Ters kelepçe ile götürülen Filistinli genç kızın 'korkutamazsınız' bakışı

İsrail’in, Doğu Kudüs’te Filistinlilere saldırıları esnasında Mescid-i Aksa’yı savunan ve başörtüsünden sürüklenerek ters kelepçe takılan Filistinli Mariam Afifi’nin gülüşü, Filistin direnişinin önemli sembollerinden biri oldu.

DÜNYA 11.05.2021, 16:47
Ters kelepçe ile götürülen Filistinli genç kızın 'korkutamazsınız' bakışı

İsrail güvenlik güçlerinin saldırılarına gülümseyerek karşılık verirken görüntülenen Mariam Afifi, serbest kaldıktan sonra açıklama yaptı.

“Haklı bir davayı savunduğumun farkındaydım”

Ters kelepçe takılıp başörtüsünden sürüklenerek götürülen ve daha sonra serbest bırakılan Mariam Afifi, sosyal medya uygulaması Instagram’daki bir canlı yayına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Küçük bir kıza yardım etmeye çalışırken kendisine karşı neden böyle öfkeli davrandıklarını İsrail askerlerine sorduğunu söyleyen Afifi, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şayet öfkeliyseniz, o zaman zayıf olduğunuzun da bilincindesinizdir. Ben orada gülümsediğimde durumum işte buydu. Öfkeleri hiç umurumda değildi ve ben hiç korkmadım. Çünkü onların bana karşı tavrı, onların aynı zamanda ne kadar zayıf olduğunu da gösterdi. Ben orada güçlü olduğuma inanıyordum. Çünkü ben, doğru safta yer aldığımı ve haklı bir davayı savunduğumun farkındaydım."

“Ben buradaki en güçlü kişilerden biriyim”

Kelepçe takıldığı anda gülümsediğinde, çevrede kameraların kendisini çektiğinin farkında olmadığını ifade eden Afifi, şunları aktardı:

"Benim olduğum yerde yalnızca protestocuları ve beraber protesto yaptığımız insanları görüyordum. Orada o an, onlara bakıyordum ve tanıdığım insanlara gülümsüyordum. Aslında gülümsemek benimle beraber olan kişilere, 'Ben korkmuyorum, iyiyim, korkmuyorum ve güçlüyüm. Buradaki en güçlü kişilerden biri benim. İnandığım ve yaptığım şey doğru.' demenin farklı bir şekliydi. Bu durumun insani bir mesele olduğunu biliyorum. Dünyanın herhangi bir yerinde hiç kimse, 'Evinden çık. Burada ben yaşamak istiyorum' diye gelen birini kabul etmez. Bu yüzden bu durum, insanlığı ilgilendiren bir olay. Herkes bunun farkında olmalı. Bu durumun, kabul edilebilir hiçbir tarafı yok. Siz olsaydınız kabul eder miydiniz?"

“İsrail’e merkez yapmak istiyorlar”

Filistin davasının, yalnızca kendilerinin değil bütün insanlığın davası olduğunu belirten Afifi, şunları aktardı:

 "Kudüs'ün kuzeyinden güneyine veya doğusundan batısına giderken Şeyh Cerrah'tan geçmeden gitmeniz mümkün değil. Burayı, İsrail'e ait bir merkez bölge yapmak istiyorlar. İkinci olarak da bunların daha büyük bir İsrail hayali var. Doğudan batıya Kudüs’ü, Ölü Deniz'den Akdeniz'e kadar bir İsrail yolu yapmak. Bu iki bölgenin ortasında tam olarak Şeyh Cerrah bulunuyor."

İsrail devletinin, saldırılarını örtbas etmek ve propaganda için medyaya önemli oranda yatırım yaptığını ifade eden Afifi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerçekleri öğrenmek için haberin size gelmesini beklemeyin, kendiniz araştırın. Çünkü birçok yalan haber var ve İsrail, her yerde ciddi bir propaganda yürütüyor. Medyaya çok fazla para harcadılar. Orta Doğu'daki tek demokratik devlet olduklarını dünyaya göstermek için uğraşıyorlar fakat bu da yanlış. Doğru haberlere, gerçeklere ulaşmak için kendiniz araştırın, gerçek olmadığını bütün dünyaya gösterin."

“Filistinliler, kendilerini her alanda geliştirmeli”

Filistin meselesinin uluslararası alanda daha güçlü bir şekilde sesini duyurmasaıiçin her Filistinlinin kendisini her alanda geliştirmesinin zorunlu olduğu belirten Mariam Afifi, sözlerine şöyle devam etti:

"Bütün Filistinliler’den her alanlarda kendilerini geliştirmelerini istiyorum. Her zaman sahip olabildiğiniz kadar çok şeye sahip olun, sesinizi yalnızca söylediklerinizle değil yaptığınız işlerle de duyurabilirsiniz. Ben şu an konuşuyorum fakat yaptığım müzikle, sanatla da konuşabiliyorum. Çaldığım bir enstrümanı, mesajımı dünyaya göstermenin, sergilemenin bir aracı olarak kullanabiliyorum. Filistin Gençlik Orkestrası'nın da üyelerinden biriyim ve dünyayı müziğimizle turluyoruz. Dünyanın birçok yerinde her yaz konserler düzenliyoruz. Edebiyat, müzik ve dans, mesajınızı iletmeniz için önemli bir araç olabilir. Hatta sanatın her türü bir araç olabilir. Bu sebeple bu araçları, Filistinlilerin varlığını dünyaya göstermek için kullanın. Dünya hakkımızda çok az şey biliyor. Kendimizi artık göstermemiz gerekiyor. Bizim hakkımızda neredeyse hiçbir şey duymuyorlar. Bu yüzden insanlara var olduğumuzu, varlığımızı gösterelim. Filistin sadece 1948'den önce var olan bir ülke değil, Filistin her zaman var, şu an hala direniyor! Bunu edebiyatımızla, müziğimizle, protestolarımızla, danslarımızla, her şeyimizle dünyaya göstermemiz lazım”

“Onlar büyüdüğünde zalimlerin safında yer almasını ister misin?”

Tutuklanmasının ardından başında bekleyen İsrail askerine neler söylediğine ilişkin soruya da yanıt veren Mariam Afifi, şunları aktardı:

"Ne yaptım ben? Dayak yiyen bir çocuğu koruduğum için mi? Evlerinden zorla çıkarılmak istenen vatandaşları koruduğum için mi ben bu haldeyim? Şu an ne hissediyorsun sen? Sen de bir insansın biliyorum belki bir ailen veya çocukların da vardır. Çocukların büyüdüğünde sen de çocuklarının, zalimlerin, saldırganların safında yer almasını ister misin? Sen küçük bir çocukken, geleceğin için hayaller kurduğunda bunları mı hayal etmiştin? Yanlış tarafta yer almayı mı? Büyüyünce ben de zalim olacağım diye mi hayal ettin? Rüya gören ve büyümeyi hayal eden bir çocuk olarak istediğin, hayalin bu muydu? Zalimlerin yanında, safında olmak!"

Yorumlar (0)