Vladimir Putin'in merak edilen hayatı...

Özellikle vahşi hayvanlarla olan fotoğraflarıyla, ülke liderleriyle olan görüşmelerine getirdiği köpekleriyle, uzak doğu savunma sporlarına olan ilgisiyle yıllardır dünya gündeminden düşmeyen Vladimir Putin, şimdi de Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ile günlerdir dünya gündemindeki yerini koruyor. Eski KGB ajanı Vladimir Putin kimdir? Cevabı haberimizde…

DÜNYA 05.03.2022, 15:22 05.03.2022, 17:24
Vladimir Putin'in merak edilen hayatı...

Tam adıyla Vladimir Vladimirovich Putin, 7 Ekim 1952’de SSCB’de Leningard şehrinde doğmuştur. (Leningard şehrinin adı SSCB’nin yıkılmasından sonra St. Petersburg olarak değiştirilmiştir.) Babası, 1950’lerden önce güvenlik görevlisi, daha sonra ise fayton işinde ustabaşı olarak çalışmıştır. Annesi ise temizlik işi yapan ve bir çocuğunu da difteri sonucunda kaybetmiş olan Maria Ivanovna Shelomova ‘dır. Ayrıca Putin, kendi biyografisinin anlatılacağı bir belgesel için verdiği röportajda dedesinin Lenin’in aşçısı olarak çalıştığını söylemiştir. SSCB döneminde uygulanan mülkiyet ortaklığı politikası gereği Putin’in ailesi ortak bir apartman dairesinde bir odada yaşamışlardır. Vladimir Putin kendi çocukluğu için sıradan bir aileden geldiğini ve sıradan bir çocukluk geçirdiğini ve tüm hayatı boyunca da böyle yaşadığını ifade etmiştir. Bu yaşam tarzını bir çeşit bağ olarak görmüş olan Putin, her zaman için geçmişiyle bağını koruduğunu ifade etmiştir.

Vladimir Putin'in hayatı...

Vladimir Putin, altıncı sınıfa gelene dek, derslerinde ortalama notlar alan bir öğrenci olmuştur. Altıncı sınıftan sonra ise derslerinden yüksek notlar almaya başlamıştır. Aynı zamanda o tarihlerde boks yapmaya başlayan Putin, en sevdiği derslerin Almanca ve Tarih olduğunu belirtmiştir.

1970 yılında Putin, Leningard Devlet Üniversitesi (şimdiki adıyla St. Petersburg Üniversitesi) hukuk fakültesine giriş yapmış ve mezun oldur olmaz aynı üniversitede ekonomi alanında yüksek lisansını tamamlamıştır.

Liseden itibaren istihbaratçı olmak isteyen Putin, hukuk fakültesi bitirdikten sonra KGB (Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti) adıyla bilinen Devlet Güvenlik Komitesi’nde 01 numaralı okulda eğitim görmüştür. Neden istihbaratçı olmak isterken hukuk okuduğu sorusunu soranlara ise bunun aslında istihbaratçı olmak için bir ön şart olduğunu belirtmiştir. Çünkü, henüz lisedeyken nasıl istihbaratçı olunacağını merak eden Putin, KGB müdürlüğünün bir ofisine gitmiştir. Orada Putin’e ya önceden orduda hizmette bulunmuş olmasını ya da hukuk diploması ile üniversiteyi bitirmesi söylenmiştir. Ve bu konuda Putin; ‘’ Ve o andan itibaren kendimi Leningrad Devlet Üniversitesi Hukuk bölümüne girmeye hazırlamaya başladım” demiştir.

Moskova’da bir yıl istihbarat eğitimi alan Putin, daha sonra doğduğu şehir olan Leningard’a dönmüş ve burada istihbarat görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Yaklaşık beş yıl burada çalıştıktan sonra Andropov Kızıl Bayrak Enstitüsü’nde okumak üzere tekrar Moskova’ya dönmüştür. Andropov Eğitim Enstitüsü’ndeki eğitimini tamamlayan Putin daha sonra ise 1990 yılına kadar Doğu Almanya’da çalışmıştır.

1985- 1990 yılları arasında Vladimir Putin, Doğu Almanya’daki Dresden şehrinde, KGB’ye bağlı istihbarat görevlisi olarak çalışmıştır. Buradaki çalışmaları sonucunda yarbay rütbesine terfi etmiştir. Ayrıca 1989 yılında ‘Ulusal Halk Ordusuna Sadık Hizmet İçin Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde’ verilen bronz madalya ile ödüllendirilmiştir.

