Çin nasıl dünyanın en uzun demiryolu ağına sahip oldu?

Çin özellikle son 15 yılda yaptığı yatırımlarla dünyanın en uzun yüksek hızlı tren ağına sahip oldu. Avrupa Birliği sınırları içinde tren hattı ağı 12 bin kilometre olurken Çin’de ise bu rakam neredeyse 40 bin kilometre. Peki, Çin bu konuma nasıl geldi? Detaylar ve merak edilenler haberin ayrıntısında…

DÜNYA 04.01.2022, 12:06 05.01.2022, 17:06
Çin nasıl dünyanın en uzun demiryolu ağına sahip oldu?

Yüksek hızlı trenler yolcuları hızlı bir şekilde bir noktadan diğerine götürdüğü ve çalışma sistemi nedeniyle az karbondioksit salgıladığı için dünya genelinde her geçen gün daha fazla kullanılmaya devam ediyor. Pek çok ülkede hızlı trenle ulaşım mümkün olsa da bu konuda dünya lideri olan ülke Çin. Çin ülke içinde yer alan neredeyse her şehri birbirine bağlayan ve ağ uzunluğu 40 bin kilometreyi geçen demir yolu inşa etti. Çin bu anlamda Japonya ve Avrupa Birliğini de geride bırakarak en fazla demiryolunun yer aldığı ülke konumunda. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinde toplamda 11 bin kilometre uzunluğunda demiryolu bulunuyor. Amerika Birleşik Devletlerinde ise ülkenin yapısı gereği neredeyse hiç demiryolu yok.

Çin bu duruma nasıl geldi?

Mark Smith adında demiryolu üzerine araştırmalar yapan bir blog yazarının sözlerine göre, Çin yüksek hızlı treni icat eden ülke değil ancak onu ülke sınırları içinde en iyi şekilde kullanarak bu konuda dünya birincisi haline geldi. Çin’de yer alan yüksek hızlı trenler mükemmel bir şekilde organize edilmiş durumda. Herhangi bir trenin iptal edilmesi ya da gecikme durumun olması çok nadir gerçekleşen bir olay. Bunun yanında kullanılan yüksek teknoloji sayesinde birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta yer alan şehir merkezleri arasındaki mesafeler birkaç saatte aşılabiliyor. Örneğin Beijing ile Shanghai arasındaki uzaklık 1300 kilometre ve bu yolculuk yaklaşık olarak 4 saat sürüyor. Beijing ile Guangzhou arasındaki mesafe ise normal bir trenle 22 saatte sürerken Çin’de kullanılan yüksek hızlı trenlerle sadece 8 saat sürüyor. Yüksek bölgelere giden trenle de yüksek oksijen oranından ve güneş ışığından korunmak için özel olarak dizayn ediliyor.

Düşük insan gücü maliyetleri

Çin’in bunu başarmasındaki en önemli nedenlerden biri düşük insan gücü. Örneğin Çin’de 1 kilometrelik bir yüksek hızlı treni inşa etmek yaklaşık olarak 20 milyon dolar tutuyor. Avrupa’da ise 1 kilometrelik bir hızlı tren projesinin masrafı 30 milyon dolar. Bu nedenle yatırımların Çin’de daha az masraflı olduğu söylenebilir. Çin’de devletin ucuz iş gücünü kullanabilmesi ve yüksek hızlı trende kullanılan malzemelerin ucuz bir şekilde piyasaya sürülmesine neden olması sebebiyle proje süreçleri çok daha hızlı ilerliyor. Ayrıca mühendisler yerel üreticiler tarafından tedarik edilen çelik alüminyum ve diğer karbon yoğunluklu malzemeleri kullanabiliyor. Yerel ürünler kullanıldığı için bu durum ülke ekonomisine de katkıda bulunuyor.

Son 15 yıldaki büyük gelişme

Çin’in hızlı trenleri konusunda araştırma yapmış bağımsız bir gazeteci olan David Feng Çin’in 2000’li yılların sonunda yaşanan mali krizin önüne geçmek adına doğudan batıya ve kuzeyden güneye olmak üzere 4’lü demir ağını genişletmeye karar verdi. Bunun yapılmasındaki bir diğer neden ise 2008 Pekin Olimpiyatları’ydı. Bu nedenle 2005 yılında 4 x 4 olan demiryolu ağını iki katına çıkararak 8 x 8 yapılması yönünde bir karar alındı. Çin yönetimi belirlenen 8 x 8’lik demiryolu ağını gerçekleştirmek üzere güzergah üzerinde yer alan halkı hızlı bir şekilde tahliye etti. Çin’de yer alan siyasi mekanizma gereği bu karara karşı çıkan kişi ve kurumlara da sert yaptırımlar uygulandı.

Pandemideki süreç gibi yönetildi

Ancak böylesi bir kararın alınması ve uygulanması Avrupa Birliği ve benzeri siyasi mekanizmalarla yönetilen ülkelerde almak biraz daha zor. Buna benzer bir gelişme pandemi sürecinde de yaşanmıştı. Koronavirüsün ilk çıktığı günlerde Çin hükumeti sert kararlar alarak bazı insan hakları ihlallerine neden olmuş ancak virüsün yayılması hızla engellenmişti. Zira virüs Çin’den çıkmasına karşın Çin koronavirüsten en az etkilenen ülkelerden biri olmuştu. Avrupa ve Amerika’da ise durum tam tersi şekilde ilerledi. Çin bu şekilde 2013 yılına kadar 10 bin kilometrelik yüksek hızlı tren hattı inşa etti. Bu rakam neredeyse Avrupa’da yer alan ağın tamamı kadar.

