Münih Güvenlik Konferansı: Büyük zirvede son durum!

Almanya'da gerçekleştirilen Münih Güvenlik Konferansı, birçok dünya liderini ağırlıyor. Liderlerin konuşmalarından derlemeler haberimizde...

DÜNYA 15.02.2020, 12:28 15.02.2020, 15:46
Münih Güvenlik Konferansı: Büyük zirvede son durum!

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya'nın Münih kentinde düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'na katıldı. 1963 yılından beri düzenlenen ve dünyanın güvenlik alanında en önde gelen isimlerinin katıldığı konferansta konuşan Stoltenberg, Avrupa Birliği (AB) ve ABD ilişkilerine deiğindi.

"Ben, Avrupa ve Amerika'nın birlikteliğine inanıyorum"

Jens Stoltenberg, "Avrupa'yı Kuzey Amerika'dan uzaklaştırmak için yapılan çabalar sadece transatlantik bağları zayıflatmaz, aynı zamanda Avrupa'yı bölme tehlikesi de yaratır. Tek başına Avrupa'ya inanmıyorum. Ben, Avrupa ve Amerika'nın birlikteliğine inanıyorum" dedi.

AB ve ABD arasında neler yaşanmıştı?

NATO içindeki AB üyeleri ve ABD arasında son dönemde tansiyon gittikçe yükseliyordu. ABD Başkanı Donald Trump'ın "Önce Amerika" politikası yüzünden NATO müttefiklerini yıllık gayrisafi yurt içi hasılalarının %2'sini İttifak'a vermeleri yönündeki baskısı, Avrupalı NATO üyelerinin tepkisini çekiyordu. Trump'ın %2'lik hedef karşılanmazsa ABD'yi İttifak'tan çekeceği yönündeki tehdidi ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "NATO beyin ölümünü yaşıyor" yorumuna sebep olmuştu. Macron'un öncülük yaptığı birçok Avrupalı devlet lideri ve siyasetçi, AB'nin içinde bir toplu savunma sistemi oluşturulması gerektiğini söylüyor.

Pompeo, Almanların eleştirisine yanıt verdi

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da konferansa katılan önemli isimler arasında bulunuyor. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın "ABD dünya sahnesinden çekiliyor" yönündeki eleştirilerine değinen Pompeo, "DEAŞ'a karşı mücadelede 81 ülkenin başını çektik. Amerika böyle mi uluslararası toplumu reddederek dünya sahnesinden çekiliyor?" diye çıkıştı.


Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier

Pompeo, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un NATO'ya yönelik eleştirileri hakkında ise "Transatlantik ittifakın 'ölümünün' aşırı abartıldığını söylemekten memnuniyet duyuyorum. Batı kazanıyor. Bunu hep birlikte yapıyoruz" diye konuştu. Pompeo ayrıca İran'ın "temiz ve bağımsız hükümetler isteyen genç Iraklı ve Lübnanlıları yanlış yerlere çekmekle" suçladı.

ABD Dışişleri Bakanı, "taktiksel farklılıklar" olsa da ülkesinin, Avrupa'nın, Japonya'nın ve diğer müttefiklerinin Çin, Rusya ve İran konusunda uzlaştığını söyledi. Pompeo, diğer bir yandan ise Washington yönetiminin Rusya'dan Almanya'ya doğalgaz akışı sağlayacak Kuzey Akımı 2'ye muhalefetini yineledi. Mike Pompeo, Rusya'nın 2014'te Ukrayna'ya bağlı Kırım'ı ilhak etmesini, İran'ın siber tehditlerini ve Çin'in birçok ülkeye uyguladığı ekonomik baskıyı, bu ülkelerin hâlâ "imparatorluklara sahip olmak istemesi" olarak yorumladı ve bu adımların hukuk bazlı uluslararası sistemin dengesini bozduğunu söyledi.

Stoltenberg Afganistan'a da değindi

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Afganistan'daki şiddetin azaltılması için ABD ve Taliban arasındaki görüşmelere değinerek bölgede barış ortamının oluşturulması için Afganistan içinden çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Stoltenberg, "Afganistan krizinde uzun soluklu olabilecek tek çözüm, Afganların sahiplendiği ve Afganların yönettiği bir barış süreci olacaktır" dedi. NATO Genel Sekreteri, "Bölgedeki varlığımızı ancak Taliban'ın barış için gerçekten istekli olduğunu ve bunu sağlayabileceğini görürsek azaltacağız" dedi.

