Kriz büyüyor! 200'den fazla uçuş iptal

Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde, zanlıların Çin'e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı devam eden protestolarda bugün genel grev kararı alındı. Grev kararı nedeniyle Hong Kong havalimanında 200'den fazla uçuş iptal edilirken, bölgedeki metro seferlerinde aksamalar meydana geldi.

'South China Morning Post'un haberinde, Hong Kong'da bugün genel grev kararı alan protestocuların, sabah saatlerinden itibaren 15 metro durağını işgal ettiği, bu nedenle metro seferlerinde aksamalar meydana geldiği bildirildi. 

Söz konusu haberde, Hong Kong Havalimanı çalışanlarının da greve katılması sebebiyle en az 209 uçuşun iptal edildiği, havalimanına ulaşımı sağlayan otobüs ve metro hatlarının yollarının kapatıldığı kaydedildi.

"İstifa etmeyi düşünmüyorum"

Diğer bir yandan, Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, genel grev kararının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Lam, Hong Kong'un güvenliği ve refahına yönelik düşüncelerle yapıldığını vurguladığı gösteriler sebebiyle şehrin 'çok tehlikeli bir durumun eşiğinde' olduğunu ifade etti. 

İstifa etmeyi düşünmediğini kaydeden Lam, "Şu noktada benim ya da çalışma arkadaşlarımdan birisinin istifa etmesinin durumu düzelteceğini düşünmüyorum." dedi. 

Lam, işçilerin, öğrencilerin ve diğerlerinin haklarına saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çekerek, 7 milyon kişinin yaşadığı bölgenin kaos ortamına dönüşmemesi gerektiğini de söyledi. 

Bölgede bulunan bazı kamu binalarının önüne barikatlar yerleştirildi.

Hong Kong'da ne oluyor?

Protestolara neden olan, şüphelilerin Çin'e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, 3 Nisan'da parlamentoya sunulmuştu. Yeni düzenlemeyle, zanlıların Çin ana karası, Çin'in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesi kolaylaşıyor.

Yasa tasarısı, politik suçları kapsam dışında tutsa 7,4 milyon nüfuslu Hong Kong'da halkın büyük bölümü, insanların Çin'in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargı süreçleri ve hatta işkenceye maruz kalacağı endişesini taşıyor.

Muhalifler yasanın çıkması durumunda, bunun Çin'in Hong Kong'daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından kaygı duyuyor.

Hong Kong, 1898 yılında imzalanan 'kira sözleşmesi' ile uzun yıllar İngiltere hâkimiyetinde kaldıktan sonra 1997 yılında Çin'e devredilmişti. Ortak deklarasyon dâhilinde Hong Kong'a, 2047 yılına kadar Çin'e yalnızca dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak 'tek ülke, iki sistem' politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı verilmişti.