Demiryolu havayolunu geride bıraktı

Çin yüksek hızlı tren inşasında o kadar iyi bir konuma geldi ki demiryolları ile seyahat edenlerin sayısı diğer tüm seçeneklerin önüne geçti. Ancak bu durumun başka nedenleri de var. Örneğin Çin’de uçakla seyahat etmek kronik rötarlar yüzünden tercih edilmeyen bir seçenek. 6 ya da 7 saatlik gecikmeler normal olarak karşılanıyor. Bu kadar çok rötarın olmasının en büyük nedeni ise Çin ordusu zira hava sahalarının yüzde 75’i ordu tarafından kontrol ediliyor ve herhangi bir uçak kalkış yapmadan önce hava kuvvetlerinin yeşil ışık yakmasını beklemek zorunda kalıyor. Bu durum ülkedeki demiryolu trafiğinin havayolu trafiğinin oldukça önüne geçmesine neden oluyor.

Örneğin Doğu ve Orta Çin arasındaki bölgelerde demiryolu ağı örülene kadar trafiğin büyük bir kesimi havayolu ile sağlanıyordu. Ancak son 15 yılda gerçekleştirilen adımlarla beraber hızlı trenlerin ait olduğu kurumlar müşterileri havayolu şirketlerinden kapmayı başardı. Bu nedenle bu bölgelerde yer alan metropoller arasındaki uçuşlar da durma noktasına kadar geldi.

Karbon ayak izi azalıyor

Çin hızlı tren hattı konusunda birinci olsa da durumun kötü bir yanı da var. Tren yollarının yapımı sırasında aşırı miktarda karbondioksit salınımı yapılıyor. Ancak yüksek hızlı trenler petrol yakıtlarla çalışan ulaşım araçlarının aksine az miktarda karbondioksit salınımı yaptığı için yeterince insanın bu ulaşım aracının kullanmasıyla Çin’in karbon ayak izi azalmış oluyor.

Çin’in gelecek planları

Tüm bu başarıların üstüne Çin’in yüksek hızlı tren konusunda önümüzdeki dönemlerde büyük adımlar atmaya devam etmesi bekleniyor. Çin hükumeti 2035 yılına kadar ülkedeki tren ağı uzunluğunu iki katına yani 70 bin kilometreye çıkarmayı hedefliyor. Genişleyen tren ağının yanı sıra trenlerin özelliklerinde de gelişme yaşanması bekleniyor. Son olarak Çin hükumeti saatteki hızı 600 kilometreye kadar ulaşan yüksek hızlı trenin tanıtımını yaptı. Bu ren raylara çıktığında dünyanın en hızlı kara ulaşım aracı haline gelecek. Böylesi bir trenle İstanbul Ankara arasındaki mesafe yaklaşık 40 dakikada aşılabilir.

Diğer ülkeler ayak uydurabilecek mi?

Diğer ülkelerin teknolojik altyapısı ve siyasi mekanizması göz önüne alındığında Çin’deki gibi bir büyümenin diğer ülkelerde de görülmesi pek olası değil. Bütün bunların yanında teknik ve hukuki kısıtlamalar da mevcut. Örneğin Avrupa’nın bu anlamda en büyük sorunlarından biri toprak parçalarının farklı ülkeler arasında bölünmüş olması. Avrupa’nın kendi demiryolları olsa da bunu düzenleyecek ve planlama yapacak yasal bir yetkisi olan herhangi bir kurum yok. Bu durum ülkelerin tren ağlarını ülke dışındaki noktalara taşıması konusunda engel oluşturuyor. Bir ülke 1000 kilometre ötede yer alan bir noktaya demiryolu inşası gerçekleştirebilmek için bazen birkaç ülke ile iş birliği içinde olması ve beraber çalışması gerekiyor.

Jeopolitik avantaj

Böyle bir senaryoyu gerçekleştirmek de güç olduğu için her ülke kendi sınırları içindeki demiryolu ağını örmekle uğraşıyor. Bu durum da yolcular açısından konforsuz bir durum oluşturuyor. Örneğin Madrid ve Roma arasında seyahat etmek isteyen biri ilk önce Barcelona’ya geçmeli oradan Fransa sınırları içerisinde yer alan Paris’e oradan İtalya’nın kuzeyinde yer alan Torino’ya ve son olarak Torino’dan da Roma’ya aktarma yapası gerekiyor. Bu şekilde yapılan bir yolculukta her aşamada farklı acentelerden bilet alıp organizasyon yapmanın yanı sıra yolculuk süresi de 50 saate kadar varabilir. Ancak aynı uzaklıktaki bir mesafe Çin’de sadece tek bilet ile 11 saatte gerçekleştirilebilir.

Çin yeni bir gelişme olana kadar bu konuda öncü pozisyonunda kalmaya devam edecek gibi duruyor. Bunun yanı sıra yüksek hızlı trenlerin geleceğinin nasıl şekillenebileceğini de yine Çin’i örnek alarak görecek gibiyiz.

HABERNEDİYOR.COM | TAYFUR BAL - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)