Putin Doğu Almanya’dan 1990 yılında dönmüştür. Burada Leningard Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ’den sorumlu Rektör yardımcısı pozisyonunda işe başlamıştır. Kısa süre sonra ise Leningard Kent Konsey Başkanının danışmanı olmuştur. 1991 yılından itibaren Leningard (St. Petersburg) Belediye Binası’nda Uluslararası İlişkiler Komitesi başkanı olarak çalışmaya başlamış ve 1994 yılından itibaren ise hem komite başkanlığı hem de St. Petersburg Şehir Hükümeti Başkan Vekilliği yapmaya başlamıştır. Belediye’de çalışmaya başladıktan sonra ise Vladimir Putin yaklaşık 15 yıl çalıştığı KGB’den istifa etmiştir.

Vladimir Putin'in siyasi kariyeri

Putin’in siyasi kariyeri 1996 yılında Moskova’ya taşınması ile başlamaktadır. Moskova’da Cumhurbaşkanlığı Mülk Yönetimi Başkan Yardımcılığı görevine başlayan Putin, 1997 yılında ise hızlı bir şekilde Cumhurbaşkanlığı İcra Daire Başkanlığı Kurmay Başkan Yardımcılığı ve Ana Kontrol Başkanlığı’na atanmıştır. Bu sırada ise St. Petersburg Devlet Madencilik Enstitüsü’nde ekonomi alanında yazdığı doktora tezini savunmuştur. 1998 yılında Cumhurbaşkanlığı İcra Dairesi Birinci Başkan Yardımcısı olan Putin, daha sonra aynı yıl içerisinde Federal Güvenlik Servisi Direktörü olarak atanmıştır. 1999 yılından itibaren ise Rusya Federasyonu’nun Güvenlik Konseyi Sekreteri olarak görev yapmıştır. Yine 1999 yılında dönemin başbakanı Boris Yeltsin başbakanlık görevinden istifa ettiğinde, seçimlere kadar olan üç aylık sürede başkan vekilliği yapmıştır.

Vladimir Putin 26 Mart 2000’de %53 oy alarak ilk dönem Rusya Devlet Başkanı seçilmiştir. Rus halkına hem siyasi hem de ekonomik reformlar vaat eden Putin, hükümeti yeniden yapılandırmaya ve vatandaşların ticari ilişkilerine yönelik cezai işlemler başlatmıştır. Yine bu dönemde Putin, Rusya’nın Çeçenya’ daki askeri operasyonlarını da sürdürmüştür. 11 Eylül 2001’de Amerika’ya yönelik İkiz Kule saldırılarında Amerika’yı desteklediğini duyurmuştur. Buna karşılık ABD’nin Irak lideri Saddam Hüseyin’i devirmesinde, Almanya ve Fransa Cumhurbaşkanları ile Amerika’nın karşısında durmuştur. 2004’te yapılan ikinci seçimlerde yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Anayasal görev kısıtlamaları nedeniyle 2008 seçimlerinde aday olamayan Putin; 8 Mayıs 2008 yılında ise cumhurbaşkanlığı genelgesi ile Başbakan olarak atanmıştır. Daha doğrusu yeni Cumhurbaşkanı olan eski başbakan, eski Cumhurbaşkanını yeni başbakan olarak atamıştır. Böylelikle Putin, siyasi arenadaki nüfusunu kaybetmemiştir. 2008 ve 2012 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile başbakanlık görevini yerine getiren Putin, devlet yetkililerinin desteğini yalnızca Rus halkından alması gerektiğini ve eğer Rus halkı destek vermezse o yetkililerin iktidarda yeri olmadığını belirtmiştir. Putin’in başbakanlık yaptığı sürede ise İktidar partisi Rusya’nın genel başkanlık görevini üstlenmiştir.

2011 yılında Putin, cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmiştir ve 4 Mart 2012’de üçüncü kez cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Seçimlerde hile olduğu iddialarından ve bu doğrultuda ülkede yapılan protestolar nedeniyle göreve 7 Mayıs 2012’de başlamıştır. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra 2008-2012 yılları arasında kendisini başbakan olarak atayan eski Cumhurbaşkanı Dmitri Mendelev’i, yeni başbakan olarak atamıştır.

