Dünya tarihinde iz bırakan protestolar!

Hong Kong'da Şemsiye Hareketi'nin 5'inci yıl dönümü için cumartesi gecesi on binlerce kişi sokaklara döküldü. Şemsiye Hareketi, 2017 yılında Hong Kong'un yerel yöneticilerinin Pekin tarafından belirlenen adaylar arasından seçileceğinin duyurulması ile başlamıştı. Peki, dünya tarihine geçmiş en büyük protesto gösterileri hangileriydi? Ayrıntılar haberimizde...

DÜNYA 29.09.2019, 11:34 29.09.2019, 12:11
Dünya tarihinde iz bırakan protestolar!

Çin'e bağlı Hong Kong Özerk Yönetim Bölgesinde protesto gösterileri sürüyor. Protestocular, Çin tarafından özgürlüklerine müdahale edilmesine tepki gösteriyorlar. 1997 yılında "bir ülke, iki sistem" uygulamasıyla Çin'e devredilen eski İngiliz kolonisi Hong Kong'da suçluların yargılanmak üzere Çin'e iadesini kolaylaştıran bir yasa tasarısı ortaya çıktı.

Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, bu ayın başında tartışmalı yasa tasarısının çekileceğini açıkladı. Protestocular, polis tarafından uygulanan şiddetin soruşturulması için bağımsız bir komisyon oluşturulması, tutuklanan eylemcilere af çıkarılması, siyasi reformların tekrar başlatılması, protestoların "ayaklanma" olarak nitelendirilmesine son verilmesi ve liderlerinin kendileri tarafından doğrudan seçilmesi gibi taleplerle gösterilerini sürdürüyor.

Cumartesi gecesi on binlerce kişi, Şemsiye Hareketi'nin 5'inci yıl dönümü için sokaklara döküldü. Polis, tuğla ve molotofkokteyli fırlatan protestoculara biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti.

Şemsiye Hareketi, 2017 yılında Hong Kong'un yerel yöneticilerinin Pekin tarafından belirlenen adaylar arasından seçileceğinin duyurulması ile başlamıştı. Pekin hükümetinin Hong Kong’da uygulanan seçim sistemini değiştireceğini açıklamasının ardından başlayan "Occupy Central" (Merkezi İşgal Et) eylemlerinde göstericilerin gaz bombalarına karşı kullandıkları şemsiyeler dikkat çekmişti.

Peki, dünya tarihinde iz bırakmış en büyük protesto gösterileri hangileriydi?

Boston Çay Partisi

Amerika'ya yerleşen koloni halkı, Britanya'dan gelen yüksek vergili çayı ve Britanya'yı protesto etmek için 16 Aralık 1773'te Boston limanına demirlemiş İngiliz gemilerindeki tonlarca çayı Kızılderili kılığına girerek deniz döktüler. Bu eylem Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın ilk kıvılcımı olarak kabul edilir. Bu protesto sonrası Britanya, kolonilere karşı daha sert politikalar izleyemeye başladı. Denize dökülen çayların parasını ödetmekten Boston Limanı'nın kapatılmasına ve daha ağır vergilere tabi tutulmalarına kadar birçok yeni uygulama dayattı. Yerleşimciler de özgürlüklerinin kısıtlanması karşısında 1774'te Philadelphia'da topladıkları Birinci Kıta Kongresi'nde bir ordu kurulması ve İngilizlere karşı yaptırıma gidilmesi kararı aldılar. 1775'te de Amerikan Bağımsızlık Savaşı başladı.

Fransız Devrimi

Fransız Devrimi, Avrupa ve Batı dünyasının en keskin dönüm noktasıdır. Üzerinde hala çalışmalar yapılan ve hala kitaplar yazılan bir olaydır. Kısaca Fransa'da krallığın, dini hiyerarşinin ve aristokrasinin işçi sınıfı tarafından sorgulanmaya başlaması sonucu oluştu. Protesto hareketi, Bastille Hapishanesi'nin halk tarafından basılması ve mahkûmlar ile tutukluların protestocular tarafından salınması ile başladı. Bu devrim sonucunda dünyada yeni bir rejim, yani "demokrasi" doğdu. Mutlak krallıkların yıkılabileceği görüldü ve milliyetçilik akımları baş gösterdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasından Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarına kadar birçok olayın ilk noktası oldu.

