"ABD hem çekiliyor hem 'girmeyin' diyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşünde uçakta gazetecilere, Barış Pınarı Harekâtıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

GÜNDEM 16.10.2019, 00:02 16.10.2019, 00:39
"ABD hem çekiliyor hem 'girmeyin' diyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'daki temaslarının ardından yurda dönerken uçakta gazetecilerin sorularına yanıt verdi.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Barış Pınarı Harekatının bugün 7’nci günündeyiz. Harekat planlandığı gibi başarıyla yürüyor. Dördüncü günde Rasulayn, beşinci günde Tel Abyad’ı teröristlerden arındırarak buraları güven altına aldık. Bugün itibarıyla yaklaşık 32 kilometrelik derinliğe ulaştık. M4 Karayolunu kontrol altına aldık. Bu süreçte sivillerin zarar görmemesi için azami gayret gösterdik, gösteriyoruz. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de elinden gelen her türlü gayreti gerçekten gösteriyor."

"Karşı taraf acımasız"

"Karşı taraf acımasız. Yaklaşık 700 havan topu, roketi bizim tarafımıza atmaları suretiyle birçok sivil hayatını kaybetti. Bunun içinde Suriyeli 9 aylık Muhammet yavrumuz da var. Bunun yanında da 18 sivil ve 3 askerimiz de şehit oldu. Bunlardan bir tanesi bu sabah Münbiç’te şehit oldu. Rejimin oraya top atışlarıyla olan bir netice. Buna karşı bizim yoğun atışlarımız oldu. Bunun karşılığında da bunun bedelini rejime çok ağır bir şekilde ödettik."

"Siviller noktasında çok hassasız"

"Biz tabi siviller noktasında çok hassasız. Bunu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında da gösterdik. Oysa Rakka ve Deyrizor’da 4 bin, Musul’da 9 ile 11 bin sivil hayatını kaybetti. Bunları maalesef Batılı ülkeler hep göz ardı etti. Bunları hiçbir zaman konuşmadılar. Şimdi bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Biz harekatımızı tamamıyla karşımızdaki terör örgütlerine karşı yaptık ve yapıyoruz.

Barış Pınarı Harekatının amacı belli; sınırlarımızı her türlü terör unsurundan temizlemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamaktır. O da kendi tercihlerine dayalı olarak. Harekat hedeflerine ulaşana kadar devam edecektir."

Soru: "Arabuluculuk teklifi Trump’tan mı geldi?"

"Evet. Şimdi de Trump’a bir teklifimiz oldu. Biz dedik ki bir heyet gönderin. Çünkü 'Ateşkes ilan edin' diyorlar. Bizler asla ateşkes ilan edemeyiz. 'Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz. Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. Çünkü biz burayı güvenli bölge olarak ilan ediyoruz. Burayı güvenli bölge haline getirdiğimiz zaman ülkemizdeki bunca o toprakların sahiplerinden arzu edenlere kendi topraklarına gidebilme imkanını da sağlamış olacağız. Ve onların lojistik desteğini, korumasını da biz temin edeceğiz. “Bu da sizinle daha önce yaptığımız görüşmedir' dedim. Çünkü bunların hepsi bizim bilgisayar kayıtlarımızda da var. 

"Bunlar herhalde insan tanımıyorlar"

"PYD/YPG hızla mevzi kaybediyor. 'Harekatı durdurun' diye bize baskı yapıyorlar. Yaptırımlar açıklıyorlar. Bizim hedefimiz belli. Bizim herhangi bir yaptırım konusunda endişemiz yok. Biliyorsunuz bu yaptırımların içerisinde şahsım da dahil olmak üzere üç tane bakan arkadaşım ve bize vize koymak suretiyle bizi Amerika'ya sokmama gibi şeyler var. Ticari bazı yaptırımlar var. Yani bunlar herhalde insan tanımıyorlar. Böyle bir sıkıntıyı yaşıyoruz. Ben Sayın Trump'a da bunları ayrıca söyledim. Bir taraftan da bizi ayın 13'ünde ABD'ye davet ediyorlar."  

Soru: "Dün akşamki konuşmada 13'ündeki davet yinelendi mi?"

"Ona girmedik. Başka konular vardı. Bizim hedefimiz belli. Teröristlerin 32 kilometrelik alanın dışına çıkması ve bu hattın Fırat Nehri'nden Irak sınırına kadar tarafımızdan güven altına alınmasıdır.  

Münbiç ve Kobani konusunda da Ruslarla ve Amerikalılarla görüşmelerimiz devam ediyor. Bu arada Putin ile yapacağım görüşmeden sonra belki günü birlik ikili bir görüşmeyi bu ara yapma durumum olabilir."

