"PKK ile iş birliğimiz mantıksızdı"

ABD'de kurulan ilk düşünce kuruluşu olma özelliği gösteren Hudson Enstitüsünden Ortadoğu Uzmanı Michael Doran, ABD'nin izlediği Ortadoğu politikasını eleştirerek PKK ile ilişkilerinin mantıksız olduğunu söyledi.

DÜNYA 16.10.2019, 13:37 16.10.2019, 14:17
"PKK ile iş birliğimiz mantıksızdı"

Hudson Enstitüsü'nün düzenlediği kuzeydoğu Suriye'ye düzenlenen Barış Pınarı Harekâtı'nı da kapsayan Türkiye konulu alan bir panelde, Hudson Enstitüsünün Kıdemli Ortadoğu Uzmanı Michael Doran ve eski ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi-Askerî İşler Sekreter Yardımcısı Mark Kimmitt konuştu.

ABD'li Ortadoğu Uzmanı Michael Doran, "PKK ile iş birliği yaparak kendimizi Türkiye ile kopma noktasına getirdik. Bu hamle hem insanî hem de stratejik açısından mantıksızdı. O coğrafyada Türkiye'yi Kürtler ve Türkler olarak bölmeye çalışan PKK ile ittifak yaptık. YPG güçleri de açıkça PKK terör örgütü mensuplarıdır." dedi.

PKK'nın ABD'nin terör listesinde yer aldığının altını çizen Michael Doran, ABD yönetiminin, PKK'nın Suriye kolu YPG ile iş birliği yapmasını eleştirdi.

Doran, PKK'nın eylemlerinin kabul edilemez olduğunu söylerken "Kuzey Suriye'deki korkunç başarısızlığın arkasında bizim rolümüz olduğunu kabul etmemiz gerek. O bölgede PKK ile ittifak yaptık." şeklinde konuştu.

ABD yönetimi ile Ankara arasında yıllardır süren bir kopukluk olduğunu ifade eden Doran, Ankara'nın şikayetlerini yeterince dinlemediklerini, Türkiye'nin PKK'nın Suriye'nin kuzeyindeki planlarının özerk yönetim kurmak olmasına rağmen Washington'ın yıllardır bunu umursamadığını kaydetti. Doran, "Ankara, PKK ile ABD'nin iş birliğini eleştirerek bu ittifaktan duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getirmesine karşın sürekli Türklere susmalarını ve yerlerine oturmalarını söyledik." şeklinde konuşarak Suriye'nin kuzeyindeki durumda ABD'nin rolü olduğunu kabul etti.

"Hep PKK propagandası yapıldı"

PKK'nın adını SDG olarak değiştirdik diyen Doran, gruba Arap ve diğer etnik azınlıklardan militanların eklenmesine rağmen yönetimin her zaman PKK'da kaldığına dikkat çekti. Doran konuşmasında, "Kendi yalanlarımızla kendimizi kandırdığımızı kabullenmemiz gerekiyor. Obama döneminde Amerikan halkına yoğun bir şekilde PKK propagandası yapıldı ama Türklerden hiç bahsedilmedi. Türkler bize sürekli bu hamlenin ikili ilişkilerimize zarar verdiğini söyledi ancak biz görmezden gelmeyi seçtik. Bu operasyon sadece Erdoğan'ın kararı değil; Türkiye'nin büyük bir çoğunluğu bu operasyonu destekliyor. Biz, ABD olarak er ya da geç oradan çıkacağız fakat Türkiye ilelebet orada kalmaya devam edecek. Stratejik ortağımız Türkiye'nin istekleri çerçevesinde çözüm bulmalıyız." dedi.

 

"Ülkelerin önemini unuttuk"

Ortadoğu politikalarını ülkeler üzerinden yürütmeyi ve de dünya siyasetini unuttuklarını söyleyen Doran, "eskiye dönüp ülkelerin önemini hatırlamamız gerek" ifadelerini kullandı. Rusya'ya karşı Avrupa ve Asya'nın arasında oldukça önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Türkiye'yi "gömmeyi bırakıp" ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

"ABD Kongresinin bilgilendirilmesi gerekiyor"

Bununla beraber, ABD Kongresinin Türkiye'ye uygulamaya hazırlandığı yaptırım çabalarına da değinen Doran, "Türkiye'ye yaptırım uygulamak isteyen ABD Kongresinin bu konuda kesinlikle bilgilendirilmesi gerekiyor. Türkiye Bosna'da, Afganistan'da ve Kore'de bizimle beraberdi. Kürtlerin çoğunu temsil etmeyen ayrılıkçı ve aşırılıkçı bir terörist grup için Türkiye'den uzaklaşmak mantıklı değil." şeklinde konuştu.

"YPG'ye ödeyemeyecekleri çekler yazdılar"

Diğer yandan, Obama'nın, DEAŞ saldırılarının arttığı 2014'te YPG ile iş birliği yapmakta haklı olduğunu savunan eski ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi-Askerî İşler Sekreter Yardımcısı Mark Kimmitt ise ABD yönetiminin, bölgedeki Araplarla iş birliği yapmaya çalıştığını ve bu konuda 500 milyon dolar harcandığını fakat "güvenilir olmadıkları" ve DEAŞ'tan çok Esad'dan endişelenmeleri sebebiyle alternatif arayışlara girildiğini savundu.

Kimmitt, kısa bir sürenin ardından YPG ile ortaklık yapıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"YPG ile çalışmaya karar verdiğimizde başka bir sorun ortaya çıktı. O da grubun PKK terör örgütü ile olan ilişkisiydi. Türklere, DEAŞ'e karşı YPG ile olan ortaklığımızın geçici ve taktiksel olduğunu söyledik. O zamanki ABD politikası bu yöndeydi. YPG ile karşılıklı çıkar ilişkimiz vardı, onlar da kendilerini DEAŞ'e karşı savunmak zorundaydı. Suriye'de sadece DEAŞ ile mücadele için bulunuyorduk ancak bölgede bulunan bazı yetkililerimiz bir anda daha önce hiç görmediğim bir görev üstlendiler. DEAŞ tamamen alt edildikten sonra çıkıp gelmeliydik ama büyük çoğunluğu Kürtlerden oluşan yeni yerleşim ve yapısal alanlar inşa etmeye başladık. Buraları koruması için de 40 bin kişilik bir güvenlik gücü kurduk. Bazı yetkililer kendilerince sözler verdiler. YPG'ye ödeyemeyecekleri çekler yazdılar. Bu yüzden bu grupla yaptığımız her telekonferans görüşmesinde kendimizi Abdullah Öcalan ve Rojava posterinin yanında buluyoruz. Bu savunulamaz ve sürdürülemez bir durum."

"Üç yıl önce saçma olan bugün..."

Kimmitt, "Türkiye'nin bu askerî operasyonu sürpriz değildi. Ankara yıllardır, sınırlarında terör yapılanmasına müsaade etmeyeceğini söylüyordu. Bunda hiçbir şüphe yoktu. YPG'nin bu bölgelerden 30 kilometre geriye çekilmek yerine savaşma kararı alması, kendilerini bu yaşananlardan sorumlu kılar. Bana göre ABD de sorumludur, çünkü ABD yönetimi, Türkler bölgeye girmeden önce tüm bu sorunları taraflar arasında müzakere yöntemiyle çözebilirdi. Üç yıl önce YPG ile olan ilişkileri ABD tarihinin en saçma müzakereleri olarak değerlendirenler bugün bu terör örgütünün adeta taraftarlığını yapıyor. ABD Kongresi bu konuda eğitilmeliydi." değerlendirmesini yaptı.
 

Yorumlar (0)