Küresel ısınmanın etkileri 2011-2020 arasında “kavurucu” oldu 

Uzmanlar, dünyanın, küresel ısınma etkilerini en çok 2011-2020 arasında hissettiğini belirtti. Bu 10 yıllık süre, “dünyanın en sıcak 10 yılı” oldu. 

DÜNYA 14.05.2021, 16:40 15.05.2021, 18:24
Küresel ısınmanın etkileri 2011-2020 arasında “kavurucu” oldu 

Bilim insanları, küresel ısınma ve dünyaya etkileri hakkında araştırma yapmaya devam ediyor. Son olarak yayınlanan raporda 2011-2020 seneleri arasında dünyanın küresel ısınmadan çok fazla etkilendiğini ve bu 10 yılın, “dünyanın en sıcak 10 yılı” olduğunu belirtti.

15 Mayıs Dünya İklim Günü dolayısıyla sunulan raporda 2020 senesinin, 1850-1900 arasına göre 1,2 derece daha sıcak olduğu aktarıldı. Buzulların erimesinin ve okyanus seviyesinin yükselmesinin arkasında ise sorunun olduğu ifade edildi.

Dünya Meteoroloji Örgütü ve STK’lar tarafından yürütülen araştırmalar, 2020 senesinin ilk yarısında Covid-19 sebebiyle kapanmanın yaşandığı ve kapanma döneminde karbon salınımının azaldığını belirtse de rapora göre karbon salınımı, tam kapanmanın uygulanmadığı dönemlerde tekrar arttı. Tam kapanma döneminde yüzde 17 azalan ve 2006 senesindeki seviyeye düşen karbon salınımı, haziran ayında tekrar arttı ve 2019 seviyesine yükseldi. Karbon salınımının hızlı şekilde yükselmesi, 2021-2025 arasındaki dönemde dünyanın 1,5 derece daha ısınmasını sağlayacak.

Sel suları, ev sahiplerine masraf oluyor

Columbia Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre küresel ısınma, yalnızca dünyanın ısınması, buzulların erimesi, okyanus seviyesinin yükselmesi, hayvanların neslinin tehlikeye girmesi gibi anlamlara gelmiyor. Bu durum, insanların yaşantılarında ve alışkanlıklarında da büyük değişikliklere sebep oluyor.



Küresel ısınma sebebiyle bitki örtüsü zayıflıyor ve artan yağışlar da bitki örtüsünü önüne katarak okyanuslara karışıyor. Eriyen buzulların da okyanusa su olarak girmesi sonucuyla sellerde artış yaşanıyor. Sellerin hızla artması hem ölümcüllük oranını artırıyor hem de ev sahiplerine maddi yük oluşturuyor. Yalnızca Amerika’da yaşan 40 milyon kişi, sel tehlikesi bulunan ve denizin yükseldiği bölgelerde ikamet ediyor. Bu da selin her 2,5 santiminin ev sahiplerine 27 bin dolarlık onarım masrafı çıkarması anlamına geliyor.

Artan sıcaklıklar sebebiyle artık daha fazla meydana gelen sellerden korunmak amacıyla ek maliyetler oluşturuluyor. 

Sıcak çarpmaları arttı

Halk arasında “güneş çarpması”, “başa güneş geçmesi” olarak bilinen sıcak çarpması şikayetleri son yıllarda arttı. Uzmanlar, küresel ısınmanın bu şekilde devam etmesi durumunda başta çiftçiler olmak üzere sıcak çarpması ile hastaneye başvuran kişilerin daha da artacağını ve 2100 senesine doğru insanların sabah 4’te mesaiye başlayacağını ifade ediyor.

Küresel ısınmanın etkileri bununla da sınırlı kalmıyor. 1980-2012 seneleri arasında yaşanan elektrik kesintilerinin 10 kat arttığı belirlendi. Bu kesintilerin yüzde 80’inin sebebi ise iklim değişikliğinden kaynaklanıyor. Artan yağışlar ve aşırı rüzgar sebebiyle elektrik kesintileri yaşanıyor.

Küresel ısınma, alerjileri de etkiliyor

Küresel ısınmanın insan üzerindeki bir diğer olumsuz etkisi de alerjiler. İklimlerin değişmesi sebebiyle polen mevsiminin artık daha uzun sürmesi, astım ataklarını ve halk arasında bahar alerjisi olarak bilinen polen alerjilerini artırıyor. 



Tarım ürünleri çeşitliliği azalırken fiyatlar artıyor

İklim değişikliklerinin yaşanması, tarım alanlarının daralmasına sebep oldu. Olağandışı doğa koşulları sebebiyle azalan tarım alanlarında artık daha az çeşitlilikte ürün yetiştiriliyor. Artan sıcaklıklar sebebiyle de bazı ürünler yetiştirilemiyor. Bu da ürünlerin azalmasına fakat çiftçilerin çalışma koşulları göz önünde bulundurularak fiyatların artırılmasına sebep oluyor.

Dünya genelinde sık tüketilen içeceklerden olan kahvenin üretim oranı ise hızla düşüyor. Özellikle şehir ve ofis insanlarının vazgeçilmezi arasında bulunan bu içeceğin üretim oranının yalnızca 30 sene içinde yüzde 50 azalacağı öngörülüyor.

Yosunlar eriyor, oksijen miktarı düşüyor

Dünya genelinde buzullar eriyor ve bu sular okyanuslara karışıyor. Fakat uzmanların bu konuda farklı bir uyarısı daha var: Okyanusların ürettiği oksijen hızla azalıyor.

Dünyadaki oksijenin yüzde 80’lik kısmını üreten okyanusların bitki örtüsü, ısınma yüzünden yok oluyor. Okyanuslardaki yosunların ve alglerin yok olması, sulardaki asit oranlarının yükselmesine sebep oluyor.

Yorumlar (0)