İsyan büyüyor... Halk sokağa indi
İsrail'de Binyamin Netanyahu öncülüğünde olan aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yargı düzenlemesine karşı gerçekleştirilen gösteriler, on binlerce kişinin katılımıyla 39'uncu haftada da sürdü.

Başbakan Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı cumartesi akşamları kitlesel protestolar gerçekleştiren İsrailliler, 39'uncu haftada da İsrail genelinde sokaklara indi.
Başta Batı Kudüs, Hayfa, Tel Aviv gibi şehirler olmak üzere İsrail çapında onlarca farklı noktadaki protestolara on binlerce kişi katıldı.
Her cumartesi olduğu gibi en yoğun katılımlı protestoya ev sahipliği yapan Tel Aviv'de göstericiler Kaplan Caddesi üzerindeki Hükümet Kompleksi'nin önünde bir araya geldi.
İsrail bayrakları taşıyan göstericiler, havalı korna, düdük ve davullarla ritim tutarak 'demokrasi' sloganları attı.
Bir grup protestocu, Tel Aviv'in ana arteri olan Ayalon Otoyolu'nu bir süreliğine trafiğe kapattı. Polis göstericileri zor kullanarak yoldan uzaklaştırdı. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, iki kişi gözaltına alındı ve yedi kişi de para cezasına çarptırıldı.
İsrail genelinde farklı bölgelerdeki gösterilerde protestocular, Binyamin Netanyahu ve hükümetteki diğer bakanları hedef alan sloganlar attı, resimlerin bulunduğu döviz, afiş ve pankartlar taşıdı.
Hayfa'da gerçekleştirilen gösteride protestocular, son zamanlarda Arap kesiminde organize suç kaynaklı olarak artan cinayetlere sert tepki gösterdi. Gösteriye katılanlar, "Filistin bayrakları yerine silahlara el koyun." ve "Organize suç hükümet politikası." yazılı pankartlar taşıdı.
Hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi
Ülkede geçtiğimiz senenin son günlerinde göreve gelen ve Netanyahu liderliğinde olan koalisyon hükümeti, aşırı dindar ve aşırı sağcı partileri barındırıyor.
Binyamin Netanyahu'nun hükümeti oluşturduğu süreçte koalisyon anlaşmalarının en önemli bölümünü, başta bahse konu yargı reformu olmak kaydıyla illegal Yahudi yerleşim birimlerinin daha da genişletilmesi ve aşırı sağcı kişilere yönetimde önemli görevler verilmesi gibi maddeler oluşturuyordu.
Adalet Bakanı Yariv Levin, koalisyonun göreve başlamasının hemen akabinde 5 Ocak 2023'te yargının yetkilerini kısıtlayan, yüksek yargı üyelerinin atamaları üzerindeki etkisini bir hayli azaltan, yürütme üzerindeki denetimleri ortadan kaldıran ve yargının bazı yetkilerini parlamentoya devreden geniş kapsamlı bir 'yargı reformu' planladıklarını açıklamıştı.
Hükümet yandaşları, 'seçilmiş olan siyaset kurumunun iradesine karşı kontrolsüz bir güçle donatılmış yargıyı dizginlemek' için bahse konu 'reforma' gereksinim duyulduğunu öne sürüyor.
Yargı paketine karşı olanlar ise düzenlemenin 'ülkede yürütme gücü üzerindeki yegane etkili denetimi ortadan kaldırarak İsrail'in uluslararası imajına, ekonomik refaha ve sivil hürriyetlere zarar verdiğini' düşünüyor.
Genel itibarıyla 'yargı düzenlemesi' olarak isimlendirilen hukuki plan, halk arasında siyasi görüşlere göre 'yargının ele geçirilmesi', 'yargı darbesi' ve 'yargı reformu' gibi farklı nitelendirmelerle tanımlanıyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, Netanyahu hükümetinin bahse konu düzenlemesi çerçevesinde parlamentodan geçirdiği iki yasanın iptalini geçtiğimiz ay görüşmeye başlamıştı.
Mahkeme tarafından görüşülen yasalardan biri olan 'Akla Yatkınlık Yasası', İsrail Yüksek Mahkemesinin hükümetin aldığı kararları 'kamu menfaatine hizmet etmediği, menfaat çatışması doğurduğu veyahut akla yatkın olmadığı' gerekçeleriyle bozma yetkisini elinden alıp yargının yürütme üzerindeki denetimini azaltmayı amaçlıyor.
Binyamin Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı protesto hareketi yaklaşık olarak 10 aydır İsrail genelinde gösterilerini sürdürüyor.