Soçi'de Türkiye'yi ne bekliyor?

Soçi'deki tarihî Erdoğan-Putin buluşması öncesi ortaya konulan tezler bağlamında Rusya'nın gerek Suriye gerek Ortadoğu stratejisi tartışılmaya devam ediyor.

DÜNYA 21.10.2019, 17:20 23.10.2019, 11:26
Soçi'de Türkiye'yi ne bekliyor?

Ankara ve Washington arasında varılan mutabakatın ardından Türkiye, ABD’ye beş günlük süre tanıdı. 120 saatin ardından ABD sözünü tutmaz ve SDG güvenli bölgeden dışarı çıkmazsa Türkiye operasyonun kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.

Bu sürenin dolduğu tarihte ise Erdoğan’la Putin, Soçi’de bir araya gelecekler. Soçi Zirvesi, Moskova'ya yeterince açık olmayan ve dalgalı seyreden Türkiye-ABD ilişkilerini mevcut durumdan kazanımlar elde edebilme fırsatı sunuyor.

Moskova'daki üst düzey yetkililer, Şam ile Ankara arasında daha geniş kapsamlı bir diyalog başlatılması için bir uzlaşıya varılması gereğini göz ardı etmeyerek Adana Anlaşması’nın Suriye'deki işbirliğinin temelini oluşturduğunu her fırsatta dile getiriyor. Moskova'nın, artık sadece Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmasını istemesiyle değil aynı zamanda Ankara’nın çıkarlarını gözeten politikalarla da gündeme geleceği konuşuluyor.

Moskova merkezli kaynaklar, operasyon daha başlamadan konuya dair fikirlerini şekillendirmeye başlasa da bazı görüşler sadece Suriye'yle alakalı değil. Bunlar daha derin bir bakış açısıyla incelenip Rusya'nın izlediği global politika bağlamında değerlendirilebilir. Zirvede çıkacak sonuçlara dair kamuoyundaki tezler şu şekilde özetlenebilir:

ABD, Suriye'den tamamen çıkmalı

  • Rusya’nın ana hedefi ABD başta olmak üzere Suriye'den İsrail ve Fransa'yı çıkarmak. Bundan dolayı Rusya, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı'na karşı çıkmamakta ve Esad ile bir mutabakata varılmasını destekliyor. Moskova yönetimi için Suriye probleminin çözümü sadece Suriye'den Batı'nın çıkmasıyla söz konusu olabilir. Ankara'nın Suriye'de izlediği tutum, bu çerçevede dost kuvvet olarak değerlendiriliyor.

  • ABD, Fransa, İsrail ve birçok Batılı devlet Türkiye'nin düzenlediği operasyonu eleştirerek Kürt milisleri destekledi, bu sebepten ötürü Türkiye’nin Kürt milislerin Rojava diye adlandırdığı Suriye'nin kuzeyine harekâtı, Batı güçlerinin sahadan çıkmasını sağlayan önemli ve olumlu bir unsur. Ancak Batılı güçlerin sahadan çıkartılmasından sonra bölgede barış ve güven ortamı tesis edilebilir ve bir sonraki aşamaya geçilebilir. Suriyelilerden iç siyasette fazlasıyla rahatsız Türkiye için de Batı'nın çıkması önemli. 

Suriye Millî Ordusu sahadan çekilmeli

  • İdlib’deki meselenin çözümü ve Türkiye'nin operasyonunun Rusya tarafından kabul görmesi ilişkili. Rusya'nın onayından sonra Ankara’nın kontrolündeki muhalif güçler (Suriye Millî Ordusu) sahneden çıkarılmalı. Saldırgan olanlar Libya'ya gönderilebilir, kalanı için af söz konusu olabilir. Rusya, Suriye’nin geleceğine yönelik projeleri Ankara’nın istek ve çıkarlarını gözeterek Türkiye’yle konuşmaya hazır. Suriye’nin bölünmez bütünlüğüne saygı çerçevesinde terör gruplarının desteklenmemesi bunun ön şartı.

Kürt meselesinde ortak bir strateji geliştirilebilir

  • Rusya ve Suriye rejimi, Türk çıkarlarını korumaya ve Kürt terör örgütlerine karşı durmaya hazır. Moskova, Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrolün sağlanması ve Batı’nın desteğiyle meydana gelen Kürt idari yapısının dağıtılması perspektifine sahip. Türkiye, Rusya, İran ve Suriye (Irak da dahil olabilir), Kürtleri terörist veya sadık gruplar olarak ikiye ayırıp Kürt meselesi konusunda ortak bir strateji geliştirebilir. Zamanında Rusya, radikaller ve vatanseverler arasındaki zıtlığı iç çatışmaya dönüştürerek Çeçen krizini halletmiştir. Böyle bir senaryo Kürtler için de bittabi böyle bir durum söz konusu olabilir. 

