87 yıl sonra bir ilk: Ayasofya Cami-i Şerifi'nde ilk Ramazan Bayramı namazı

24 Temmuz 2020 tarihinde müze fonksiyonundan camiye dönüştürülen Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 87 yılın ardından ilk kez Ramazan Bayramı namazı kılındı.

GÜNDEM 13.05.2021, 09:57 14.05.2021, 09:40
87 yıl sonra bir ilk: Ayasofya Cami-i Şerifi'nde ilk Ramazan Bayramı namazı

Müzeye dönüştürülmesinden sonra tekrar camiye dönüştürülerek ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde, 87 sene sonra bugün ilk Ramazan Bayramı namazı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından kıldırıldı.

Ayasofya’da bayram namazı heyecanı

İstanbul’un fethedildiği tarih olan 1453’ten müzeye dönüştürüldüğü 1934’e kadar cami olarak kullanılan Ayasofya, 86 yıl boyunca bir müze faaliyeti gördü. 24 Temmuz 2020 tarihinde tekrar ibade açılan ve camiye dönüştürülen Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, 87 yıldan sonra ilk Ramazan Bayramı namazı bugün kılındı.

Ramazan Bayramı ile sabah namazını kılma niyetindeki vatandaşlar, sabahın erken saatlerinde Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne akın etti. Kovid-19 önlemleri çerçevesinde sınırlı sayıda vatandaş içeriye alınırken içeri girmek isteyenlerin bir kısmı ise cami avlusu ve meydanda namaz kıldı.

Sabah namazının ardından Kur'an-ı Kerim okundu ve İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı dua yaptırdı. Ardından Bayram namazını kıldıran Diyanet Başkanı Ali Erbaş, gelenek olduğu üzere cami minberine kılıçla birlikte çıktı.

“Filistin özgür kalıncaya kadar bayramlar hüzünlü geçecektir”

Bugünkü hutbede bayramların, aynı tarih, medeniyet ve inanca mensup insanların ortak sevinçlerinin ifadesi olduğuna dikkat çeken Erbaş, hutbesini şöyle sürdürdü:

"Bayramlar, kardeşliğimizi pekiştiren ve yürekleri bütünleştiren müstesna dönemlerdir. Yüce Rabb'imizin 'Müminler, ancak kardeştir' fermanıyla bizlere bildirdiği İslam aleminin kardeşliğinin dünyanın her tarafında derinden ve coşkuyla hissedildiği vahdet sahnesidir. Fakat bugün hüzün, gözyaşı ve acının çevrelediği dünyamızda bayramlarımız da biraz buruk geçmektedir. Yemen’den Doğu Türkistan'a, Suriye’den Arakan'a, İslam aleminin mazlum kesimlerinden yükselen acı feryatlar yürekleri yaralamaktadır. Özellikle Ramazan ayında bile saldırgan tutumundan vazgeçmeyen İsrail'in, mukaddes Kudüs'ü ve İslam’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa'yı işgal etme girişimi, bütün Müslümanları büyük bir hüzne sürüklemektedir. Çünkü barbarca bir tutumla ve çabayla, Mescid-i Aksa'da ibadet eden müminlere saldırılmakta, Peygamberlerin hatırasına şuursuzca müdahale edilmektedir. Medeniyetlerin, kültürlerin dinlerin ve dillerin sembol şehri olan Kudüs, talan edilmektedir. Mazlum Filistinli kardeşlerimiz evlerinden zorla çıkarılmakta, katliamlara ve saldırılara maruz kalmaktadır. Bu sebeple Mescid-i Aksa ve Filistin, bütünüyle özgür kalıncaya kadar bütün bayramlar hüzünlü geçecektir.” 

Hz. Muhammed'in, bir hadisinde Müslümanları bir vücudun organlarına benzettiğini ifade eden Erbaş, bir Müslümanın derdini, hüznünü bütün Müslümanların hissetmesi gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Peygamberimiz ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’, diye  buyurmaktadır. Bütün bu ilkeler, biz müminler olarak birbirimizin hüzünlerini ve mutluluklarını paylaşmayı, ayrıca kardeşliğimizi pekiştirmeyi, önemli bir sorumluluk olarak Müslümanlara yüklemektedir. Kudüs'teki zulmü ve işgali engellemenin, İslam coğrafyasında güvenliği ve huzuru temin etmenin, daha iyi ve mutlu bayramlar yaşamanın tek yolu, Müslümanların birlik içinde hareket etmesidir. Bu sebeple bayram vesilesiyle kalbimizle, dilimizle, bütün imkanlarımızla birlik ve kardeşlik bağlarımızı en iyi şekle getirmek için hep beraber gayret edelim. Mümin bir kul için asla ama asla umutsuzluk yoktur. Çünkü Yüce Rabb'imiz 'Şüphesiz zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.' ayeti ile bizlere o müjdeyi vermektedir."

“Evlerimizi bayram yeri yapalım”

Geçen yıl olduğu gibi bu yılda da pandemi nedeniyle, bayram zamanında bir araya gelemeyecek olmanın hüznünün yaşandığına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hutbesini şöyle tamamladı:

"Fakat saygı, kardeşlik ve sevgi duygularını ihya etmenin, ailemize, kendimize, yakınlarımıza ve etrafımızdakilere karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin tabii ki birçok yolu yordamı vardır. Bu bereketli günleri ve zamanları, eşimizle, çocuklarımızla ve ailemizle beraber unutulmayacak anılara dönüştürmek de bizim elimizdedir. Bu sebeple evimizi bir bayram yeri yapalım. Dilimizde tatlı söz, yüzümüzde tebessüm ve kalbimizde ise muhabbet karar kılsın.  Bayram vesilesiyle kırgınlıklarımızı giderelim, birbirimize sadakatimizi ve muhabbetimizi tekrar tesis edelim. Babamızın ve annemizin rızasını kazanmak, dualarını almak için bu vakitleri fırsat olarak görelim. Arayalım, onların bayramlarını kutlayalım. Bayramlaşalım. Ramazanda kardeşlerimize uzattığımız yardım elini, hem bayramda hem de bayramdan sonra da devam ettirme çabasını sürdürelim.”

“Yüce Rabb'im, bayram sabahının hürmetine tüm mazlumlara, yurtlarından ve evlerinden çıkarılmış olan mağdurlara kurtuluş kısmet eylesin. İman kardeşliğimizi ve ümmet bilincimizi pekiştirmeyi lütfeylesin. Mescid-i Aksa, Kudüs, Arakan, Doğu Türkistan ile birlikte işgal altında bulunan İslam beldelerinin özgür bir şekilde kutlayacağı bayramlara bizleri kavuştursun. Hepimizin bayramı mübarek olsun. Hutbemi Peygamber Efendimizin hadis-i şerifiyle bitiriyorum: ‘Müslümanlar, birbirlerini şefkat ve merhamet göstermede, birbirlerini sevmede,  bir organı rahatsızlandığı zaman diğer organları da yüksek ateş ve uykusuzlukla bu acıyı paylaşan tek bir beden gibidir."

Öte yandan Ayasofya’da kılınan Bayram namazına, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da katıldı.















Yorumlar (0)