Kreş olmadığı için istifa eden anne tazminat alacak

Bir bankacı kadın, iş yerinde kreş olmaması nedeniyle açtığı davayı, götürdüğü temyizde kazandı.

EKONOMİ 23.06.2019, 10:43
Kreş olmadığı için istifa eden anne tazminat alacak

Yargıtay, işverenin kreş açma yükümlülüğünü yerine getirmemesinin işçi tarafından haklı fesih sebebi olduğuna hükmetti. Çalışan anneleri ilgilendiren önemli bir kararın altına imza atan Yargıtay, çalıştığı iş yerinde kreş olmadığı için istifa eden kadın personelin kıdem ve ihbar tazminatı alabileceğine karar verdi.

Bir kadın işçi, binlerce personeli bulunan özel bir bankada çalışıyordu. Hamilelik döneminden ve doğum izninden sonra işine tekrar dönmek istedi. Genç anne, iş yerinde kreş olmaması sebebiyle büyük sıkıntı yaşadığı için, banka idaresine kreşin olmadığı bilgisinin yer aldığı bir ihtarname çekti. Bütün girişimlere rağmen işveren kadın personele kreş konusunda herhangi bir çözüm bulmadı.

Kreş yüzünden işini fesheden bankacı kadın, ikinci şoku ise kıdem ve ihbar tazminatı alamadığında yaşadı. Mağdur anne İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu ve davalı şirkette binleri aşan çalışanı bulunmasına rağmen kreş ve bakım evinin bulunmadığını, ayrıca yapmış olduğu iş sebebiyle astım hastalığına yakalandığını, bu durumu üstlerine bildirerek görev yeri değişikliği yapılmasını talep ettiğini hatırlattı. Kadın çalışan, yaşadığı mağduriyete rağmen görev yerinde bir değişiklik yapılmadığını, davacı davalı işverene ihtarname ile kreş temin etme yükümlülüğünü hatırlattı ve aksi durumda iş akdini feshedeceğini ihbar etti. Kadın çalışan, davalı bankanın ihtarnamesinde belirttiği sebepleri kabul etmeyerek istifa sayıp davacıyı işten çıkardığını iddia etti. Davacı anne, kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulundu.

Önce davanın reddi talep edildi

Mahkemede savunma yapan davalı durumundaki işverenin avukatı, davacının bankaya ulaşmış, fesihten vazgeçtiği yönünde beyanı söz konusu olmadığını, tam aksine iş ilişkisini sona erdirdiğine dair yazılı İnsan Kaynakları Müdürlüğüne hitaben yazılmış beyanı olduğunu iddia etti. Davacının yaptığı iş dolayısıyla astım hastalığına yakalandığı ve bu sebeple departman değiştirilmesini talep ettiğine dair talebinin olmadığını, davacının yapmakta olduğu işin, astım hastalığına neden olmayacağını ileri sürdü. Davacının iş akdinin istifa sebebiyle sona erdiğinin kabul edileceği ihtar olduğundan, iş akdinin haklı sebeple feshedilmiş sayılmasının mümkün bulunmadığı ve davacının bu kapsamda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini talep etti.

Mağdur anne kararı temyize götürdü

Mahkeme, davacının kreş temininin gerçekleştirilmemesi halinde haklı sebeple feshedeceğini bildirmesinin 4857 sayılı İş Kanunun 24. maddesi kapsamında olmaması sebebiyle istifa olarak kabul edileceği, davacının bu fesih iradesinden vazgeçtiğine ve işe başladığına dair bir olgu da mevcut olamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. MAğdur durumda bulunan anne, kararı temyize götürdü.

Yargıtay anneyi haklı buldu

Yargıtay ise başvuru sonrası "içtihat metni" niteliğinde bir karara imza attı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davacı bankacı kadını haklı buldu. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 14 Temmuz 2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 25522 sayılı Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğe atıfta bulunarak kadın personelin mağdur edildiğini kaydetti.

Kadın çalışan sayısı 150'nin üzerinde ise...

Yönetmeliğe göre, işverenin belediye ve mücâvir alan sınırları içinde bulunan tüm iş yerlerinde, yaşları ve medenî halleri ne olursa olsun, toplam 150’den çok kadın çalışanı bulunması durumunda, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılabilmesi, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirebilmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve iş yerine yakın belirli şartları taşıyan bir yurdun kurulmasının mecburi olduğu anımsatıldı.

Kararda şöyle denildi:

"Davacı doğumdan sonra işe başlamadan önce gönderdiği ihtarname ile davalı işverene bu yükümlülüğünün gereği iş yerinde kreş açılması gerektiği, aksi takdirde iş sözleşmesini feshedeceği ihtarında bulunmuş, davalı işveren ise böyle bir yükümlülüğün bulunmadığını, davacının ihtarnamesinin istifa beyanı olarak kabul edileceğini bildirmiştir. Davacının izninin bittiği ve işe başlaması gereken tarihte işe başlamak istediği, işverenin davacıyı istifa ettiği gerekçesiyle işe başlatmadığı davacı tanığının ifadesinden anlaşılmaktadır. Yönetmelikteki düzenleme gereği işverenin kreş açma mecburiyeti bulunmakta olup, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren karşısında işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacı işe gelerek çalışma isteğini ve iş sözleşmesini feshetme iradesinin bulunmadığını göstermiş, işveren tarafından davacının çalışmasına izin verilmemiş olup, bu nedenle davalı işverenin iş sözleşmesini feshettiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini ispat edemediğinden mahkemece kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu taleplerin yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Karar oy birliği ile bozulmuştur."

Yorumlar (0)