Atatürk'ten ekonomiye bir armağan: İş Bankası

Büyük zaferin ardından, ülkeyi yeniden inşa etmek, ülkenin kalkınmasını sağlamak ve Cumhuriyet kazanımlarını gelecek nesillere büyüterek taşımak için politik, sosyal ve ekonomik pek çok kurumun varlığına ihtiyaç duyuluyordu. İş Bankası bu misyonu gerçekleştirmek için kurulmuş en önemli ekonomik kurumlardan biridir.

EKONOMİ 10.11.2020, 07:16 10.11.2020, 07:22
Atatürk'ten ekonomiye bir armağan: İş Bankası

Bu yazımızdaİş Bankasının kuruluşundan günümüze Türkiye için taşıdığı önemden bahsedeceğiz.

Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Cumhuriyet ilan edilmişti. Büyük zaferin ardından, yeni Türkiye devletini, üstesinden gelinmesi gereken büyük ekonomik ve sosyal sorunlar bekliyordu. Bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan şey tasarrufu teşvik ederek toplanacak fonlarla bütün ekonomik faaliyet kollarını finanse edebilecek, gerektiği zaman çeşitli alanlarda sanayileşme hareketinin başlatılmasına kendi kaynaklarıyla katılabilecek milli bir kuruluşun doğması ve milli bankacılık sisteminin oluşturulmasıydı.
 
Ulusal banka kurulması fikri filizleniyor...

Atatürk'ün baldızı Vecihe Hanım, bir banka kurulması fikrinin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlatıyor:
 
"Atatürk İzmir'deki evimizin selamlık kısmında özel odasında çalışırdı. Bakanlarla Atatürk sık sık çalışma odasında görüşürdü. Celal (Bayar) Bey de sık çağırdığı bakanlarındandı. Gene böyle bir gün, Celal Bey önce Atatürk ile, onun çalışma odasında görüştü, sonra da bizim yanımıza geldi. Biz, Latife ablam, ben ve babam selamlık bölümünde oturuyorduk. Bu sözünü ettiğim bina şimdi Özel Türk Koleji olarak faaliyette bulunmaktadır... Evet, bu binada babam ile Celal Bey arasında Atatürk'ün 250 bin lirasının nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde konuşuldu. Babam ihracat ve ithalatın yabancılar tarafından yapıldığını hatırlatarak bu işleri yapacak bir Türk şirketinin kurdurulmasını önerdi. Celal Bey de bankacılık işlerinin de yabancılar elinde olduğunu hatırlatarak, bir banka kurulmasının yararlı olacağını söyledi. Sonunda da görüş birliğine vardılar. Bugün gibi aklımda, güzel bir akşamüstü idi. Daha sonra Atatürk de çalışma odasından çıkıp yanımıza geldi." "Bankamızın Kurucuları (&): Uşşakizade Muammer Bey", İş Dergisi, Sayı 265 (Kasım 1988), s. 20. 

Yeni bankaya isim konuyor... 
 
Türkiye'nin ilk milli bankasına kimin isim verdiği hakkında iki farklı öykü var. Bunlardan biri Celal Bayar'a ait. Celal Bayar, şu şekilde anlatıyor:
 
"Hasan Saka Maliye vekili idi. Bu ismi onlar buldu. Onlar İş Bankası dediler. Yani İş Bankası ismi benim değil." (İş Dergisi, Sayı 240, Ekim 1986, s. 3).

Diğerini ise Cemal Kutay yine Celal Bayar'ın ağzından aktarıyor: 

"Nitekim ertesi günü Çankaya'da kayınpederi Muammer Bey'in yanında Celal Bey'e bir isim üzerinde arzusunu soruyor ve cevap beklemeden şöyle diyor: 'Siz bu kurulacak banka ile bakir sahalarda faaliyet gösterecek, iş yapacaksınız. O halde her şeyi ile Türk olacak bu bankaya Türkiye İş Bankası ismine ne dersiniz?'" (Kutay, "Türkiye İş Bankası Nasıl Kuruldu?", İş Dergisi, Sayı 334, s. 14) 
 
İlk milli bankanın kuruluşu: 


 
Cumhuriyet'in ilk ulusal bankası olan İş Bankası, Atatürk'ün yönlendirilmeleri ile İzmir Birinci İktisat Kongresi'nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. İş Bankası ilk Genel Müdürü Celal Bayar'ın önderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başladı. Nominal sermayesi 1 milyon TL'ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL'lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştı. 

İlk kurucular, ilk hissedarlar... 
 
Bankamızın inşasının temel harcı olarak görülen 250 bin lirayı Atatürk koymuştu ama bu para, mütevazı bir bankanın kurulması için bile yeterli değildi. Para bulmak için o zaman neler yapıldığını Celal Bayar şu sözlerle anlatıyor:

"Sermaye bir milyondu. 250 bin lira hazırdı. O nispeten fazla para, dışardan on para yok. Müessis hissesi, bir hisse 1000 liraydı. Müessisler bulacağız ve meclis - i idareyi kuracağız. Hiç kimse yanaşmıyor. Diyorlar ki 'Ne kadar böyle bir işe girdiysek, hiçbirinin neticesi çıkmadı, bu da onların devamı'... Ecnebi bankalar nezdinde, Banque d'Athens var, İtalyanların bankaları var, Fransızların bankaları var. Onlar bizim Türklere, hatır için, Kızılay'a 1000 lira teberruda bulunur gibi, müessis hisselerini verdiler. Ben de şahsımı kullanarak, hatta Atatürk'ün nüfuzunu kullanarak 1000'er lirayı böyle topladım." (İş Dergisi, Sayı 240, Ekim 1986, s. 4). 
 
Büyük açılış!


 
9 Eylül 1924 günü, İstasyon Caddesi üzerindeki ilk binasında düzenlenen bir törenle İş Bankasının açılışı yapıldı. Açılış törenine davetli olanlar, devlet erkânı, hükümet üyeleri, mebuslar, kordiplomatik ve Ankara eşraf ve tüccarıydı. 
 
Bir cesur girişim
 
Türkiye'de tüm bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek, endüstriyel kalkınmayı başlatmak, ulusal tasarrufları harekete geçirmek, temel ekonomik girişimleri finanse etmek ve kredi ihtiyaçlarını karşılamak, yeni kurulan bir ülke için hayati önem taşıyan etkinliklerdi. 
 
Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte dünyada pek çok alanda olduğu gibi finans sektöründe de de hızlı ve büyük gelişmeler kaydedilmiş, yeni teknolojiler, kriterler ve metotlar oluşturulmuştu. Henüz büyük bir savaştan çıkmış olan ülkemiz, bu yenilik ve gelişmelerden tümüyle yoksun olduğu gibi bu alanda çalışacak yetişmiş elemanımız da yoktu. İş Bankası, dönemin bu zor ekonomik koşulları altında çalışmalarına başladı. Aynı zamanda, dönemin şartlarının iyileşterilmesinde en büyük katkıyı sağlayan kurumlardan biri olarak Cumhuriyet tarihinde yerini aldı.
 
İş Bankası, kurulduğu günden beri, amaçlarını gözden kaçırmadan sürekli güçlenerek büyüyen nadir kurumlardan biri oldu.

Yorumlar (0)