Cezayir'in 'baba'sı!

Cezayir'deki Fransız işgaline karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin liderlerinden Ahmed bin Bella, 1963 yılının Eylül ayında devlet başkanı seçilmişti. "Cezayir'in babası" olarak anılan Ahmed bin Bella'nın yaşam öyküsü haberimizde...

DÜNYA 16.09.2019, 06:02 16.09.2019, 00:55
Cezayir'in 'baba'sı!

Takvimler 5 Temmuz 1962'yi gösteriyordu. Fransa'nın Cezayir topraklarını işgal etmesinin üzerinden 232 yıl geçmiş, halkın kanlı katliamlara maruz kalmasına neden olan egemenlik ve vatan mücadelesinden yıllar sonra ülke, bağımsızlığına kavuşmuştu. Cezayir'in bağımsızlığı, 1963 yılının Eylül ayında Ahmed bin Bella'nın devlet başkanı olması ile taçlandırılmıştı. Peki Ahmed bin Bella kimdir?

Ahmed bin Bella, Temmuz 1918'de Cezayir'in Fas sınırında küçük bir köy olan Maghnia'da dünyaya geldi. Küçük bir arazide çiftçilikle geçinen bir ailenin çocuğuydu. Ülkedeki sağlıksız hayat koşulları ve sefalet, babasının ve dört kardeşinin ölümüne sebep oldu. Annesi ise Cezayir'in bağımsızlığını görene kadar hayatta kaldı. 

Lise öğrenimi için Tilimsan şehrine giden Bin Bella, emperyalizmin yürüttüğü ırkçılık politikasını her yerde hissetti ve 15 yaşındayken Cezayir Halk Partisi'ne katıldı. Fransız ordusunda 1937-1940 yılları arasında zorunlu askerlik hizmetini yerine getirdi.

Birçok alanda uygulanan ırk ayrımcılığını sporda görmedi. Bu nedenle spora yönelerek profesyonel bir futbol oyuncusu oldu. Kısa bir süre sonra da Fransız Olimpik Marsilya takımının en gözde oyuncusu olmayı başardı.

Askerlik görevini tamamlar tamamlamaz profesyonel futbolcu olarak Marsilya kulübünde kalması için teklifler aldı. Cezayir'de kendisini açlık, salgın hastalıklar ve sefaletin beklediğini biliyordu. Kulübün cazip para teklifine rağmen ülkesine dönmeye karar verdi. O sırada aralarında babasının ve dört kardeşinin de bulunduğu binlerce kişi, tifo salgınında yaşamını yitirdi. 

En yakın arkadaşı olan Ahmed Bereke, aralarında bağımsızlık düşüncesinin yerleşmesine öncülük etmişti. Ahmed bin Bella, içindeki bağımsızlık arzusuyla birlikte babasından miras kalan araziye döndü. 

"Kendi vatanında aşağı tabaka insan"

Ahmed bin Bella, 1943 yılında Nazilerin Afrika'nın kuzeyini işgal etmesinin ardından Fransızlarla birlikte İtalya ve Almanya'ya karşı savaşa katılması için zorunlu askerliğe çağrıldı. Askerlik hizmeti sırasında özellikle Cezayirli ve Fransız askerler arasında büyük bir ayrımcılık hissetti. Bu durum, kendini "kendi vatanında aşağı tabaka insan" olarak görmesine yol açtı. 

Milliyetçilik duyguları kabaran Bin Bella, 6. Kolordu'da bulunan askerleri ırkçılığa karşı direnmeye çağırdı. Direniş ateşinin kıvılcımlandığını fark eden Fransızlar, derhal Ahmed bin Bella'nın yerini değiştirdiler ve onu yalnızca Faslıların bulunduğu 5. Kolordu'ya atadılar.