Esper Çin'e odaklandı

Konferansa katılan bir diğer ABD'li yetkili ise Savunma Bakanı Mark Esper oldu. Konuşmasında Çin'e yönelik eleştirilerde bulunan Esper, Çinli şirket Huawei'nin 5G teknolojisi yatırımlarını "yükselen teknolojileri güç dengesini bozarak dünyayı kendi istediği yönde şekillendirmeye çalışmak" olarak değerlendirdi. ABD Savunma Bakanı, "Çin'in zaman içinde Güney Çin Denizi'ndeki adaları işgal edip silahlandırmasını izledik, askeri güçlerini hızla modernize ettiğini gördük" dedi ve Çin'in çevredeki küçük ülkeleri baskı altına aldığını söyledi.

Esper, Çin'in askeri yatırımları hakkında ise "Çin hükümetinin kendi dediklerine bakmalıyız. Yetkililer, 2035'e kadar askeri modernizasyonu tamamlamayı ve 2049'a kadar Asya'nın dominant askeri gücü olmayı umuyor" dedi.

Macron'dan "Bütçe yetersiz" uyarısı

Konferansa katılan liderlerden biri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, konferansta bir kez daha Avrupa Birliği'nin savunma anlamında daha fazla çaba göstermesi gerektiğini savundu. Macron, AB'nin "uyanması ve hedeflerine uygun bir bütçe hazırlaması gerektiğini" söyledi ve bunun ABD ve Çin gibi ülkelerin gerisine düşülmemesi için gerekli olduğunu söyledi.

Macron, konferansta dinleyicilere "Kendi geleceğine inanmayan bir kıta haline gelmeye başladı. Geleceğimize yeteri kadar yatırım yapmıyoruz ve bu yatırım, kendi ülkelerimizdeki orta sınıf vatandaşlarımızla uzlaşmak için siyasi tek yolumuz" diye konuştu. Macron, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın konuşmasını çok beğendiğini ve hiç şaşırmadığını söyledi. "ABD'nin küçük ortağı olamayız" diyen Macron, NATO'yu desteklese de Avrupa'nın tehditlerle kendi başına mücadele edebilmesi gerektiğini söyledi. Fransa lideri, "Avrupalı çözümler için sabırsızlanıyorum" dedi.

Fransız lider, AB-Rusya ilişkilerine de değinerek Birliğin Rusya'ya karşı politikalarının başarısızlıkla sonuçlandığını ve iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların ancak daha yakın diyalogla çözülebileceğini söyledi. Macron, "Rusya'ya meydan okumak ve gerçekte zayıf olmak bir politika değildir, bu tamamıyla verimsiz bir sistemdir" dedi ve hiçbir Avrupalı devletin Rusya'yla karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı, "Daha talepkar olma ve yeniden stratejik bir diyalog başlatma seçeneğimiz var, günümüzde gittikçe daha az konuşuyoruz, çatışmalar çoğalıyor ve biz bunları çözemiyoruz" diye konuştu.

Çin Dışişleri Bakanı, ülkesine yöneltilen eleştirileri kabul etmedi

Çin Devlet Danışmanı ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, ülkesine yöneltilen eleştirilere "Eğer Batı ülkeleri sürdürülebilir refah ve gelişme sağlarken diğer ülkeler geri kalıyorsa, uluslararası çok taraflılık asla tam anlamıyla yürürlüğe konulamaz" diyerek yanıt verdi. "5 bin yıllık medeniyeti oaln bir ülke olan Çin'in, halkının çabası ve bilgeliğiyle modernleşmesi tarihte kaçınılmaz bir akımı temsil ediyor. Ülkemizin doğal koşullarından dolayı Çin, Batı modelini taklit etmeyecek" dedi.

Wang, ülkesinin "Çin değerleri ile sosyalizm" ilkesi sayesinde bu noktaya gelebildiklerini söyleyerek "Biz, ülkemizin içinde barışçıl kalkınma ve dünyayla birlikte karşılıklı çıkarların sağlandığı işbirliği yolunu tercih ettik. Gelişmiş ülkeler, meydan okumaya yol açacağına birlikte çalışarak barış ve istikrar sağlamaya odaklanmalı" dedi. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Qin Gang ise ülkesinde devam eden koronavirüs salgını hakkında "kısa süre içinde sonlanacağını" ve "Çin ekonomisinde kısa süreli ve geçici etkileri olduğunu" söyledi.

Yorumlar (0)