Suriye operasyonlarının faturaları - 3

Oluşturulması planlanan "güvenli bölge"nin maliyeti kime yansıyacak? Bu durum Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek?

EKONOMİ 13.10.2019, 14:59
Suriye operasyonlarının faturaları - 3

9 Ekim günü başlayan Barış Pınarı Harekâtı, siyasi gündemin odağında olmasına rağmen, ekonomik gündemi de meşgul etmeye devam ediyor. Ekonomik gündemle ilgili en büyük sorular ise oluşturulan "güvenli bölge"yi ilgilendiriyor.

Aşağıdaki haritada Türkiye'nin oluşturmak istediği güvenli bölgenin yeri gözlemlenebilir.

Bölgede insanların rahatça yaşayabileceği bir yer oluşturulması için bina, hastane, okul gibi yapılar yapılması planlanıyor. Reuters'in 8 Ekim tarihli haberine göre, TRT'nin güvenli bölge oluşturulması için yaklaşık 151 milyar TL (yaklaşık 27 milyar dolar) tutarlık bir maliyet belirlediği yazıyor.

Doğrudan yatırımlar

Bölgenin oluşturulabilmesi iki farklı senaryo üzerinden gerçekleşebilir; ilki yabancı doğrudan yatırımlar, diğeri de Türkiye özel sektörü üzerinden. İlk senaryo için, Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlara bakmakta fayda var

Türkiye ekonomisinin büyümesinde doğrudan yatırımların etkisi oldukça önemli ve 2009'dan bu yana doğrudan yatırımlar oynaklık gösterdiği gözlemlenebilir. 2015'ten sonraki büyük düşüş ise 2016'da yaşanan başarısız darbe girişimi ve sonrasındaki siyasi dalgalanmayla beraber küresel ekonomik durgunluk kaynaklı olduğu söylenebilir. 2017'den sonra bir artış eğilimi yakalansa da, Daily Sabah'ın haberine göre bu yatırımların dünyanın geri kalanına göre artacağı belirtiliyor.

Peki bu yatırımları kim gerçekleştirecek veya kimden yardım alınacak?

Dış basında yer alan haberlerde görüldüğü üzere, harekâtı kınayan birçok ülke mevcut ve Avrupa Birliği (AB) bu konuda bir yardımda bulunmayacağını daha önce dile getirdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker açıklamasında, "Plan, sözde bir güvenli bölge oluşturulmasını da içeriyorsa, AB'den hiçbir şekilde maliyetini üstlenmesini beklemeyin." diye konuşmuştu.

Avrupalı bir diplomat, bölgenin oluşturulması için 26 milyon dolarlık ödeme planının gerçekçi olmadığı ve "bir fantezi" olduğunu belirtmişti.

Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) bu konuya dair herhangi bir resmî açıklama gelmese de, ABD ile olan ilişkilerin çok kaygan bir zeminde ilerlediği hissediliyor; dolayısıyla, şimdilik, bu opsiyon da senaryonun dışında kalıyor gibi görünüyor.

Özel sektör

Geriye diğer senaryo olan özel sektöre bakmakta fayda var, özellikle de inşaat sektörünü irdelemek bu açıdan büyük önem teşkil ediyor.

Türkiye'nin inşaat sektörünün payı oldukça değişkenlik gösteriyor, Ocaktan bu yana bir artış görünse de bu oynaklığın bu kadar sert olması biraz düşündürücü.

İnşaat sektörü Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir yerde, çünkü Türkiye'nin en büyük üretimi bu sektör üzerinden ilerliyor.

Bölgenin oluşturulması dahilinde, yapılacak olan altyapı çalışmaları Türkiye'deki inşaat firmaları üzerinden ilerlemesi bekleniyor. Hâttâ, Reuters'in aynı haberinde Mardin Çimento ve Adana Çimento'nun hisseleri bu yüzden iki gün üst üste artış yaşadı.

Bu durum, Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan itme etkisini yaratabileceği konuşulsa da, bu durumun kısa vadeli bir çözüm olduğu da ekonomistler arasında tartışılıyor. Bunun dışında, Türkiye'nin bu projeyi hayata geçirmesi için gereken fonu nereden sağlayacağı hâlen merak konusu.

Yorumlar (0)