Almanlar ağır yenilgiye uğratıldı

Bu sırada Alman ordusu, uçak filoları ile saldırıya geçti ve bölgeyi devamlı bombalamaya başladı. Gecenin karanlığından faydalanarak gizlenen 5. Kolordu, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Montano Dağı'na ulaştı. Burada düşmanı iyi bir şekilde izleme ve zayıf noktalarını belirleme fırsatına sahip oldular. 12 Ocak 1944'te de Silva bölgesinde saldırıya geçerek Almanları mağlup ettiler. Bunun sonucunda maneviyatı çöken Alman askerleri teslim oldu. 

Yapılan son savaşlarda üstün kahramanlık örneği sergileyen Ahmed bin Bella, General Charles de Gaulle tarafından en üstün devlet nişanı ile onurlandırıldı.

Siyasete ilk adım

Orduda eğitmen olarak çalışmaya başlayan Ahmed bin Bella, Cezayir'den çok kötü haberler almaya başladı. Almanya'nın savaştan çekilmesi ve İkinci Dünya Savaşı'nı müttefik devletlerin kazanmasının ardından binlerce Cezayirli, Sétif kentinde Cezayir bayrağı açtı ve 'Yaşasın özgür ve bağımsız Cezayir' yazılı pankartları taşıyarak bağımsızlık marşları söylemeye başladı. 1830'dan beri kurmuş olduğu düzeni sürdürmek isteyen Fransa'nın ordu birlikleri, kalabalığın üzerine makinalı tüfeklerle ateş açtı ve yüzlerce kişinin ölümüne neden oldu. Ayrıca, Sétif ve Guelma kentlerinde hava kuvvetlerinin de dahil olduğu yoğun saldırılar gerçekleştirildi. Sıkıyönetim ilan edilmesiyle birlikte binlerce insan gözaltına alındı. 22 Mayıs gününe kadar 45 bin sivil Cezayirlinin öldürüldüğü ortaya çıktı.

Bin Bella, bu gelişmelerin ardından Cezayir'e dönmeye karar verdi. Maghnia'dan katıldığı seçimlerin ardından belediye meclis danışmanı olarak siyasi kariyerine ilk adımı attı. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun çaba gösterdi. Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FLN) ileri gelenlerinden biri olan Bin Bella, daha sonra Cezayir Halk Partisi için askerî hücreler kurmaya girişti. 

Fransızlara karşı ilk askerî operasyon!

Bütün gücünü toplayan Cezayir Halk Partisi, 1949 yılında Fransızlara karşı ilk askerî operasyonunu gerçekleştirdi. Oran'daki postane merkezine silahlı saldırı düzenleyen parti, orada bulunan paraları ele geçirdi. Fakat ele geçirilen paranın miktarı, parti üyelerin beklentilerinin çok aşağısındaydı. Parti üyeleri, operasyonu düzenlediklerine pişman oldular. Ayrıca, Ahmed bin Bella Fransızlar tarafından aranmaya başladı ve 1950 yılında yakalandı.

Gizli örgüt kurma suçlamasıyla hüküm giyen Bin Bella, 8 yıl boyunca hapishanede yattı. 1952 yılının Mayıs ayında arkadaşlarının yardımıyla hapishaneden kaçtı. Önce Fransa ve İsviçre'ye, son olarak da Kahire'ye geçti. 

Devrim teşebbüsünde bulundu 

Mısır'ın desteğini arkasına alan Ahmed bin Bella, 1 Kasım 1955 tarihinde Cemal Abdünnasır ile birlikte devrim teşebbüsünde bulundu. Bu teşebbüs, Cezayir'de millî ruhun uyanmasını sağladı. Bin Bella, sınıf siyasetini ilke edinen - birinci sınıf Fransızlar, ikinci sınıf Cezayir halkı - partilerin baskılarından sıyrılmayı başardı. 

Onun yönetimindeki parti üyeleri, ülke dışından silah temin etmeye, bu silahları Cezayir'e sokmaya ve Fransızlar fark etmeden askerlere dağıtmaya başladılar. 

