Uzmanlardan ilginç deprem yorumu: Domates keser gibi...

Uzmanlardan Yunanistan'da yaşanan son depreme ilişkin dikkat çeken açıklamalar geldi. 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı yaşanmadığına dikkat çeken uzmanlar, "Bu dünyada bir ilk. Domates keser gibi oldu bitti." değerlendirmesinde bulundu.

DÜNYA 29.11.2019, 09:46
Uzmanlardan ilginç deprem yorumu: Domates keser gibi...

Yunanistan’ın Girit Adası açıklarında önceki gün meydana gelen 6.1'lik yer sarsıntısı, ilginç tartışmalara neden oldu. AFAD Deprem Daire Başkanlığından jeoloji yüksek mühendisi Dr. Ramazan Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından 14 saat boyunca artçı deprem meydana gelmediğini kaydetti. Demirtaş, "Tek bir seferde domates keser gibi bir kırılma. Çok ilginç. Dünyada örneği yok." ifadesini kullandı. 

Diğer yandan, bazı uzmanlar da depremin öncüsü ve artçısı olmayan bağımsız bir deprem olabileceğini bildirdi.

"Tek bir seferde domates keser gibi bir kırılma"

Dr. Ramazan Demirtaş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:

"Atina Sismoloji Laboratuvarı’na baktım, orada da tek bir artçı deprem kaydı yok. Sanki dalan levha diliminin alt yüzeyinden (70 km) küçük bir parça bir seferde kopmuş gibi. Bu bir öngörü. Tartışmaya açık. Bal damlaması gibi bir davranış oldu sanırım. Yani sünümlü bir davranış gösterdi. Başka türlü hiçbir kırılma tek bir seferde olmaz."

En küçük bir kırılmada bile birçok mini depremcikler olduğunu belirten Demirtaş, "6.0'lık bir depremin 14 saat artçı depremi olmaması başka türlü açıklanamaz. Derin olması nedeniyle, viskoz-plastik (sünümlü) akma gibi bir davranış mı oldu? Suyun içine bir taşın düşmesi gibi... Nasıl bir kırılma anlayamadım. Tek bir seferde domates keser gibi bir kırılma. Çok ilginç. Dünyada örneği yok." açıklamasında bulundu. 

Vatandaşlar, 14 saat boyunca artçı deprem meydana gelmemesini sosyal medyada "büyük felaketin habercisi" olarak nitelendirdi. 

"Bir levha veya dilimin kopması olarak tanımlanabilir"

Dr. Demirtaş, Milliyet’e yaptığı açıklamada, korkulacak bir durum olmadığını kaydederek, "6.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntı olmaması Yunan jeologların da ilgisini çekti. Paylaşımlarımdan sonra mesaj atan Yunan meslektaşlarım oldu. Aslında meydana gelen doğa hadisesi, depremden çok yerin altındaki bir levha veya dilimin kopması olarak tanımlanabilir." şeklinde konuştu.

"Öncü olmadığını gösteriyor"

Yer altındaki bir parçanın çok sıcak olan astenosfer tabakasında koptuğuna dikkat çeken Dr. Demirtaş, "Bu bölgede 365 yılında 8.5 büyüklüğünde deprem meydana geliyor. Bu tür ultra büyük depremler bin 500 yıllık periyotlarda yaşanır. 6.1'in ardından artçılar gelmediği gibi hiçbir deprem olmaması öncü olmadığını gösteriyor. Yaşanan hadise kendine özgü bir durum." ifadelerini kullandı.

"6.1 büyüklüğündeki bir depremin artçısı mutlaka olur"

Girit açıklarındaki 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından başlayan tartışmalara ilişkin Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, "Türkiye kendi kıyılarından 450 kilometre uzaktaki depremin artçılarını kaydedemez. Yunanistan, ABD ve AB’nin jeoloji kayıtlarına bakmak lazım. 6.1 büyüklüğündeki bir depremin artçısı mutlaka olur. Dalma-batma kuşağında yaşanan kırılmanın deprem mi, kopma mı olduğunun tam olarak belirlenmesi gerekir." açıklamasında bulundu.

"Kıta kabukları içinde olan depremlerden değil"

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, 6.1 büyüklüğünde depremin meydana geldiği bölgede mikro sarsıntıları ölçecek sismometre cihazları olmadığını kaydederek, "Mikro depremler oluyorsa onu ölçecek cihaz yok. Depremin olduğu alan Marmara Denizi’nin iki üç misli büyük bir bölgeyi kapsıyor. İlla ki büyük artçı olacak diye bir şey yok. Bu tür tekil depremlere de rastlıyoruz. Sonuçta Akdeniz levhası kuzeye doğru kayıyor ve deprem kırılgan kabukta meydana gelmedi. Bu depremin artçısı da öncüsü de olmayabilir. Girit açıklarındaki sarsıntı, kıta kabukları içinde olan depremlerden değil." dedi. 

"Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durum yok"

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ise Yunanistan ve Arnavutluk’ta meydana gelen depremlerin Helenik-Adriyatik yay sistemi üzerinde gerçekleştiğini, söz konusu sistemin Kuzey Anadolu fay sistemiyle doğrudan bağlantısı olmadığını ve Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durumun bulunmadığını bildirdi.

Yorumlar (0)