Tuz Yürüyüşü

Tuzun İngilizlerin elinde tekel olmasını ve İngilizler tarafından dayatılan ağır tuz vergisini protesto etmek için Mahatma Gandi tarafından başlatılan direniştir. 16 Mart 1980'de başlayan protesto hareketi, 6 Nisan günü sona erdi. Gandi, Ahmet Abat şehrinden Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadar 388 kilometre yürüdü. Bu yürüyüşte Gandi'ye binlerce köylü eşlik etti. Hindistan'da Britanya idaresini o güne kadar en rahatsız eden eylem oldu. İngilizler, yürüyüşe destek veren 60 bin kişiyi hapse attı. Tuz Yürüyüşü, Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin başlangıç noktası olarak kabul edildi. 

Washington Yürüyüşü

Şiddet içermeyen, tehditlere ve gerilimlere rağmen son derece barışçıl bir şekilde 28 Ağustos 1963'te gerçekleşen ve "I have a dream" (Bir hayalim var) konuşması ile tarihe geçen eylemdir. Amerika'da siyahi insanlara karşı yapılan ırkçı ayrım ve yaklaşımları protesto etmek amacıyla gerçekleştirildi. Yürüyüşe farklı etkinlik gruplarından 250 bin kişi katıldı ve bu rakam Washington'ın o zamana kadar gördüğü en kalabalık gösteri oldu. Protesto sonucunda ırkçılığı ve ayrımcılığı yasaklayan 1964 Medeni Haklar Yasası çıkarıldı.

1968 Mayıs Olayları

22 Mart ve 27 Mayıs 1968 tarihleri arasında Fransa'da üç aşamada gerçekleşen protestodur. İlk olarak öğrenci hareketleri yaşandı, ikinci aşamada işçiler eyleme destek verdi ve son olarak da siyasi sonuçlar ortaya çıktı. Olayların ilk noktası, 1967 yılında Nanterre Üniversitesi'ndeki kadınların erkek yurtlarına, erkeklerin de kadın yurtlarına girişini yasaklayan yönetmeliğe karşılık tüm öğrencilerin kadın yurdunu işgal etmesi olarak gösterildi. Daha sonra gelişen birçok anlaşmazlık sonucu üniversite dekanı, üniversitenin kapatılmasına karar verdi ve öğrenciler 22 Mart 1968'de protesto eylemlerine başladı. 400 öğrenci ile başlayan eylemler, polisin orantısız güç kullanmasıyla daha geniş kitlelere yayıldı. Devam eden günlerde işçiler de kendi koşullarından memnun olmadıkları için öğrencilere destek verdi ve 400 kişiyle başlayan olaylar, 10 milyon kişinin aktif olarak katıldığı protestolara dönüştü. Olaylar sonucu Fransız hükümeti seçime gitti. Aslında tüm gösterilerin temel odak noktası, İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan otoriter ahlâk yapısına ve tüketim toplumuna karşı olmaktı. Sonuç olarak feminizm gelişti, eğitim alanlarında öğrenciler ve veliler de okul meclislerinde söz sahibi oldu ve kiliseye giden insanların sayısında kayda değer bir azalma görüldü.

Pazartesi Mitingleri

Doğu Almanya halkının komünist iktidara karşı 9 Ekim 1989 tarihinde Leipzig'de 70 bin kişiyle başlattığı, 4 hafta süren ve Berlin Duvarı'nın yıkılıp Almanya'nın birleşmesi yolunda atılan ilk adımdır. Ne istediğini bilmeyen zengin komünist iktidar karşısında halk eziliyor ve özgürlük alanı daralıyordu. Bu rejime daha fazla dayanamayan Doğu Almanya halkı, tamamen barışçıl çerçevede gerçekleşen "Pazartesi Mitingleri" ile taleplerini dile getirdi. Mitinglerin iki sloganı vardı: "Şiddet yok!" ve "Biz halkız!"