2012 yılının aralık ayında Putin, ABD’nin Rus çocukları evlat edinmesini yasaklayan bir yasayı imzalamıştır. Böylelikle Rus vatandaşların yerli yetim çocukları evlat edinmesini kolaylaştırmayı amaçlamıştır. 2013 yılında ABD tarafından Ulusal Güvenlik Ajansı’ndan (NSA) bilgi sızdırdığı için aranan Edward Snowden’e sığınma hakkı verdiği için ABD ile ilişkileri daha da gerginleşmiştir. Bu duruma tepki olarak dönemin ABD başkanı Barack Obama Putin ile planlanan bir toplantıyı iptal etmiştir. Yine 2013 yılında Suriye’nin kimyasal silahlara sahip olması nedeniyle ABD, Suriye’ye askeri müdahalede bulunacağını söylemiştir. Bunun üzerine Rusya ve ABD hükümetleri silahların imha edilmesi konusunda anlaşarak olası bir krizin önüne geçilmiş olundu.Cumhurbaşkanlığı süresince eşcinsel karşıtı yasalar çıkarmıştır. Eşcinsel çiftlerin Rusya’da evlat edinmesini yasa dışı hale getirmiştir. Bunun yanında reşit olmayan vatandaşların geleneksel olmayan yollarla cinsel ilişkisi kurmalarıyla ilgili çeşitli mevzuatlar hazırlamıştır. Bu mevzuatlar uluslararası protestolara sebep olmuştur.2014 yılında 6 Şubat’ta düzenlenen Rusya’nın ev sahipliği yaptığı Soçi Kış Olimpiyatlarında yaklaşık 50 milyar dolar harcandığı söylenmektedir. Fakat pek çok kişi Rusya’nın yakın zamanda çıkarmış olduğu eş cinsel karşıtı yasaya ‘uluslararası bir boykot’ olarak cevap vermiştir. Bunun üzerine Putin, Rus televizyonlarında yayınlanan bir röportajında hiçbir sporcunun etnik kimliği, ırkı ya da cinsel tercihleri dolayısıyla ayrım görmeyeceklerini ve sporcuların rahat etmeleri için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söylemiştir. Olimpiyatlarda çok fazla önlem alınmış ve özellikle aşırı Müslüman grupların eylemlerinin önüne geçmek için birçok önlem alınmıştır. Fakat, 2013 yılının Kasım ayında Kuzey Kafkasya bölgesindeki bazı Müslüman kadınlardan toplandığı tespşt edilen ‘tükürük’ örneklerinin raporları ortaya çıkmıştır. Bu tükürük örneklerinin ‘kara dullar’ adıyla bilinen kadın intihar bombacıları tespit etmek ve önlemek amacıyla toplandığı iddia edilmiştir.

2014 Kış Olimpiyatları’nın bitiminden kısa bir süre sonra Putin, dönemin Ukrayna devlet başkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesiyle beraber oluşan siyasi gerginlik ortamında Rus askeri birliklerini Kırım’a göndermiştir. Sovyetler Birliği’nin eski başbakanı olan Nikita Kruşçev’in 1954’te Kırım’ı Ukrayna’ya vermesine kadar Kırım, Rusya’nın toprak sınırları içerisinde olmuştur. Ukrayna büyükelçisi Yuriy Sergeyev’in verdiği bilgiye göre 16.000 Rus askeri Kırım’ı işgal etmiştir. Ancak Putin, Rusya’nın Kırım’da bulunan deniz filosunu sebep göstererek burada askeri savunmayı güçlendirmek istediğini söylemiştir. Ayrıca Putin Ukrayna topraklarına daha fazla saldıracağı yönündeki iddiaları kesinlikle reddetmiştir. Bu sözleri söylediği günden bir gün sonra ise Vladimir Putin Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.

2015 yılının Eylül ayında Rusya, Suriye’de stratejik olarak hava saldırılarını başlatacağını duyurmuştur. Bu duyuru tüm dünyayı şaşırtarak Rusya’nın Suriye’deki gerçek amacının ne olduğu sorgulanmaya başlanmıştır. 2017 yılının aralık ayında ise Vladimir Putin, Rusya’nın IŞİD’i yok etmek için sürdürdüğü iki yıllık kampanyanın tamamlandığını söyleyerek Rus askerlerine Suriye’den çekilme emri verdiğini açıklamıştır. Fakat, terör olaylarının başlaması durumunda askeri kuvvetlerin geri dönme olasılığını da açık bir kapı olarak bırakmıştır. Putin’in Suriye’den çekilme emrine karşın Pentagon sözcüsü olan Robert Manning , azaltılan asker sayılarıyla Suriye’de bulunan asker sayılarının uyuşmadığını belirtmiştir.