"ABD hem çekiliyor hem 'girmeyin' diyor"

"Dün sayın Trump'a ifade ettiğim gibi bizim Kobani veyahut başka bir yere saldırmak, Kürtleri ve sivilleri hedef almak gibi bir hedefimiz yok. Buraları güven altına almayı hedefliyoruz. Çalışmalarımızı da bu çerçevede yürütüyoruz. Tabi burada da bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. ABD hem buralardan çekiliyor hem de bize 'buralara girmeyin' diyor."

Soru: "Kobani güvenli bölge planlarımızın içinde miydi?"  

"Tabi. Çünkü geçmiş itibarıyla stratejik bir önemi var. Oradan vurdular bizi.  Trump'ın tutarsız durumunu nasıl değerlendirirsiniz? Yaptırımlarla ilgili endişemiz yok dediniz ama olası hazırlıklarla ilgili bizi bilgilendirir misiniz? 

Türkiye artık kendine yeten bir ülke. Tarihimiz itibarıyla baktığımız zaman Çanakkale'de bir tas çorbaya talim etmiş bir ülkeyiz. Şimdi birileri yok şöyle yok böyle diyor. Göreve geldiğimizde savunma sanayisinde yüzde 20 kendimize yeten bir durumumuz vardı ama şu anda yüzde 70 oranında savunma sanayiyle ilgili bütün ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı terörle mücadelede silah, mühimmatı biz kendimiz üretiyoruz. Bunlarla biz bu işin mücadelesini veriyoruz. Ne dedi? 'Parriot vermiyorum.' Verme. Ne oldu? Biz de S-400'ü aldık. Bu seferde başladı 'S-400'ü alamazsın.' Aldık. Teslimatı da yapıldı. Ve şimdi son paketi Aralık'ta geliyor. Belki de Kasım'da gelecek. Şimdi artık çaresizlik yok. Dünyada yok yok. İstediğin bir şeyi istediğin yerden bulursun."  

Soru: "Hasan Ruhani açıklama yapsa da İran sokaklarında PKK’ya destek var?"  

"Görmedim. O işin altında yatanı tahmin edebiliyorum. Ruhani ile görüşeceğim. Çünkü dünyada herkes İran’ı tek başına bıraktığı zaman yanındaydım. ABD yine karşısındaydı. Obama bana o zaman 'Sizden bir ricam olacak. Bu işe onay ver' dedi. Biz geçici üyeydik. Kusura bakmayın biz tükürdüğümüzü yalamayız. Biz sizin belirlediğiniz esaslar dairesinde bu adımı attık. Biz bu adımı bu şekilde attık. O zaman da 'Lübnan’ı uyarsanız, o zaman o çekimser kalsa…' Lübnan çekimser kalsa ne olur kalmazsa ne olur. Zaten daimi üyeler olarak karar verdiniz mi iş bitiriyor. Bunları komple bir karar çıkarma alışkanlıkları olduğu için. Şimdi bunu Ruhani’ye hatırlatacağım." 

Soru: "Putin’in bakış açısı… PKK ile Kürtleri aynı görüyor Rusya medyası?" 

"Bu akşam görüşeceğim. Bunlar işi yanlış yorumluyorlar. Batı nasıl verdiğimiz mücadeleyi  Kürtlere karşı yapıyormuş gibi veriyorsa, demek ki o medya bu işin aynısını uyguluyor. Halbuki hiç alakası yok. Bu örgütün içinde Fransalı, Hollandalısı var. Bunlar Kürt mü?" 

Soru: "7. gün geride kaldı. Planlanan takvimden daha hızlı ilerliyor. Şimdi nasıl bir takvim öngörüyorsunuz?"

"Burası matematik olay değil. Bu tamamen sosyolojik olay. Tabi ki terörle mücadele kabiliyeti, anlayışı… Şimdi bunun tarihi olmaz. Ama burada hedefler olur. Bizim hedeflerimiz belli. Hedeflerimiz nedir? Güvenli bölge başlığı altında Irak sınırından 444 kilometre batıya, öbür tarafta da 32 km derinlik… Bu bizim onlarla başlattığımız, Trump mutabakatının bir neticesidir. Ama mutabakatı yaptığımız kişiler bu mutabakata uymuyor ne yazık ki… Bu gelen heyetin önüne önce bunu koyacağız. “Buyurun Trump ile yaptığımız mutabakatın metni…” Şimdi diyoruz ki gelin bu terör örgütünü sınır dışına atalım, burayı güvenli bölge ilan edelim. İyi niyetli iseniz lojistik desteği beraber sağlayalım. Bu insanları çadırlardan kurtaralım. Teröristi düşünüyorsunuz da çadırlardaki milyonlarca insanı niye düşünmüyorsunuz. Gelin bu insanları konteynerden kurtaralım."  

Yorumlar (0)