TÜSİAD'dan mülteci çıkışı

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "Güvenlikte ABD'ye, tedarikte Çin'e, ucuz enerjide Rusya Federasyonu'na, göçte ise ülkemize bağımlı bir Avrupa Birliği var. Ülkemizi jeopolitik açıdan bir tampon bölgeye döndüren, çoğu kentimizde demografik balansları da bozan mülteci anlaşmasının devam etmesi gittikçe daha sakıncalı bir hale geldi." dedi.

EKONOMİ 17.11.2022, 21:37 18.11.2022, 17:15
TÜSİAD'dan mülteci çıkışı

Turan, TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) ile TÜRKONFED'in (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu) iş birliğinde, ORSİFED (Orta Anadolu Girişim ve İş Dünyası Federasyonu) ev sahipliğinde Kayseri'deki bir otelde gerçekleştirilen 'Anadolu Buluşmaları Toplantısı'nda, megakent İstanbul’da meydana gelen terör saldırısında yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar temenni etti.

"Bu üç alana yatırım yapmalıyız..."

Turan'ın açıklamalarından öne çıkanlar ise şunlar:

"Hayal ettiğimiz Türkiye üç sütun üzerinde yükseliyor. Birincisi beşeri sermaye ve insanların yetkinliğinin geliştirilmesi, ikincisi teknoloji, bilim ve inovasyonun yaşamın her alanına yayılması, üçüncüsü ise ekonomiden demokrasi ve hukuka değin tüm alanlarda kapsayıcı, adil, güvenilir kurallar ve kurumların hayata geçirilmesidir. Bugün itibarıyla büyüyen refahın kaynağı bu üç sütunun kurumsallaşmasında yatıyor. Refah seviyemizi yükseltebilmek için bu üç alana yatırım yapmalıyız. Türkiye'ye olarak potansiyelimiz büyük. Doğru adımları atarsak Türkiye'yi hayal ettiğimiz noktaya ulaştırabiliriz. 

"Mülteci anlaşmasının devam etmesi sakıncalı bir hale geldi"

Dünyadaki düzenle ilgili pek çok kural ortadan kalktı, globalleşme geriledi, jeopolitik rekabet öne çıktı. Ukrayna-Rusya Savaşı global jeopolitikte bir kırılma noktası oluşturdu ve enerji arz güvenliğinin bir defa daha öne çıktığını gördük. Bu gelişmelerden en fazla etkilenen bölge ise AB oldu. Üye ülkeler arasındaki dengesizlikler, Schengen'in adeta bir kale Avrupa'sına dönüşmesi ve avro mimarisi gibi iç problemler mevcut. Güvenlikte ABD'ye, tedarikte Çin'e, ucuz enerjide Rusya Federasyonu'na, göçte ise ülkemize bağımlı bir AB var. Global jeopolitikte önemli değişimler yaşanırken AB-Türkiye ilişkilerindeki katılım sürecinin, iki kanattan kaynaklanan problemlerden ötürü kağıt üstünde kaldığını gözlemliyoruz. Ayrıca ülkemizi jeopolitik açıdan bir tampon bölgeye döndüren, çoğu kentimizde demografik balansları da bozan mülteci anlaşmasının devam etmesi gittikçe daha sakıncalı bir hale geldi. Alışveriş ilişkisi modelinin artık sonlanması ve AB ile Türkiye arasında entegrasyonu amaçlayan, kural ve değer temelli ilişkinin tekrar canlandırılması gerektiğini düşünüyoruz.  

"Türkiye'nin geleceğine güvenelim"

Ülkemizin hayallerini gerçeğe dönüştürme potansiyeli yüksek. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü senesine yaklaşırken Anadolu coğrafyasının çok kültürlü yapısı, girişimci ve dinamik ruhu, Atatürk'ün gösterdiği hedefleri ve açtığı yolu kılavuz edinerek çok büyük bir atılım yapmaya hazırdır. Türkiye'nin geleceğine güvenelim. Gençlerimizin önüne umut dolu bir gelecek koymak her birimizin sorumluluğudur." 

Yorumlar (0)