Suikastların hedefi haline geldi

1956 yılının başlarında Ahmed bin Bella, Fransızlar tarafından bir suikast girişimine uğradı. Fransızlar, onun Kahire'yle iletişim kurduğu ofisine paket şeklindeki bir bombayı taksi şoförü ile gönderdiler. Durumu fark eden Bin Bella, binanın alt katında bahşiş için bekleyen şoföre paketi geri gönderdi. Şoför, suikast girişiminin bedelini hayatıyla ödedi. 

Bir diğer suikast girişimi de La Main Rouge (Kızıl El) örgütüne bağlı olan John David tarafından gerçekleştirildi. David, Bin Bella'yı Libya'da öldürmeyi denedi fakat başarılı olamadı. 

Roma'da da suikasta uğrayacağını öğrenen Bin Bella, silah temini için sürekli yer değiştirmesi nedeniyle bu girişimden de kurtuldu. 

Hapishanelerde geçen yıllar...

Ahmed bin Bella, 22 Ocak 1956'da Hüseyin Ayet Ahmed, Muhammed Bûdıyâf, Muhammed Haydar ve Mustafa Eşref ile birlikte Fransız güçleri tarafından kaçırıldı. Bu tarihin ilk hava korsanlığı olarak kayıtlara geçti. Grup, Rabat'tan Tunus'a giden bir uçağın içindeydi. Fransız hükümetinden bir temsilci ile daha önce gerçekleştirdikleri bir toplantıda kendilerine sunulan barış koşullarını iki tarafa ve Kuzey Afrika devletlerine açıklamak üzere Tunus'a gidiyorlardı. 

Uçak havalanıp daireler çizmeye başlayınca Fransızlar tarafından tuzağa düşürüldüklerini fark ettiler. Uçağın Fransız pilotu, Tunus yerine Cezayir'e iniş için zorlandı ve grubu Fransızlara teslim etti. Bin Bella ve arkadaşları, 10 gün boyunca sorguya çekildi. Fransız hapishanelerinde tam 6 yıl kalan Bin Bella, bağımsız Cezayir'in sınırlarının belirleyen Evian Anlaşması'ndan bir gün sonra, 19 Mart 1962'de serbest bırakıldı. Bunun üzerine Bin Bella ile arkadaşları, İsviçre'nin Cenevre kentine götürüldüler.

Devrimci taraflar arasında çatışmalar başlıyor

Ahmed bin Bella'nın başında olduğu genelkurmay heyeti ile Bin Yusuf bin Hadde'nin başında olduğu geçici hükümet arasında çatışmalar başladı. Ahmed Bin Bella; Huari Bumedyen, Ferhad Abbas ve Muhammed Haydar tarafından desteklenirken, Bin Yusuf bin Hadde ise Muhammed Budiyaf ve Kerim Bilkasım tarafından desteklendi. 

Geçici hükümet, genelkurmayın yönetim kademesine sızmaya çalıştığını düşündüğü için Ulusal Kurtuluş Cephesi'nden çekiniyordu. Bu nedenle, Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne ve Bin Bella'ya karşı direnecek ayrı bir bağımsız bölge oluşturmak için referandumu kabul etti. Geçici hükümetin kendisine karşı tutumunu sertleştirdiğini fark eden Bin Bella, bu durumdan kurtulmaya çalıştı ve Trablus'a gitmek için özel bir Mısır uçağına bindi.

Trablus'a ulaştığında geçici hükümetin, Genelkurmay Başkanı Huari ile iki yardımcısını görevden aldığını öğrendi. Diğer yandan, Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin zimmetinde olan ve Cezayir toprakları altında gömülü olan silahları teslim alıp istediği şekilde dağıtma girişimi, geçici hükümetin amacını ortaya koydu. 

Bağımsızlık ilan edildi!

