan söz edemezsin. Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Ağbal’ı, sen faizleri yükselttiği için görevden aldın değil mi? Kamuoyuna bu şekilde yansımasına da sen izin verdin ama yeni gelen başkanın ilk açıklaması da yüksek faiz politikasını, sürdürmek oldu.”

“Bizi neden bir gecede yüzde 15 fakirleştirdin?”

Ağbal’ın görevden alınmasını eleştiren Akşener, Türkiye’nin itibarının ayaklar altına alındığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

Ben de şu an, sormak istiyorum: Yeni gelen başkan faizi düşürmeyecekti madem, Sayın Ağbal’ı görevden neden aldınız? Gece yarısı operasyonunun sonucu olarak dolar karşısında Türk Lirası yüzde 15’e yakın değer kaybetti. Seçilen yeni başkan aynı politikaları sürdürecekse o zaman neden bizi bir gecede yüzde 15 fakirleştirdin? Bu sorunun cevabı aslında oldukça basit. Merkez Bankası Başkanı değişikliğinin sebebi, ekonomi değil, halkın refahı, çiftçinin, esnafın sorunları hiç değil. AK Parti, Türkiye’yi kendi içindeki siyasi hesaplaşmalara, çekişmelere kurban ediliyor. Bu memleket, şuursuz ve hoyrat bir anlayışa kurban ediliyor. Bu durumun, ekonomide yarattığı tahribatın hesabını kim verecek?"

“Keyfiyetin, Türk ekonomisine maliyeti yüksek”

Yalnızca kur artışı sebebiyle kamu borçlarının 225 milyar, özel sektörün borcu ise 250 milyar lira arttığını söyleyen Akşener, son 10 günde yaşanan keyfi yönetimin Türk ekonomisine maliyetinin 500 milyar liraya ulaştığını açıkladı ve şunları aktardı:

"Bu bahsettiğim maliyeti, saray zenginleri, üç beş  yerden maaş alan yeğenler, kardeşler,  danışmanlar, ya da  beş müteahhit ya da havuz medyası ödemeyecek. Bunun bütün maliyetini, esnaflarımız, çiftçilerimiz, kadınlarımız, emeklilerimiz, sanayicilerimiz, çalışanlarımız, memurlarımız ve gençlerimiz, yani hepimiz ödeyeceğiz, ama yalnızca onlar ödemeyecek. Çünkü bu maliyetler, bu sistemin ve arkasındaki çarpık zihniyetin sonucudur."

“Merkez Bankası Başkanlığı için kanun teklifi verdik”

Akşener, İYİ Parti olarak Merkez Bankası yönetiminin güvencesina ve bağımsızlığına önem verdiklerini aktarırken bununla ilgili meclise bir kanun teklifi verdiklerini söyleyerek şu sözlere yer verdi:

“Merkez Bankası yönetiminin bağımsızlığına ilişkin Yüce Meclis'e bir kanun teklifi sunduk. Burada, Merkez Bankası başkanları, beş yıl süre için atanabilecek ve ayrıca görev süresi bitmeden görevden alınamayacak. Cumhurbaşkanı’nın bir gece uykusundan uyanıp, görevden alabildiği bir Merkez Bankası Başkanının, görevini hakkıyla yapabileceğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla süresinden önce görevden alınamaması kapsamında görev güvencesi sağlıyoruz."

