Hafter'in anatomisi: "Yunanlar destekliyor, Ruslar danışmanlık veriyor"

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Libya'nın doğusundaki Halife Hafter liderliğindeki silahlı milislere ilişkin, "Bu milislerin fonunu BAE sağlıyor, Mısır eğitiyor, Yunanistan destekliyor, Rusya askeri danışmanlık veriyor. Herkes bu durum normalmiş de Türkiye'nin Libya ile yaptığı mutabakat anormalmiş gibi davranıyor." dedi. 

DÜNYA 20.01.2020, 09:30 20.01.2020, 09:36
Hafter'in anatomisi: "Yunanlar destekliyor, Ruslar danışmanlık veriyor"

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Libya'nın doğusundaki silahlı milislerin lideri Halife Hafter ve ülkede yaşanan son gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Küreçci, "Bir tarafta meşru, uluslararası sistemin tanıdığı bir hükümet dururken, İtalya dışında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri darbecilerin liderini destekliyor. Bu milislerin fonunu BAE sağlıyor, Mısır eğitiyor, Yunanistan destekliyor, Rusya askeri danışmanlık veriyor. Herkes bu durum normalmiş de Türkiye'nin Libya ile yaptığı mutabakat anormalmiş gibi davranıyor. Bütün bunlar baskıcı despot dedikleri Kaddafi'yi devirip, bir başka darbeciye Libya'yı bırakmak için mi yaşanıyor? Burada normal bir şey yok, sadece çıkar savaşları, paylaşım savaşları var." ifadelerini kullandı.

"Mutabakat, bölgede Libyalıların da haklarını gözetiyor"

Yunanistan ve İsrail'in öncülüğünde Doğu Akdeniz'de yapılan paylaşım anlaşmalarına Türkiye'nin sessiz kalmasını bekleyenlerin yanıldığına dikkat çeken Küreçci, "Ülkemiz Akdeniz'deki haklarında taviz vermeyecektir; meşru haklarımızı kimseye tehdit oluşturmadan savunma konusunda kararlıyız. Türkiye'nin olmadığı bir deniz kaynakları paylaşım anlaşması orta ve uzun vadede yürümez ve ekonomik olarak sürdürülebilir değildir. Libya ile yaptığımız mutabakat bölgede Libyalıların da haklarını gözetiyor." diye konuştu.

"Türkiye'nin etrafında oluşan ateş çemberi bizi yıllardır zorluyor"

Küreçci, "Türkiye-ABD ilişkileri çok inişli çıkışlı. Yoğun dış politika gündemi içerisinde iki ülke ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"ABD bizim NATO'da en önemli müttefikimiz. Ancak soğuk savaşın bitmesiyle birlikte dünya sisteminde yaşanan kırılmalar, belirsizlikler ve daha da önemlisi Türkiye'nin etrafında oluşan ateş çemberi bizi yıllardır zorluyor. FETÖ'nün hain darbe girişimi sırasında ABD'den beklediğimiz desteği göremedik, FETÖ'nün hala korunup kollanması, ABD'de Türkiye aleyhine faaliyetlerine izin verilmesi ilişkileri sürekli geriyor."

"İkili ilişkileri kurumsal boyutlara taşımak gerek"

ABD'nin PYD ile doğrudan ilişkisini de sorun olarak nitelendiren Küreçci, "Aslında hem ikili ilişkilerde hem de bölgesel ve küresel düzeyde ABD ile yapabileceğimiz çok şeyler var. Ticaret hacminin geliştirilmesi, Karadeniz ve Akdeniz'in güvenliği ve Orta Asya gibi birçok alanda işbirliği imkânları, çekişme alanlarından daha fazla. Fakat bunların hayata geçebilmesi için ikili ilişkileri karşılıklı güven ekseninde kurumsal boyutlara taşımak gerek. Buna da ABD karar verecek; Türkiye ile ilgili önyargıları yıkıp bu alanları geliştirmek onların elinde." dedi.

"Biz Asya'nın olduğu kadar Avrupa'nın da bir parçasıyız"

Küreçci, "Türkiye-Rusya ilişkilerinde birçok konuda birlikte uyumlu ilerliyoruz. Belki buna Çin'i de ekleyebiliriz. "Türkiye Batı'dan kopuyor" eleştirilerine katılıyor musunuz?" sorusuna şu karşılığı verdi:

"Hayır, Türkiye Batı'dan kopmuyor. Bu bir stratejik tanımlama hatası olur. Türkiye'nin Batılı olmasına veya olmamasına başkaları karar veremez. Atalarımız Mudanya'dan karşıya geçtiklerinde, hatta 1061'de Anadolu'ya girdiklerinde o iş tamamlanmıştı. Fatih İstanbul'u aldığında Roma'nın mirası da Osmanlı'ya geçti. Dolayısıyla biz Asya'nın olduğu kadar Avrupa'nın da bir parçasıyız."

"Körfez liderleri demokratik taleplerden ürküyorlar"

"Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) neden doğrudan Türkiye'yi hedef alıyor?" sorusu üzerine Küreçci, "Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), bölgede Arap Baharı ile başlayan süreçten rahatsızdı. Diğer kraliyetler ve İsrail de rahatsızdı. Körfez liderlerinin çoğu, ortaya çıkabilecek demokratik taleplerden çok ürküyorlar. Halkın yönetime katılmak istemesi ve bu sürecin de Türkiye ile Erdoğan'ın halk adamı kimliği ile özdeşleştirilmesi hem ülkemizi hem de Erdoğan'ı tehdidin kaynağı olarak gösteriyor. Bunu yok etmek, etkisiz kılmak ve itibarsızlaştırmak için muazzam bir faaliyetler zinciriyle karşı karşıyayız." açıklamasını yaptı.

Yorumlar (0)