Şarkı Devrimi

Sovyetler Birliği altındaki Estonya halkı, Sovyetlere karşı bağımsızlık hareketi yürüttü. Bu çerçevede Sovyetler Birliği'nden ayrılan ilk Baltık ülkesi oldular. 16 Ekim 1988 tarihinde bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde 300 bin kişi, Estonya'nın başkenti Talin'de toplandı ve "Vatanım, mutluluğum, sevincim" şarkısını hep bir ağızdan söylediler. Sonrasında bu şarkıyı, ülkenin ulusal marşı olarak seçtiler. Diğer Baltık ülkeleri Letonya ve Litvanya'ya da bağımsızlık yolunda destek veren Estonya, 23 Ağustos 1989'da üç ülkenin başkentlerini birbirine bağlayan tarihin en uzun insan zinciri "Baltık Zinciri" ile özgürlük yolunda geri dönüşü olmayan bir protestoyu gerçekleştirdi.

Tiananmen Meydanı Olayları

1989 yılında meydana gelen ve tankların karşısında tek başına dikilen meçhul isyancı ile dünya hafızasına kazınan olaylardır. Olayın merkez noktası, Pekin'de bulunan Tiananmen Meydanı olduğu için tarihe de böyle geçti. Sovyetler Birliği'nin çözülme süreciyle Doğu Avrupa'da yaşanan özgürleşme ve demokrasi hareketleri, sosyalist rejimle yönetilen Çin'i de etkiledi. Enflasyon ve yozlaşma halk üzerinde huzursuzluk yaratıyordu. 15 Nisan 1989'da ilk önce öğrenciler, işçiler ve bir grup aydın reform talebiyle gösterilere başladı. Çin hükümeti, bu gösterileri sert bir şekilde bastırmaya karar verdi ve hala sayısının kaç olduğu bilinmeyen ölümlere neden oldu. Kısa vadede çok etkisini göstermese de daha sonra ciddi reformlar yapıldı ve bugünkü dünyanın üretim merkezi Çin'i ortaya çıkardı. 

Yevromaydan

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra arkasında hala çözülemeyen birçok olay ve çekişme bıraktı. Ukrayna'da Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Victor Yanukoviç, Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayı reddetti. Bunun üzerine Kiev'in Maidan Meydanı'nda başlayan gösteriler büyüyerek polis ve eylemciler arasında silahlı çatışmalara dönüştü. 100'ün üzerinde kişi bu çatışmalarda hayatını kaybetti. Olayların büyümesi üzerine Yanukoviç ülkeden kaçtı ve Batı destekli muhalefet iktidara geldi. Rusya da karışıklıkları fırsat bilip Ukrayna'ya ait olan Kırım'ı ilhak etti. Yevromaydan gösterilerinin etkisi günümüzde hala devam ediyor. 

Arap Baharı

Tunus'ta zabıtalar tarafından tezgâhına el konulan Muhammed Buazizi adlı geç bir işportacının kendini yakması sonucu patlak veren, tüm Ortadoğu'ya yayılan, yakın dönemde en büyük etkilere sahip olaylara sahne olan ve en büyük kitlesel göçlere neden olan protesto olaylarıdır. Olaylar bazı despotik rejimlerin düşmesini sağlarken, Ortadoğu'yu uzun yıllar sürecek bir krizin içine soktu. Temeli baskıcı rejimlerin dayattığı düşük yaşam koşullarına bir tepkiydi. Baskı altında iletişimi kısıtlı olan gruplar, sosyal medya olgusunun ortaya çıkmasıyla örgütlenip gösterileri düzenlediler. Tunus, Yemen ve Mısır'da yönetimlerin değişmesine neden olan Arap Baharı, Suriye ve Libya'da iç savaşa yol açtı. 

Yorumlar (0)