2016 yılında ABD başkanlık seçimleri sırasında Putin’in seçimlere müdahalede bulunduğuna dair CIA yetkilileri bir sonuca varmışlardır. Yetkililer ayrıca ABD seçim gününden hemen önceki gün Wikileaks’e verilen DNC ve Podesta e- postalarının da Donald Trump’ın seçim kampanyası lehine tasarlandığını iddia etmişlerdir. Daha sonra ise FBI ve NSA, CIA iddialarının doğru olduğunu onaylamışlardır. Putin bu iddiaları tamamen reddetse de Donald Trump’ın da Putin’i bu konuda desteklediği görülmüştür.

2017 yılında yapılan yıl sonu değerlendirme basın toplantısında Putin, 2018 yılında yeni cumhurbaşkanını bağımsız bir aday olarak aradığını söylemiştir. Böylelikle, uzun zamandır iktidarda olan Birleşik Rusya Partisi ile ilişkisini keseceğinin sinyallerini vermiştir.

2018 yılının yıllık parlamento konuşmasında Putin, özellikle Nato savunmasını etkisiz hale getirebilecek olan nükleer seyir füzesi ve çok hızlı hareket edebilen diğer füzeler ile övünerek diğer ülkelere göz dağı vermiştir. Bu durum ABD ile olan gerilimini yine üst seviyeye çıkarırken, Amerikalı yetkililer Putin’in bahsettiği yeni silahların çalışıp çalışmadığına dair şüpheli olduklarını belirtmişlerdir.

Rusya’nın Kırım’ı ele geçirmesinin dördüncü yıl dönümü olan 18 Mart 2018’de Vladimir Putin ezici bir oy çoğunluğu ile dördüncü dönem cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Putin’in, 2018 ayının sonlarına doğru ABD başkanı Donald Trump ile Finlandiya’nın Helsinki kentinde görüşeceği açıklanmıştır.

Vladimir Putin'in evliliği...

Vladimir Putin, Andropov Kızıl Bayrak Enstitüsü’ndeki eğitimini tamamladığı zamanlarda, uçuş görevlisi olan Lyudmila Aleksandrovna Shkrebneva ile 28 Temmuz 1983 yılında evlenmiştir. Putin verdiği bir demeçte evlenmesine dair, eğer iki ya da üç yıl daha evlenmezse bir daha hiç evlenmeyeceğini bildiğini söylemiştir. Ayrıca bekar olarak yaşamaya alışmış olmasına rağmen eşi Lyudmilla’nın bunu değiştirdiğini belirtmiştir.

1985 yılında Putin ailesi henüz Doğu Almanya’ya gitmeden önce çiftin ilk çocukları olan Mariya Putina, Leningard’ da dünyaya gelmiştir. 1986 yılında ise ikinci çocukları olan Yekaterina Putina Doğu Almanya’da dünyaya gelmiştir. Putin’in kızlarına nasıl bir baba olduğu sorusuna eşi Lyudmilla, Putin’in kızlarına karşı her zaman sevgi dolu olduğunu, onları her zaman şımarttığını ve kızlarına kural koymak ya da disipline etmek zorunda kalanın her zaman kendisinin olduğunu söyleyerek cevaplamıştır.

Putin ve Shkrebneva çiftinin kızları, Putin’in siyasi hayatı boyunca çok fazla toplum önünde olmamışlardır. Putin’in kızları hakkında verdiği bilgiler doğrultusunda, birinin biyoloji diğerinin isse Japon dili ve tarihi bölümünü okumuş oldukları bilinmektedir. Yine Putin’in verdiği bilgiye göre her iki kızı da dört dili akıcı olarak konuşabilmektedir.

Yaklaşık 30 yıllık süren evliliklerinden sonra 2013 yılında Putin ve Shkrebneva anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Boşanmalarının ardından Shkrebneva, Putin ile evliliklerinin zaten uzun zaman önce bittiğini, Putin’in işlerinden dolayı neredeyse hiç görüşemediklerini söylemiştir. Ayrıca çocukların da büyüyüp kendi hayatlarını yaşadığından bahsetmiş ve Putin ile dostane şekilde ayrıldıklarını belirtmiştir.

Vladimir Putin'in dini görüşü...

Vladimir Putin Ortodoks Hristiyan inancına sahiptir. Babası bir ateist olmasına rağmen, annesi Rus Ortodoks Kilisesi’ne düzenli olarak giden bir Hristiyan olmuştur. Vladimir Putin’i de küçükken gizlice kilisede vaftiz ettiren annesi, düzenli olarak gittiği kiliseye Putin’i de beraberinde götürmüştür. Bir röportajında Putin ona din hakkında soru sorulduğunda; dinin insanlara zor zamanlarında yardım ettiğini söylemiştir.

HABERNEDİYOR.COM / NERMİN SEKMEN ÖZEL HABER

Yorumlar (0)