Ayna nöronların dilin gelişimine etkisi

Önceki yazımızda farklı canlıların beyniyle etkileşen ve taklit yeteneği olan ayna nöronların, kültürel evrimimize katkısından bahsetmiştik. Bu yazımızda ise ayna nöronların, dilin gelişimine nasıl katkı sağladığını irdeleyeceğiz.

EĞİTİM 20.09.2019, 10:00 20.09.2019, 10:57
Ayna nöronların dilin gelişimine etkisi

Ayna nöronların sosyal öğrenme, taklit ve becerilerin kültürel aktarımında merkezi bir role sahip olabileceği üzerinde durmuştuk. Şimdi ise, ayna nöronların “bir araya sıkıştırılmış söz öbeklerinin aktarımında” yani cümle kurmada da kilit rol oynamış olabileceğini aktaracağız. Bu konu hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyen okurlarımız V.S. Ramachandran’ın “Öykücü Beyin” adlı kitabından yararlanabilirler. Biz ise konunun özünü gözler önüne sereceğiz.

Gelecek ve geçmiş hakkında konuşan tek canlı: İnsan!

İnsan dilinin karmaşık yapısı, esnekliği ve açık uçluluğu diğer akrabalarından ve hayvanlardan farklılaşmasını sağlamıştır. Dilin ayırıcı özelliklerinden birisi uçsuz bucaksız kelime dağarcığıdır. 10 yaşındaki bir çocuk 600 kelime kullanabilir. Bu sayı en yakın akrabalarımızın en zeki olanlarından bile kat kat üstündür. İnsan dilinin diğer özelliği, geçmiş durumlar hakkında konuşmaya imkan vermesi ve gelecekle ilgili öngörüler yapılabiliyor olmasıdır. Bunlara "çevrimdışı kelimeler" denilebilir. Bu türde bir karmaşa diğer hayvanlarda yoktur. Yani insan, geçmişi ve geleceği düşünen ve dili dolayısıyla bunu aktarabilen tek canlıdır. Ya da beyinde farklılaşan bazı şeylerden dolayı, dil bu şekilde evrilmiştir. Bugün bilim çevrelerinde ikinci görüş kabul edilmektedir. 

Mecazi anlamın gelişiminde ayna nöronların etkisi olabilir

İnsan dilini başka canlılardan ayıran diğer özellik ise mecazi anlatım ve eğretilemeye imkan vermesidir. Bu özelliğin sanatçılar tarafından ne kadar kullanıldığını hatırlayalım. Şunu da vurgulamak gerekir. iletişim kurmak “sadece dil özelliği gösterilecek” demek değildir. Bütün canlıların birbiriyle anlaştığı dilleri mevcuttur fakat bu diller bizimki gibi sözcükleri bir araya getirmek suretinde gerçekleşmez. Bir kuyruksuz maymun insan yavrusu gibi her gün eğitim görse de gerçek bir dil yetisi kazanamazlar. İnsan yavrusunu ise dil kazanımından mahrum bırakmak neredeyse imkansızdır. Bu dil becerisinin temel faktörünün ayna nöronlar olduğunu söylemiyoruz. Fakat ayna nöronların hızlandırıcı bir etkisi bulunduğu muhakkak! 

Dil, beynin gelişiminin yan etkilerinden biri!

Aslında beynin sadece dilin oluşması için evrimleşmediğini, diğer gelişen özelliklerin böylesi gelişmiş bir dile ortam hazırladığını söyleyebiliriz. Bunun adı "Ektaptasyon"dur. Ektaptasyon, başta başka bir işlevi yerine getirmek üzere olan bir özelliğin, bir başka farklılığı meydana getirmesidir. Örneğin, tüyler izolasyon sağlamak için sürüngenlerin pullarından evrimleşmiştir. Daha sonra bu pullar uçma özelliği kazanmış ve “ektaptasyon”a dönüşmüşlerdir. Atalarımızın esnek parmaklarının ağaçlara tırmanmak için evrimleşmiş ancak daha sonrasında ince el hareketleri ve alet kullanımı yönünde uyarlanmıştır. 

Ayna nöronların keşfi, oldukça karmaşık olan ve halen daha üzerinde araştırma yürütülen “dilin gelişimi” hakkında önemli bilgiler veriyor. İnsanın bu karmaşık dili nasıl oluşturabildiği hakkındaki teorileri bir elmasa benzetirsek, ayna nöronlar da bu elmasın bir yüzüdür diyebiliriz.

Yorumlar (0)