Geçici hükümet, Ahmed bin Bella ile arasını düzeltmek istedi. Çünkü, uzaktayken çok daha tehlikeli olacağını düşünüyordu. Bu nedenle, onu geçici hükümete katılmaya ikna etmek amacıyla Kerim Bilkasım'ı gönderdi. Bu teklifi reddeden bin Bella, Cemal Abdünnasır'a gerçekleri anlatmak için Mısır'a gitme kararı aldı. 

1 Temmuz 1962'de bağımsızlık için bir referandum yapıldı. 5 Temmuz günü de Cezayir'in bağımsızlığı resmen ilan edildi. O gün, Cezayir'in 1830 yılında Fransa tarafından işgal edildiği güne denk geliyordu. 

Sınır ordusu ile birlikte Tilimsan'da kalan Bin Bella, 22 Temmuz günü orada Ulusal Kurtuluş Cephesi için bir siyasi ofis (politbüro) kurdu. Onlar, gerçek bir Cezayir devletinin hala var olmadığını düşünüyordu. Beş kişilik politbüro, tüm zorluklara rağmen gelişmeye devam etti ve ülkenin bir gerçeği haline geldi.

Bin Bella, 4 Ağustos'ta sınır vilayetleri ile diğer vilayetlerin desteğini arkasına alarak başkent Cezayir'e girdi ve geçici hükümetin varlığına son verdi. Bin Bella başkanlığında kurulan ilk hükümet, 27 Eylül'de ilan edildi. 

Cezayir bayrağı göndere çekildi

Ahmed bin Bella, Birleşmiş Milletler'de (BM) bağımsız devletlerin bayrakları arasında Cezayir bayrağını göndere çekmek için 3 Ekim 1962'de ABD'ye gitti. 

Muhammed Haydar, Bin Bella'nın uyguladığı yeni siyaseti, özellikle de öz yönetim meselesini benimsemediğinden onunla anlaşmazlığa düştü. Hükümete karşı kullanmak üzere partinin 40 milyon frankı bulan hazinesini çalan Haydar, Bin Bella'yı karalamaya başladı. 

Huari Bumedyen ise Hükümet Başkanı Bin Bella'nın yardımcısı olarak atandı. Bumedyen, Bin Bella tarafından Ulusal Kurtuluş Cephesi'nde asker olarak görevlendirilmişti.

Ülkenin bağımsızlığını kazanmasından sonra tam bir yıl hükümet başkanlığı görevini yürüten Bin Bella, 1963 yılının Eylül ayında devlet başkanı oldu.

İhtilalin kurbanı oldu

Muhammed Haydar ile Ahmed bin Bella arasındaki görüş ayrılıkları artmaya başladı. Muhammed Budiyaf, Muhammed Haydar ve Hüseyin Ayet Ahmed gibi devrim liderlerinden oluşan bir muhalefet cephesi oluşturuldu. 

19 Haziran 1965 tarihinde Huari Bumedyen liderliğinde bir ihtilâl gerçekleşti. İhtilâlin nedeni, Bin Bella'nın ilk savunma bakanı olan Bumedyen'in konumuna önem göstermemesiydi. Bin Bella, ordunun Cezayir'i yönetme düşüncesine karşıydı. Bumedyen ise bu düşüncenin ilk destekçisiydi. 

Bin Bella, ihtilâlin ardından askerî bir kışlada hapse atıldı. 7 buçuk yıl sonra da serbest bırakıldı. Fransa'nın ardından İsviçre'ye gitti ve orada siyasi faaliyetletini sürdürdü. "Demokrasi Hareketi" isimli bir parti kurdu ve Şazeli bin Cedid'in başkanlığı zamanında ona muhalefet etti. 26 Aralık 1991 tarihinde gerçekleştirilen ve sonradan ilga edilen seçimlerde başarılı olamadı. Seçimlerin yeniden yapılmasını istese de ülke yönetimi, eski siyasetine devam etti. 

Hayatının son yıllarını Cezayir'de geçiren Ahmed bin Bella, 11 Nisan 2012'de 96 yaşındayken hayatını kaybetti. 

Yorumlar (0)