"Kaşıkçı cinayeti uluslararası bir davadır"

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olduğuna bir kez daha dikkat çekti. Kaşıkçı cinayetinin Suudi Arabistan'ın iç meselesi olmadığını, uluslararası bir dava olduğunu vurgulayan Callamard, "Kaşıkçı, ABD'de yaşayan ve Türkiye topraklarında yargısız bir şekilde infaz edilen bir gazeteci." ifadesini kullandı.

DÜNYA 10.07.2019, 08:44 10.07.2019, 08:49
"Kaşıkçı cinayeti uluslararası bir davadır"

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Washington Post gazetesi için "Suudi Arabistan, dünyayı adalet yanlışı suçuna ortak ediyor" başlıklı bir makale yazdı.  

Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin 11 şüpheliyi yargıladığını ancak burada adaletin sağlanacağına inanmadığını belirten Callamard, cinayete ilişkin üst düzey Suudi yetkililerin soruşturulmadığına ya da herhangi bir cezaya çarptırılmadığına işaret etti. 

"Kaşıkçı cinayeti Suudi Arabistan'ın iç meselesi değil"

Callamard, geçen ay yayımladığı raporunda da belirttiği gibi Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olduğunu dikkat çekerek, "Kaşıkçı cinayeti Suudi Arabistan'ın iç meselesi değil. Kaşıkçı, ABD'de yaşayan ve Türkiye topraklarında yargısız bir şekilde infaz edilen bir gazeteci. Suudi Arabistan, kendi sınırları dışında hukuksuz, ifade özgürlüğünü hedef alan, konsolosluk ilişkilerinin kutsallığını tehdit eden ve uluslararası toplumun çıkarlarına müdahale eden bir eylemde bulundu." ifadelerini kullandı.

"Yöneticiler, Suudi Arabistan'a yaptırım adımlarını iptal etti"

Bugüne kadar uluslararası toplumun bu cinayete karşı etkili bir adım atamamış olmasını 'korkunç' olarak değerlendiren Callamard, "Tüm dünyada kamuoyu Kaşıkçı için adalet istedi. Mahkemeler, Suud'a silah ihracatının normal bir şekilde yürütülmesine karşı çıktı. Milletvekilleri Suudi Arabistan'a yaptırım uygulamak için adımlar attı ama tüm bunlar yöneticilerin politikalarına neredeyse hiç yansımadı hatta bazı yöneticiler bu adımları iptal etti." değerlendirmesinde bulundu.

Callamard, Osaka'da gerçekleştirilen G-20 Zirvesi'nde de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a karşı tavır konmadığını bildirerek, bazı ülkelerin Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirme adımlarını da eleştirdi.  

Suudi Arabistan'ın insan hakları ihlallerinin devam ettiği kaydeden Callamard, "Uluslararası eylem olmadan benzeri suçların tekrarlanacağı aşikar." görüşünü paylaştı.

"FBI, Kaşıkçı cinayetini soruşturmalı"

Bundan sonra uluslararası toplumun Kaşıkçı cinayeti konusunda etkili bir soruşturma, bu cinayetin elebaşları ve sorumlularının da yargılanması için adım atması gerektiğine dikkat çeken Callamard, "Cemal Kaşıkçı için adalet, Suudi Arabistan'ın çatlak adli takibine bırakılmamalı. Bu cinayet ABD'nin çıkarlarını etkilediği için FBI bu davayı soruşturabilir ve soruşturmalı da." ifadelerini kullandı. 

Callamard, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kaşıkçı cinayeti konusunda ceza hukuku uzmanlarını görevlendirmesi ve uluslararası bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ederek, "BM'nin Kaşıkçı davasındaki kaçamak yanıtları, yalnızca bu kurumu zayıflatmaya yarar." dedi.

Kaşıkçı cinayetinin hesabının sorulmasının, bireysel özel raportörlerin ya da tek başına bir ülkenin sorumluluğu olmaması gerektiğini vurgulayan Callamard, "Suudi Arabistan'ı ve üst düzey yöneticileri bu cinayetten sorumlu tutmanın jeostratejik ve ekonomik çıkarlara zarar vereceği argümanına karşı çıkmalıyız. Adalet aramak, tüm ülkelerin daha iyi çıkarınadır." açıklamasında bulundu.

"G-20 Zirvesi, Riyad'da yapılmamalı"

Suudi Arabistan'dan insan haklarına uymasının istenmesinin diğer ülkeleri daha güvenilir bir ortak haline getirdiğini bildiren Callamard, "Bu aynı zamanda Riyad'da G-20 Zirvesi'nin yapılmamasını da gerektiriyor." değerlendirmesini yaptı. 

Raportör Callamard, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından uluslararası toplumun insan haklarını korumak ve barışın sürdürülmesi için bir araya geldiğini hatırlatarak, "Kaşıkçı cinayeti, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve siyasi aktivistlere yönelik küresel trendin bir simgesidir." dedi. 

"Şimdi harekete geçme zamanı"

Devlet ve devlet olmayan aktörlerin, muhaliflerini susturmak için agresif taktiklere başvurmasının artış gösterdiğini kaydeden Callamard, makalesinde "Uluslararası toplum, bu düşmanca ortamı enine boyuna tartmalı. Sessizlik, eylemsizlik ya da daha kötüsü üstü kapalı veya aşikar suç ortaklığı, sadece daha fazla adaletsizlik ve küresel istikrarsızlığa yol açar. Şimdi harekete geçme zamanı." ifadesini kullandı.
 

Yorumlar (0)