"AK Parti bir 'parti devleti'dir"

Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bir tesiste gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grubu'nun 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı kapanış toplantısında konuşma yapan CHP lideri, süreçte değerlendirdikleri başlıklarla ilgili bilgilendirme yaptı.

Bu bir "parti devleti"dir

En temel devlet ödevinin cumhuriyet ve demokrasiyi korumak olduğunu dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, tüm millet adına ülke demokrasisi önüne koyulan engel ve barajları birer birer yok edeceklerini ifade etti.

Ana muhalefet lideri AK Parti'nin 17 yıldır bu ülkeyi tek başına yönettiğine dikkat çekti ve hâlen bir refah toplumu haline gelinemediğinden bahsetti. Bu 17 yıl sonunda neden bir iktisadî krizle baş edildiğini, neden işsiz üniversiteliler olduğunu, neden onbinlerce çocuğun yatağa aç girdiğini, çiftiçinin neden geçinemediğini sordu.

AK Parti yönetiminde liyakatin sadakatten yeğ tutulduğunu savlayan Kılıçdaroğlu bunun başka bir devlet yapısıyla sonuçlanacağını ve buna "parti devleti" denileceğini ifade etti. Bütün dünyadaki aydınların, demokratların kabul ettiği bir gerçek olarak Türkiye'nin demokratik bir ülke olmadığını öne süren CHP Genel Başkanı "her şeyi bir kişi belirliyor"sa burada demokratik bir lider olamayacağını, bir "parti devleti" teşkilatlanması olacağını belirtti.

"Yalan sayılarla halk kandırılıyor"

CHP'li lider enflasyon rakamaları ve fiyat artışları arasındaki dengesizliğin gerçeği yansıtmadığını öne sürerken, siyasi iktidarın amaçlarına yönelik istatistikî veriler üretildiğini ve böylece "halkı kandıracağım" diyen bir zihniyetin varlığının tespit edildiğini sözlerine ekledi. Halkın geçinemediğinin apaçık olduğunu söyleyen ana muhalefet lideri tüm bunlara karşın asgari ücretin 2 bin 20 lira, açlık sınırının ise 2 bin 59 lira olduğunun altını çizerek asgari ücretlinin açlık sınırının altında aylıkla geçinmeye çalıştığının değerlendirmesini yaptı.

Hem işsizliğin hem de borçlanmanın artış gösterdiğini savlayan Kılıçdaroğlu:

"Son 17 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödediğimiz faiz 170 milyar 535 milyon dolar. Soru ne? Cumhuriyet tarihinde hangi hükûmet, 17 yılda 170 milyar dolar faiz ödedi? Sadece dışarıya, içeriye değil. O ayrı. Milliyetçiyim diyen bütün arkadaşlarıma sesleniyorum; bu ülkenin 82 milyonu, yurt dışındaki bir avuç tefeciye 170 milyar dolar para ödedi. Bu mudur milliyetçilik? Halkı sömürmek bu mudur? Evet, açık ve net; halkı sömürmek budur. Kimin için? Londra'daki bir avuç tefeci için. Memleketi bu hale kim getirdi? Kim yönetiyor bu memleketi? Borçlanma Genel Müdürlüğünü niye kurdunuz? Hangi gerekçeyle Borçlanma Genel Müdürlüğünü kurdunuz? Bu tabloyu artık yönetemiyorlar. Geldiğimiz nokta şu; şu soruyu soracağız; 17 yıldır ülkeyi yönetenler kimin için çalışıyorlar?" dedi. 

Terörün bitmesinin yolu Şam'dan geçer

Geçtiğimiz günlerde Yeni Ekonomi Programı'nı yayınlayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı hedef alan CHP'li Genel Başkan, Albayrak'ın "vergiyi tabana yayacağız" söylemine cevaben:

"Taban zaten vergi ödeye ödeye mahvoldu. Su içerken vergi ödüyor, elektrik düğmesine basarken zaten 5 çeşit vergi ödüyor, musluğu açarken 4 çeşit vergi ödüyor. Vergiyi tabana yayacakmış." diye konuştu.

Ülkenin üst üste izlenen hatalı politikalar sebebiyle hareket edemez bir halde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, güney komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğünün tesisi için oradaki çatışmaların bir an evvel sonlandrılması ve Şam yönetiminin muhatap alınması gerekliliğini ifade etti.

"Terörü mü bitirmek istiyorsun, Şam yönetimiyle konuşacaksın. 'Hayır, ben konuşmam.' Ne olacak? 'Ben bildiğimi okurum.' Sen bildiğini zaten okumuyorsun ki. Sana birileri dikte ettiriyor, sen o dikte ettirilenleri hayata geçiriyorsun. Tamamen egemen güçlerin istediği noktada bir dış politika oluşturuldu. Şunu söyleyeyim; Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığını yapmaya devam ediyor." çıkışında bulundu.

"Herkese istihdamı hedef olarak gösterdi"

Dış politika hatalarının Kocaeli'de Suriyeli 9 yaşındaki bir çocuğun hayatına mâl olduğunu savlayan CHP lideri:

"Suriyelilere kızma hakkımız yok. Suriyelileri buraya getirenlere, o politikaları getirip Türkiye'de uygulayanlara kızacağız. Suriye'ye niye silah gönderiyorsun? Hangi gerekçeyle gönderiyorsun? Niye insanları birbirine kırdırıyorsun? Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığı dolayısıyla. Türkiye üzerinden niye silah ve teröristler gönderildi? İdlib'de terörist kaynıyor. 70 bin terörist olduğu söyleniyor. Söz verdiler, 'Teröristlerin elinden silahları alacağız.' Alamıyorlar. Terörist seni mi dinleyecek? Onlar da egemen güçlerin elinde."

Ödevlerini bu ülkeyi ışığa kavuşturmak olarak tanımlayan Kemal Kılıçdaroğlu: 

"Tarihin bize yüklediği misyon budur. Biz bu misyonu yerine getireceğiz. Türkiye'nin bütün coğrafyasına dağılacağız, her yerde bunları anlatacağız, hiç kimse en ufak endişeye kapılmasın. Önümüze seçimler geldiğinde nasıl yerel seçimlerde bir basamağı gayet güzel atladıysak, ikinci seçimlerde de bu basamağı atlayacağız. Türkiye'yi aydınlığa hep beraber çıkaracağız, çünkü biz Türkiye'nin sorunlarını bilen ve her soruna çözüm üreten tek partiyiz. İnsandan, doğadan, sevgiden, üretimden, alın terinden yana çözüm üreten, Londra'daki tefeciler için değil, çiftçi Mehmet için çalışan, esnaf, emekli, sanayici için çalışan, fabrikalarında duman tüten bir Türkiye için çalışacağız. Herkesin işinin olduğu bir Türkiye için çalışacağız. Bizim özel bir gündemimiz yok. Bizim özel gündemimiz, Türkiye'yi bu bataklıktan çıkarmaktır." diye konuştu.