Türkiye ABD'yi karşısına alabilir

  • Rusya, Türkiye’nin ABD'yi karşısına alıp NATO’dan uzaklaşmasını memnuniyetle karşılar ve askerî politika alanında daha sıkı bir ortaklığa da S-400 süreci sonrasında hazır. Öte yandan Rusya, ABD'nin yaptırımlar uygulaması hâlinde Türkiye’ye ekonomik desteğini artırmaya hazır durumda. 

"Moskova, Ankara ve Tahran ile işbirliğine hazır"

  • Moskova, coğrafyadaki istikrar konusunda hayatî menfaatlere sahip. Bu bağlamda, ABD varlığından temizlenmesi gereken bir sonraki ülke Irak. Bu konuda da Rusya, Türkiye ve İran'la yakın işbirliğine hazır.
  • Libya meselesinde de Ankara esas olarak Serrac’ı, Rusya Hafter’i destekliyor olmasına rağmen, anlaşmaya varılabilir. Bu madde bağlamında Suriye Millî Ordusunun kimi üyelerinin Libya'ya gönderilmesi Rusya tarafından makul görülmese de ehven-i şer olarak değerlendiriliyor. Millî Ordu'nun Suriye'de bulunmasındansa Libya’da olması tercih ediliyor. Rus bir özel güvenlik şirketinin Hafter’in saflarında savaşmak üzere Libya’ya gönderildiği ve Moskova’nın bu anlamda Libya’da Türkiye’yle karşı karşıya gelmek istemediği ve bundan dolayı da Ankara’yla ortak bir dil arayışı içinde olduğu da not düşülüyor.

ABD ve AB bu coğrafyadan çıkarılmalı

  • Temel hedef olarak Moskova’nın Ortadoğu'da izlediği politika basit ve nettir: ABD ve AB’nin bu coğrafyadan çıkarılması. Rusya’nın müttefiki olarak değerlendirilen herkes bu güçlere karşı hareket etmelidir. İdeolojik bir temelden ve sömürge hevesinden uzak, pragmatist bir siyaset izlemesi Rusya'yı tüm Ortadoğu bölgesinde uydu değil, dost aramaya zorlamaktadır. Bölgede dikkatler yavaş yavaş Batı’nın bölgedeki diğer üslerine doğru kayacaktır. 

Türkiye, Rusya’nın desteğiyle Arap ülkelerine, Kürtlere dair politikalarını diğer merkezlerle aynı çizgiye yaklaştırırsa, bu problem özelinde tatmin edici bir eylem planı geliştirilebilir. Önemli olan bu politika çerçevesine Batı’yı dâhil etmemektir.

Rusya’nın Ortadoğu'daki stratejisi ülkelere ve halklara egemenlik ve jeopolitik bağımsızlıklarını geri kazandırmak üzerinedir.

Rusya’nın Türkiye’yle kısa ve uzun vadeli işbirliği temelini oluşturan bu tezlerin bazıları Soçi’de direkt gündeme gelecekken, bir kısmı da Ankara'ya dair önerilerin arkaplanını tesis edecek gibi gözüküyor. ABD'nin bölgeden çekilme kararının ardından Astana süreciyle birlikte bölgedeki gerçek aktörlerin düşüncelerinin zemin bulması imkânı yaratılmış durumda. İşbirliğinin esas alındığı, pozitif, tutarlı ve kararlı tutumlar gösterildiği takdirde detaylardaki anlaşmazlıklar giderilebilir ve bu zirve Ortadoğu’nun özlem duyduğu barış ve huzur ortamının bölgede hâkim kılınmasında öncü bir rol oynayabilir. Bu kapsamda Türkiyeterörden ve ABD merkezli tehditlerden kurtulacak ve ulusal güvenliğini sağlayacak. Suriye, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü yeniden tesis edecek. Rusya, bölgeden çıkan ABD askerî varlığından sonra Washington’un kendisini kuşatma projesine önemli bir darbe vuracak. Böylece, Ortadoğu, huzur ve barış yolunda önemli bir yol kat etmiş olacak.

Yorumlar (0)