“Gençlerimizi böyle bir zihniyete sürükleyenlere yazıklar olsun”

AK Parti’nin, ülkeye verebilecek bir şeyinin kalmadığını söyleyen Akşener, son günlerde gündemi meşgul eden Kürşat Ayvatoğlu ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili de konuştu. İsim vermeden, son günlerde sosyal medyada gündemin ilk sırasında yer alan Kürşat Ayvatoğlu olayına değinen Akşener, “Vicdansızlığı ve ahlaksızlığı büyüklerinden görmüş, öğrenmiş bir genci linç etmeyeceğim” sözlerini kullandı ve şunları söyledi:

"Gençler nefislerine yenik düşebilir, yanlış yapabilir. Benim problemim, o gencimiz de dahil bütün gençlerimizi bu zihniyetin yarattığı ahlak erozyonundan korumaktır. Hata yapan gençlerle bir meselem yok, benim meselem onları doğru yoldan ayıran karanlık zihniyetledir. O gencimiz açıklama yapmış, ne diyor? 'AK Parti'de bir göreve gelirsem daha çok para kazanmamın önü açılır diye hareket ettim.' Ne kadar acı değil mi? 'Çok çabalarsam, çalışırsam, emek verirsem en sonunda başarırım, hakkımla, emeğimle kazanırım.' demiyor, 'AK Parti’ye girersem, daha çok kazanırım.' diyor. Gençlerimizi böyle bir zihniyete sürükleyenlere yazıklar olsun." 

“Kongrelerinizdeki keyif, Allah’ın sofrasından kıymetli miydi?”

Yeni açıklanan salgın tedbirlerine ilişkin de konuşan Akşener, AK Parti’nin yaptığı kongrelere dair Cumhurbaşkanına yönelik eleştirilerde bulundu:

"Cumhurbaşkanına göre Ramazanda toplu iftarlar yasakmış. Bu koşullarda doğru bir karar ama ben, fevkalade duyarlı şu arkadaşlara sormak istiyorum, lebalep kongrelerinizdeki keyfiniz, Allah'ın sofrasından kıymetli miydi? Kongrelerinize yasak yoktu da mübarek Ramazan sofralarında mı aklınız yeni başınıza geldi? Sadece iftar da değil, lokantalar, restoranlar, yüz binlerce iş yeri yeniden kapanacak. Siz ne izansız, vicdansız insanlarsınız. Kafelerde, lokantalarda birkaç kişi bir araya gelince virüs bulaşıyor da binlerce, yüzlerce kişiyi getirip topladığınız kongrelerinizde virüs tatile mi çıkıyordu? Size yazıklar olsun. Hem pandemi kurallarını ihlal eden vatandaşlarımıza ceza kestiniz, hem de aynı kuralları kongrelerinizde sırıtarak çiğnediniz, yetmedi utanmadan oluşan kalabalıkla övündünüz. Bu salgının başından bu yana kurallara uymakta hassas davranan milletimizin sağlığını tehlikeye atmaktan hiç çekinmediniz. Sonuç ne oldu? Ankara'daki salonlara getirilip, doldurulan ya da dışarıda toplanan yüzlerce, binlerce korona elçisi ülkemizin dört bir yanına dağıldı. Ve sonuç da ortada."

“İstanbul Sözleşmesi hâlâ geçerli”

Geçtiğimiz günlerde feshedilen İstanbul Sözleşmesine ilişkin bu kararın, siyaseten ve hukuken geçersiz olduğunu söyleyen Akşener, sözleşmenin hâlâ geçerli olduğunu söyledi. Akşener sözlerine şöyle devam etti.

“Sayın Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet, bir muz cumhuriyeti değil muhterem. Bu ülke, benzetmeye çalıştığın üçüncü dünya ülkesi hiç değil. Bu ülke, binlerce yıllık devlet geleneğine sahip büyük Türkiye Cumhuriyeti. Böyle şımarıklık olmaz, aklını başına devşir. Devlet böyle yönetilmez. Bir de çıkmış, cuma namazının ardından kadınlarımızı tehdit eder gibi: 'O iş bitti, önünü ardını kurcalamayın' diyor. Şu tavırlara bakar mısınız ya? Emrin olur ağam. Senin bu tehditlerin kadınlara sökmez Sayın Erdoğan. Tecavüze, dayağa, tacize, hakarete boyun eğmemiş binlerce kadın, tehditlerine hiç boyun eğmez."



Yorumlar (0)